Konya’nın kitaba, yazara, söyleşiye yoğun bir ilgisinin olduğunu belirten Yazar Ruşen Eşref Bayraktar, “Bu organizasyonu yapan Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a bizi buraya davet ettiği için ve böyle bir etkinlik kurguladığı için teşekkür ediyoruz. Burada pek çok insanın emeğinin olduğunu biliyoruz. Tüm emektarlara şükranlarımızı sunuyoruz, devamı olsun daim olsun istiyoruz. Konya zaten okumanın bir merkezidir. Hazreti Mevlana, Hazreti Pir, ‘dinle’ diye başlamıştır sözlerine. Ama biz önce dinleyip sonra bol bol okuyup ardından da bunun üzerine bol bol düşünürüz. Konya’mızın genel yapısındadır ve dolayısıyla Konya adına hiç de şaşırılacak bir durum değildir.
Kitaba, yazarlara çok büyük bir ilgi var. Aynı zamanda hürmet de var. Bu her yerde karşılaşabileceğimiz bir şey değil. Bundan dolayı da kıvanç duyuyoruz. Kitap bir şeydir o bir şey her şeydir. Dolayısıyla her şeye ulaşmanın yol o ilk emirden geçiyor. Okumaktan… Anadolu tabiriyle ifade edeyim. Okuyanın sırtı yere gelmez. Kıymetli okumalar, güzel okumalar diliyorum” şeklinde konuştu.
‘KONYA KİTAP GÜNLERİ BÜYÜK BİR KAZANÇ’
Kitap günlerinin Konya adına büyük bir kazanç olduğunu vurgulayan Yazar Özgür Gez, “Konya’nın kültürüne ve kimliğine bu kadar mükemmel bir organizasyonla sahip çıkmasından ötürü ben de çok mutluyum. Hem bir öğretmen hem bir yazar hem de bir okur olarak büyük keyif aldım. Tabi her yıl üzerine koyularak yapılan bir çalışma. Birçok kitapseverin buluştuğu bir ortamda olmak bizler için çok kıymetli. Gelecek nesillere, öğrencilere, kitap dostlarına çok güzel bir ortam olmuş. Burada binlerce çeşit var. Tabi kelimelerin çok kıymetli olduğu zamanlardan geçiyoruz. Kitapların çok kıymetli olduğu zamanlardan geçiyoruz. Bunun da membaında olmak, Konya’nın böyle bir imkanı bizlere sunmuş olması bizler için çok büyük bir keyif ve aslında çok büyük bir kazanç. Ben bundan ötürü kıymetli Belediyesi Başkanımıza gönülden teşekkür ediyorum. Katılan tüm yazarlara da teşekkür ediyorum. Onlarla olmak çok büyük bir keyif. Tüm çalışanlara da çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
‘İNSAN KELİMELER KADAR KIYMETLİDİR’
Her insanın bir hikayesinin olduğunu ve insanın kelimeler kadar kıymetli olduğunu ifade eden Özgür Gez, “Bizler zaman zaman çok umutsuzluğa kapılabiliyoruz. Kitap okuyan yok diye haberlerde görebiliyoruz ama bugün hem salonunun hem kültür merkezinin hınca hınç dolu olması bunu aksi olduğunu gösteriyor. Ruşen Eşref Bayraktar ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ‘Türkçe konuşmak’ söyleşisinde katılım bizi çok etkiledi. Dilimize ve kimliğimize bu kadar sahip çıkan insanların olduğunu bilmek gelecek adına bize umut vadediyor. Organizasyonun güzelliği aslında bazı şeylerin daha kaliteli olmasını sağlıyor. Asla tesadüf değil çünkü bu işin altında çok büyük bir emek çok büyük bir fedakarlık var. Salonların dolmasına bence şaşırmamalı çünkü baştakinden sondakine kadar mükemmel bir çalışma var. Aslında okumayı bilirseniz her insan bir kitaptır. Dolayısıyla hepimizin bir hikayesi zaten var. Bence her insanın okumaya değer hikayesinin kitaplara yansıması gerekiyor. Belediyenin de ‘sizin hikayeniz kitap’ mottosuyla çıkması insanın kıymetini atfediyor. İnsan kelimeler kad
‘2053’E VE 2071’E GİDEN YOLLAR KİTAPLA DÖŞENİYOR’
