- Urfa- Birecik’e Göç
Selçuklu Türkleri nasıl Konya’ya gelmiştir? Bu süreç nasıl gerçekleşti? Burada bu konuyu bir yazı dizisi halinde anlatacağız.
Sultan Alparslan Malazgirt zaferini kazandıktan sonra Anadolu’ya akın akın Türk boyları akmaya başladı. Türkler Anadolu’nun geniş otlak ve yaylaklarına uzandılar. Artık onların rahatça hayvanlarını otlatacağı toprakları vardı. Erzurum’da Saltuklular; Tokat ve Niksar’da Danişmendliler; Mardin, Diyarbakır, Hasankeyf (Hısn-ı Keyfa) de Artuklu Beyliği kuruluverdi. Tabii doğudan Türk nüfusunun göçü akın akın devam ediyordu. Hatta bu dönemi bizzat gören bir Ermeni kaynağı “Türkler karıncalar gibi her yeri kaplamışlardı” diyerek hem korkularını hem de Türklerin kalabalığını itiraf ediyordu.
Bu dönemde Sultan Alparslan bir siyasi dehâ olarak karşımıza çıkıyor. Amcaoğullarının çocukları olan Kutalmış oğlu Süleymanşah, Mansur, Alp İlig, ve Dolet (Devlet) adlı kardeşleri hem saltanat mücadelesi dedikodularından uzaklaştırmak hem de Büyük Selçuklu devletine karşı muhalefeti önlemek için, siyasi mücadelenin çok fazla olduğu Urfa- Birecik bölgesine gönderme kararı alacaktır. Bu kararın ardından bölgeye büyük bir göç yaşanır. Kaynak bu göçü yaklaşık 50 bin oba (çadır-aile) (250.000 kişi) nin üzerinde kalabalık bir nüfusun Urfa- Birecik bölgesine geldiğini yazar. Sultan Alparslan böylece kendisine karşı muhalefet zincirini kırmak istemiştir. Bunda da başarılı olacaktır. Çünkü bugünkü kuzey Suriye’de çok güçlü Selçuklu emirleri bulunmakta idi. En başta Alparslan’ın küçük oğlu Tutuş ve Artuklu devletinin kurucularının babaları Artuk bey gibi emirler bulunmakta idi. Yani Süleymanşah ve kardeşlerinin burada başarılı olması mümkün değildi.
Ancak Kutalmış oğlu Süleymanşah da, Alparslan ve sonra Melikşah’ın karşısında ileri görüşlü devlet adamı olduğu, sonra gelişen olaylar gösterecektir. Kuzey Suriye’de, Süleymanşah, kardeşleri Alp İlig ve Devlet’i kaybetse de mücadeleye devam dedi. Ama o artık Kutalmış oğullarının Urfa- Birecik bölgesinde başarılı olamayacağını anlamıştı. Anadolu’nun her yerini Selçuklu atlıları tarafından adım adım keşfettirdi. Kutalmış oğullarının rahat yaşayıp güç depolayacağı bir yer aradı. Ve buldu da.. Kimsenin aklına gelmeyeceği, hatta 225 yıl sonra Osmanoğulları gibi bir cihan devletinin de kurulduğu yer, Bizans’ın dibi olan İznik’i buldu. Belki de bu Allah’ın 380 yıl sonra Türklerin İstanbul’u alacağının bir işaretiydi. Hatta Allah burada İstanbul’u fethetme fırsatını Selçukluların önüne de sunacaktır.
Süleymanşah, kardeşi Mansur ile beraber İznik’e göç kararı aldı. Bu göç aynı Urfa-Birecik bölgesine yapılan göç gibi çok büyük idi. 100 binlerce Selçuklu obası, at, davar, keçi ve develeriyle göçe başladı. Bu göç en az 5-10 yıl sürmüş olabilir. Göç güzergahını tespit etmek mümkün değil, ancak Tarsus, Konya, Eskişehir^den İznik’e veya farklı yol üzerinden İznik’e ulaşmış olmalılar. Yani Anadolu’da ilk Türk- İslam nüfus yoğunluğunun sağlandığı yer İznik yani (Bilecik, Yenipazar, İznik Söğüt ve Osmaneli ile Eskişehir'in. Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçeleri) Sakarya vadisidir. Bu bölge Türklerin yaylak ve kışlak hayatına da uygun bir yerdi.
Süleymanşah kısa süre içinde İznik merkez güçlü Selçuklu devletinin kuruluşunun adımını attı. Selçukluların ilk başkenti İznik oldu.