Konyaspor, yine sezonun en kritik maçlarından birine çıkarak kendi evinde Başakşehir'i konuk etti.
Geride kalan son iki maçta skor anlamında bizleri tatmin etmese de oyun anlamında ki pozitif gelişme bu maçla ilgili umutlarımızı arttırmıştı. Son maçlarda daha derli toplu hücumda olmasa da savunmada dengeyi kurmuş bir Konyaspor izliyorduk. Ömeroviç hoca geldikten sonra gözlemlediğimiz noktalardan biride takımın önde baskı yaparak, bu baskı neticesinde kazanılan toplarla hücumdaki hantallığa son verme çabalarıydı. Nitekim Konyaspor, bu çalışmanın meyvesini Başakşehir maçının ilk dakikalarında Luka Prip’in ayağından bulduğu gollerle almış oldu.
KABUS GİBİ BİR İKİNCİ YARI
Maçın ilk devresi itibariyle bütün şartlar lehimize dönmüş, artık kalan 45 dakikayı da bitirip galibiyeti kutlamaya hazırlanırken adeta bir kabusa uyanacağımızdan habersizdik.
Takımda aynen bizim gibi bu maç artık bitti önümüzdeki maçlara bakalım havasında çıkmış belli ki maçın ikinci yarısına. Zaten mental olarak yıpranmış özgüvensiz ürkek bir takım olan Konyaspor, tamamen geriye yaslanıp hücumu hiç düşünmeyerek skoru koruyabileceğini düşündü. O andan itibaren hem biz hemde takım futbolun temel gerçekleriyle yüzleşmiş olduk. Yapılan kritik hatalara kenar yönetimde seyirci kalıp üzerine birde oyuncu değişiklikleriyle ekleme yapınca, Başakşehir takımına mucizevi bir geri dönüş imkanı sunmuş oldu.
Bizde böylelikle; Yediğimiz 3 golle hem maçı hemde umutlarımızı kaybetmiş olduk...