En büyük yatırımın insana yapılan yatırım olduğuna dikkat çeken Yazar Serdar Tuncer, “Son iki buçuk asrımız ‘ne yapsak’ diye düşünmekle geçti. Son 20 senemiz yapılması gerekenleri yapmaya gayret etmekle geçiyor. 2053 ve 2073’e giden yerde başka bir şey yapmamız lazım. Hastane yaptık, okul yaptık, yol yaptık, ağır savunma sanayine dair bir şeyler yaptık. Ama bütün bu yaptıklarımız insanla kıymetli, insan için yapılan şeyler, insanla var olan şeyler… 2023’e böyle geliriz fakat 2053’e sadece bunlarla gidemeyiz. İnsanların zihin dünyalarını, gönüllerini inşa ederek, ihya ederek gideceğiz. Burada da en önemli mihenk noktalarından birisi kitaptır. Bu iş kitapla olur, bilgiyle olur, tefekkürle olur. Düşünen nesilleri yetiştirebilmekle olur. Ortaya büyük Türkiye’nin iddia ve teklifini koyabilecek bir nesil yetiştirme çabasıyla ancak 2053’e varılır. 2071’de büyük bir Türkiye’den bahsedilebilir. Kitap fuarları küçücük çocukların gelip kitap kokusunu almasıyla, insanların aradığı kitapları bulmasıyla, her evde bir kütüphane kurulmasının bir vesilesi olması ve yazarla okuru buluşturması itibarıyla 2053 ve 2071’e giden yolların en önemli taşlarından bir tanesidir” dedi.
‘HİKAYEMİZ KİTAPTIR’
Her insanın okuyucusu olan bir hayat hikayesinin olduğundan bahseden Serdar Tuncer şöyle konuştu: “ Kitap fuarları pek çok yerde yapılıyor ancak ben burada Konya’ya ayrı bir başlık açmak istiyorum. Keşke kitap fuarı yapan bütün illerimiz Konya kadar şanslı olsa ve böyle güzel bir kültür ve kongre merkezinde, şehrin bu kadar içinde bu kadar çok insanın katılımıyla, bu kadar kaliteli, bu kadar düzenli ve intizamlı iş yapabilsek herkes bir gün bunu yapacak ve çok güzel olacak inşallah. Konyalı okurların ilgisi her zaman iyiydi. Konya bizi hiç mahcup etmedi. Şurada 3 buçuk saat boyunca kitap imzaladığımı biliyorum. Bugün inşallah böyle olmaz. Her yazar inşallah çok insan gelir diye gelir ben inşallah bugün biraz azdır umuduyla geliyorum. Her insanın hikayesi bir kitap hacmine ulaşmayabilir ama her insanın öyle ya da böyle okuyanı olan bir hayat hikayesi vardır. Onun için hikayemiz kitaptır.”
‘ŞİFA KİTAPTA’
Kitap okumanın insan psikolojisine çok iyi geldiğini kaydeden Yazar, Oyuncu ve Davranış Bilimleri Uzmanı Aşkım Kapışmak, “Konya kitap günlerinde bir söyleşi gerçekleştirdim. Güzel bir enerji vardı tüm salon dolmuştu. Kadının olduğu yerde her şey çok güzel. Bu sene ayrı bir enerji vardı. Çünkü pandemiden sonra ilk defa geldim. Çok fazla şey öğrenmek isteyen, çok fazla kendini araştıran insanlarla karşılaştım. İlk defa bu kadar erkek sayısı oldukça yüksekti. Konya bu anlamda bana iyi geldi. Çünkü erkekler kişisel gelişime, psikolojiye biraz mesafeli duruyorlar ama bugün tam tersini gösterdiler.
Belediye de çok güzle çalışmış, mekan çok güzel. Ben çok mutlu oldum daha ne olsun. Motto kitap olunca beynimizin en çok önemsediği şey şu: son zamanlarda insanlar stresten dolayı kitap okuyamadıklarını söylüyorlar. Okurken dikkatim çok dağılıyor, başım ağrıyor diyorlar. Bunu çözmelerini öneriyorum. Çünkü kitaba ilgi çok fazla eskisi gibi değil, dijitalden dolayı azalmaya başlıyor. Ama şifa gerçekten o kitaba dokunmakta, sayfayı çevirmekte, o kokuyu hissetmekte. Beynimizin yeni protein üretebilmesi için kitap okuması gerekiyor. Sadece ruh sağlığı için değil benden sağlığı için de çok önemli. Şifa kitapta…” diyerek sözlerini tamamladı.
•SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