Konya'nın kültürel ve tarihi mirası ele alındı

Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz web TV Pozitif Bakış programına konuk olarak katıldı. Aktif yayın kuşağında saat 18.00’de canlı yayın olarak başlayan programda Tokgöz “Konya'nın Kültürel ve Tarihi mirası ” başlıklı bir söyleşi yaptı.

Program Mehmet Ali Elmacı'nın moderatörlüğünde Konya'nın hangi açılardan kadim şehir olduğu ve kültürel ve tarihi miras unsurlarının neler olduğu yönündeki sorusu ile başladı.

Program başlangıcında Ömer Tokgöz izleyicilere kendisi hakkında şu bilgileri verdi: 1964 Konya doğumluyum, İlk, orta ve lise eğitimimi Konya'da yaptım, daha sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1986 yılında mezun olduğunu belirtti. İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğünde memuriyete başladım.

Bürokratik her kademede İl Müdürlüğü dahil yaptığını ve 34 yıllık çalışma sonunda 2023 yılında emekli olduğunu söyledi. Bu süre içinde Memur Sen Konfederasyonu bünyesinde M.Akif İnan ile birlikte görev yaparak, Büro Memur Sen'de Genel Başkan Yardımcılığı yaptığını, Siyasal Vakfı Konya temsilciliğini kurarak sivil toplum çalışmaları yaptığını belirtti.

Sayısalcı olmasına rağmen Lise döneminden beri yakın tarih, Osmanlı tarihi, Konya tarihi ve kültürü üzerine okumalar yaptığını, Siyasal Bilgiler eğitiminin kazandırdığı mülti disipliner bir bakış açısına sahip olduğunu, 25 yıldır Konya'daki seminer ve sohbetlere katıldığını, duayen kültür insanlarıyla sohbetler yaparak onların tecrübeleri ve yorumlarından yararlandım. Konya tarihi üzerine binlerce sayfalık bir okuma ve tarama yaptığını, binlerce eski ve yeni fotoğraf incelediğini ve sosyal medyada ve yerel medyada araştırma dosyaları hazırladığını, köşe yazıları yazdığını vurguladı.

Tokgöz Konya'nın 10 bin yıllık bir tarihi olduğunu, Boncuklu Höyük ve Çatalhöyük en eski Konya yerleşimi olduğunu belirterek, 3 bin yıl öncesinde ise Milattan önce şehir yerleşimlerinin ortaya çıktığını, Frigler, Hititler, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere Konya'nın geniş bir kültür ve tarihi eser yoğunluğuna sahip olduğunu belirtti. Tüm uygarlık kesitleri ve kültürlerinin Konya'nın genetik dokusuna nüfuz ettiğini, Savatra antik kenti ne kadar bizimse, Yusuf Ağa kütüphanesi de Ziraat Abidesi de , Cumhuriyet anıtları da bize aittir değerlendirmesini yaptı.

Kültürel mirasına ise bayramlar, düğünler, folklorik yapı, Konya musikisi, Mevlevi dergahının etkinlikleri ile ekonomik ve sosyal yansımaları olan bir kültürel değerler oluşmuştur açıklamasını yaptı.

Program akışında tarihi eserlerin ilgili ve yetkili kurumlarca korunmasına rağmen bazılarında yıpranma, eskime, kısmen yıkılma gibi örnekler olduğu ele alındı.

Programda Tokgöz son olarak kent merkezinde tespit ettiği 30 civarında çeşmede problem olduğunu, özellikle Gödene Çelebi çeşmesi, Hacı Fatma Hanım Çeşmesi, Hoca Habib çeşmesi, Melek Sokak ve Şeyh Ulema Recep Ağa çeşmelerinin ivedilikle restore edilmesi gerektiğini açıkladı. Musalla, Üçler ve Kasım Halife gibi tarihi mezarlıklarda bulunan tarihi mezar taşlarının da kötü durumda olduğunu söyledi. Bu tür tarihi eserlerin tamamına barkod konulması, ihbar hattı kurulmasını, tarihi eserlere zarar verenlere karşı caydırıcı olması için kamera takibi ve mevzuatta öngörülen kontroller ve hukuki tedbirlerin uygulanmasını önerdi.

Konya Haberleri