Konya milletvekilimiz Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlık görevine gelmesinden itibaren şehir olarak dikkatimizin büyük bir kısmını yurtdışına yönelttik. Ülke içine mutlaka ilgi duyulmakla birlikte, ölçekte ve içerikte değişiklik göze çarpıyor.
Yurtdışına yönelen bakış açısının sebepleri var. Birincisi Davutoğlu’nun siyasi tahayyülü sınırlı değil. Ülke sınırları, dil sınırları ve düşünce sınırları coğrafi sınırlarımızla örtüşmüyor. Bu kapsamda Konya STK’ları olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yerine getirmiş olmanın verdiği mutluluğu hafife almamak gerekiyor.
İkincisi, ülke olarak maddi ve manevi kalkınma noktasında ciddi bir başarı elde ettik. Ülkenin gelişmesine bağlı olarak, milletimiz ve STK’larımız da gelişti.
Mesela, Suriye’ye yapılan yardımlar ve destek, Bayırbucak gündemiyle beraber daha hassas hale geldi. Bu kapsamda Konya’da hummalı bir çalışma var. Başka coğrafyalar unutulmadı. Unutulmayacak.
Gelecek günlerde Evlad-ı Fatihan Projemiz kapsamında Konya STK’ları desteklerini ortaya koyacaklar. Beklentimiz çok fazla. Somut ve sevindirici haberleri sizlerle paylaşacağız.
Mesela Mehir Vakfı Balkanlarda gençleri evlendirecek. Kardeş topraklarda mutlu beraberliklerin ve sıcak aile yuvalarının temelleri atılacak. Bu konuya kamuoyunun ilgi ve alakası son derece sevindirici seviyede.
Diğer dernek ve vakıflarımızın faaliyetleri gene göz dolduracak.
Bu yardımlaşma kültürü şehrin belki de en önemli değeri. Konya sadece Türkiye’ye değil, tüm İslam dünyasına örnek olacak hüviyette. Bununla ne kadar övünsek, ne kadar gurur duysak azdır.
Bütün bu faaliyetler daha çok sağlanan güven ortamından gücünü alıyor. STK’larımıza milletimiz çok güveniyor.
Yirmi yılı aşkın süre önce Bosna savaşı dolayısıyla elindekini, avucundakini kardeşleriyle paylaşmaktan çekinmeyen milletimiz bugün yardımlaşma noktasında ciddi bir yere sahip hale geldi.
Konya’ya sığınan Suriyeli kardeşlerimiz Türkiye’nin en şanslı şehrindeler. Başka şehirlerde muhtemelen aynı sıcak karşılamaya muhatap olmamışlardır.
Balkanlar, Afrika, Kafkasya’ya ne kadar çok açılabilirsek, o kadar güçlü oluruz. Son dönemlerde malum bazı ülkelerle yaşadığımız problemler bu düşüncemizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösteriyor. Rus’a karşı bizi kim savunuyor, kim destek oluyor?
Tabii ki dost ve kardeşlerimiz…
Çeçen kardeşlerimiz desteklerini beyan ettiler. Azeri kardeşlerimiz aynı şekilde. Başka coğrafyalarda da benzer bir durum bulunuyor.
Verdiğiniz kadar güçleniyor, verdiğiniz kadar kazanıyorsunuz.
Konya olaya böyle bakıyor.
Konya STK’ları olayı böyle görüyor. Türkiye’ye örnek olabilecek bir vaka ve vakıa.
Her gün yardım tırları uğurlanıyor. Kuruluşlarımız hayırda aracı olurken, hemşehrilerimiz yardımda cimri davranmıyorlar.
Bu yardımlar devletin, yerel yönetimlerin ve kamu kuruluşlarının yükünü alma noktasında çok hayati. Yoksa bir şekilde kamu bütçesinden karşılanmak durumunda bu maliyetler.