Biliyorum ben spor yazarı değilim, duayenlerimizden Recep Çınar Başta olmak üzere bütün spor yazarlarımızdan özür diliyorum. Lütfen yazdıklarımızı hadsizlik olarak da görmesinler. Bugün Konya için Konyaspor’dan daha önemli bir gündem konusu var mı? Yok olamazda, onun için ben de bu yazıyı yazıyorum.
Önümüzde iki maç var, ikisini da kazandığımız takdirde Torku Konyaspor gelecek yıl süper ligde… E doğal olarak da Konya süper ligde…
Mesela konuyu Konya Büyükşehir Belediyesi açısından ele alalım, anlaşılıyor ki, Tahir Akyürek’in seçim öncesi en önemli kozu yeni yapılacak stadyum olacak. Peki, bu stadyumun Başbakanımızın da teşrif buyurduğu, Konyaspor ile Fenerbahçe’nin oynayacağı ve hatta Fenerbahçe’yi yendiği bir süper lig müsabakasında açılışını yaptırsa müthiş olmaz mı?
Her şeyi ile daha etkili, daha sükseli, daha prestijli. Mesela Kent Plaza’ya ya da Kule Site’ye, ya da işte ne bileyim Mevlana Civarına gelecek süper lig futbolcularının şehre yapacakları katkı sadece futbol ile sınırlandırılabilir mi? Torku Konyaspor süper ligde iken bir Galatasaray maçı öncesiydi. Kayseri’den bir dostum Konya’ya maç için gelmek istediğini ve maç için bilet bulamadığını, kalacak otelde yer bulamadığını ifade ediyordu. Kendisine yardımcı olmamı rica ediyordu.
Olmaya çalıştık, geldiler iki gün Konya’da kaldılar. Konya gelen her insan beraberinde para, iş, aş getirmektedir. E bunları göremezseniz Konyaspor’un süper lige çıkmasının önemini de anlayamamış olursunuz.
İşte biz Torku Konyaspor’u sadece bir futbol kulübü olarak görmüyoruz ve onun için de Torku Konyaspor mutlaka Konya için süper lige çıkmalıdır, herkes Torku Konyaspor’a bu süreçte destek olmalıdır, diyoruz.
Neyse nasıl kazanırız, biraz fikir jimnastiği yapalım. Öncelikle niye kazanmadığını tahlil etmeye çalışalım. Kesinlikle hakem faktörü Konyaspor’un kazanamamasında en büyük etkendir. Müthiş can sıkıcı, moral bozucu bir hakem yönetimi vardır. Son yıllarda bu kadar bariz bir şekilde başka hiçbir maç hakem faktörü ile kazanılmamıştır. Kesinlikle Bucaspor nizami bir gol atmamıştır. Zaten Hürriyet Gazetesinden Altan Tanrıkulu bile bu duruma isyan etmiştir. Altan Tanrıkulu’nun yazısını sizinle paylaşmak istiyorum. Altan Tanrıkulu, “Normal sezonda PTT 1. Lig maçlarına Cüneyt Çakır’ı, Fırat Aydınus’u veren MHK final maçlarına Süper Lig’in deneyimsiz isimlerinden birini veriyor…
Dün akşam Bucaspor duran toptan bir gol buldu ilk yarının sonunda… Golü atan Luis Henrique çok net bir şekilde rakibinin üstüne çıkıp düşmesine neden oldu ve kafayı vurdu... Bir dakika sonra bu kez Konyaspor duran toptan gol şansı aradı... Ali Turan geriden gelip kafayı vururken elleri rakibiyle çok küçük bir temas halindeydi... Ancak şiddetli bir itme, çekme ya da yüklenme yoktu Buca’nın attığı goldeki gibi...
Hakem Serkan Çınar nizami golü iptal etti... Ve ilk yarı 1-0 bitti... İkinci yarıda net gollük pozisyonda Selim topa vurmaya çalışırken rakibinin tabanıyla yerde kalıyor… Penaltı bekliyoruz ama, karar; Konya aleyhine faul... Açıkçası Buca’nın Konya’yı yenerek finale göz kırptığı maçı pek anlayamadım… Hata olur ama bu kadarı fazla... 3 topu direkten dönen Konya’ya üzüldüm açıkçası.” Diyor.
Hakem hatası tamam ama Buca’yı fakat yenemememizde başka faktörlerde vardı. Konyaspor kendi evinde çok nazik bir seyirci topluluğu önünde naif bir futbol oynadı. Özellikle Bucaspor kapanınca Konyaspor hiçbir varlık gösteremedi. Paslar isabetsizleşti, ayağına topu alan pas vermek, organize atak geliştirmek yerine kaleye şut çekmeye başladı, hakemin hatsına bir de bunlar eklenince maç kaybedildi.
Öncelikle kesinlikle süper lige bu kadar nazik bir futbolla çıkılmaz, kavga etmeyeceksiniz elbette ama futbolun kendi içinde kabul edilir bir oranda da agresif bir futbol ortaya koyacaksınız. Buna onlarca örnek verebilirim, Fenerbahçe’nin Avrupa’ya veda ettiği Benfica maçına bakın, adamlar futbolla değil seyircinin agresifliği ile futbolcunun inanmışlığı ile maçı 3–1 kazandılar. Aynı şekilde Fenerbahçe Galatasaray’a son lig maçını agresif seyirci ve futbol sayesinde vermedi ve 0–1 yenik durama düştüğü maçı 2–1 kazandı.
Torku Konyaspor iyi futbol oynamalıdır, futbolcular kesinlikle kendilerine güvenmeli ve maçı alacaklarına inanmalıdır. Konya bu maçın alınacağına inanmalıdır. Uğur Hoca gerçekten güzel futbol oynatıyor ama aynı zamanda biraz da agresif oynatmalıdır. İzmir’deki Konyalıların dernekleri ve dernek federasyonları ile bağlantılara geçilip İzmir’de bir Konyaspor havası oluşturulmalıdır. Seyirciler organize olmalı ve iyi bir futbolla da bu maç alınmalıdır.
Bucaspor’un seyircilerinin bölümüne de Konyasporlu taraftarlar girebilir. Eğer on bin kişinin üzerinde seyirciyi çıkarabilirsek ve bu seyirciler Konyaspor’a destek olursa, Uğur Hoca’da kazanılacak agresif, organize futbolu oynatırsa, futbolcular ve Konyalılar bu maçın kazanılacağına inanırlarsa ve adam gibi bir de hakem olursa bu maç kazanılır.
Ankara’daki Konyalılara da, Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’na da, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’a da bu anlamda görev düşmektedir. Ertuğrul Günay Buca’ya destek olmak için Konya’ya geldi, Toku Konyaspor’a destek olmak için de bizim milletvekillerimiz İzmir’e gitmelidir. Anlayacağınız herkese görev düşmektedir. 23 Mayıs 2013 Perşembe gününün Konya için iyi bir gün olmasını dileyelim.
Hadi Konya, bu maçı alabiliriz…