Konyalı deha çocuk Can Ahmet Kılıç, tamamen İngilizce yapılan MUN programlarında birçok ödül almayı başarmıştı. Kendi şehrinde de bir ilke imza atarak KONMUN projesini düzenleyecek olan Kılıç’a, sosyal medya fenomeni Eylül Öztürk’ten eleştiriler geldi. Kılıç’ın videosunu sosyal medyada paylaşarak eleştirel yazılar yazan Öztürk’e, cevapta gecikmedi.
İlk paylaşım Öztürk’ten şu şekilde geldi;
1- Avrupa veya Amerika'daki üniversitelerin araştırmaya ayırdığı bütçeleri Türkiye'de tüm üniversiteler toplansa karşılayamıyor.
2. İlk yüzde bir tane bile okulumuz yok.
3. Akademik kariyer istesen liyakat barajına takılıyorsun malım.
4.eğitimini aldıktan sonra dönüp yine memleketine hizmet edebilirsin mesela?
5.MUN dediğin organizasyon zaten birleşmiş milletlere ait.
6. İçi boşaltılmış vatansevercilik oynamaya gerek yok, elbette ki herkes potansiyelini en çok parlatabileceği yerde olmak ister.
Yanıt ise gecikmedi. Kılıç’ın ilk cevabı şu şekilde oldu;
“Eylül Öztürk! Ortaokulu Belçika'da okudun. Yunan dili ve edebiyatından diploma aldın. İlk çocuğunu Amerika-Florida'da doğurdun, çocuklarının ismi Alex ve Alice. Çocuğun Alex'in göbek bağını NASA'ya gömdün... Sana soruyorum medeniyet yoksunu, sen ismi Can Ahmet olan 17 yaşında bir Anadolu çocuğuna saldırma cesaretini nereden buldun?
Senin adın Eylül, tarihi Sümerler'e kadar dayanan isminin esas anlamı "İbadet". Fakat açıkça görünüyor ki sen kendi isminden de benim gibilerden de utandın, kucağına Alex ve Alice'i aldın. Bir kavme benzemeye çalışırsan sen ona aitsin Eylül. Senin vatan ile, Türkiye'nin eğitim şartları ile ne alakan var ki yorum yapmaya cüret edebiliyorsun?
Bizdeki ilim ile Avrupa'nın ilmi farklılık arz edebilir. Ama Türk kültüründe 2 şeyin telafisi yoktur: Biri fahişeliğin, biri de ihanetin. Bizler ilim öğrenmek için gidenlerden değil, senin gibi ihanet içerisinde okuyup yetişmiş olanlardan nefret ediyoruz.
Bizim ismimiz Ahmed-i Muhammed. Bedenimiz Orta Asya Oğuz boyundan, ruhumuz Medine'den gelmektedir. 7 düvele meydan okuyan ataların çocuğuyum ben.”
Kılıç’ın cevabına Öztürk’ün yanıtı şöyle oldu;
“Sevgili Ahmet. Dersini çalışmışsın bakıyorum. Eğitim sistemimiz ezbere dayalı olduğundan olsa gerek, senden de daha farklı bir cevap beklemek manasız olurdu. Şimdi ezberleyerek sürekli tekrar ettiğin içi boşaltılmış vatanseverlik naralarınla ilgili biraz ezber bozmak istiyorum.”
Öztürk, şöyle devam etti;
“Birincisi, evet ortaokulu Belçika'da okudum, ama sebebini kaçırmışsın, malum ezber... Benim annem Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında görevlendirdiği öğretmenlerden biriydi. Yani yurt dışında yaşayan Türkler özlerini kaybetmesinler diye orada görevliydi.
Evet. Büyük oğlum Florida doğumlu. Tıpkı Sayın Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın torunlarının olduğu gibi. Bürokratik engelleri koyan ben değilim, elbette ki herkes gibi ben de çocuklarımın bu engellere takılmadan yaşamasını isterim, imkanım vardı yaptım. Herkes gibi.
Evet, oğlumun ismi Alex, çünkü koyu Fenerbahçe aşığı. Bu da seni ilgilendirmez mesela. Kızımın adı da tüm dünyada geçerli ve telaffuzu kolay bir isim. Alice Harikalar Diyarında'dan esinlendim ama sana ne? Ayrıca benim adım da Arapça bir isim. Yine Türkçe değil çok merak ediyorsan:)
Nasa konusuna gelince. Türkiye'de nasa vardı da ben mi gömmedim çocuğumun göbek bağını ahahhaha Beni güldürdün çocuk, bu arada efsane bir müze, vize engeline takılmazsan gidip görmeni tavsiye ederim, ufuk açıyor!
Aa Yunan Dili edebiyatı kısmını unutmuşum so sorry. Ben 4 yabancı dil biliyorum ve dil bölümü mezunuyum. Bilmediğim bir dili okumak istemiştim, o da Yunan Dili oldu. Haa üniversite olarak İstanbul Üniversitesi ama:) Senin övdüklerinden biri yani”
Kılıç şu sözlerle tartışmayı sonlandırdı;
“Sevgili Eylül. Evet dersime çalıştım, görüyorum ki sen kitabın yüzünü bile açmamışsın. Şimdi senin içi boş gördüğün vatanseverliğime sırtımı dayayarak sana biraz ders vermek istiyorum. Biz gençlere hitabesinde ne yazmış Gazi Mustafa Kemal? İstiklali müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Sen önüne çıkan birkaç bürokratik engelde bile Florida'ya uçmuşsun.
Oğlun Fenerbahçe aşığı olduğu için ismini Alex koydun öyle mi? Doğmamış bir çocuğu nasıl Fenerbahçe aşığı ilan edebildin? Kızının ismini de telaffuzu kolay diye Alice koymuşsun. Mesele telaffuz ise Neden Eva veya Zoe koymadın? Ben adların yabancı kökenli olduğuna değiniyorum, sen bana Fenerbahçe diyorsun, Harikalar Diyarı diyorsun.
Bahsettiğin müzeler ufuk açıyor olabilir doğrudur. Senin gibiler ufkunu batıyla sınırlı tutarken biz tüm dünyayı tanıyor, ufkumuzu Ötüken'den Horasan'a, Kafkaslar'dan Anadolu'ya, Bereketli Hilal'den Endülüs'e kadar geniş tutuyoruz. Bugün NASA'nın astronomisine değineceksen Ali Kuşçu'yu görmeden ilerleyemezsin. Ben de sana ufkunu genişletmeni tavsiye ederim.
Benim dedem de 1961'de Almanya'ya gitti. Ama giderken yanında götürdüğü tahta valizin içinde 3 değerli emtia vardı. Kur'an-ı Kerim, Seccade ve Türk Bayrağı. İşte gün geldi o tahta valizden ben çıktım. Kim bilir sen neyden çıktın. Biz uğrunda kan döktüğümüz vatanı senin gibi satmayız. Biraz sıkıntı gördüğümüzde bu topraklara ihanet etmeyiz. Acısıyla sıkıntısıyla, kederiyle bu vatan bize aittir.
Tebrik ederim 4 yabancı dil öğrenmişsin ama ana dilini anavatanında konuşmaktan utanarak öğrenmişsin. Florida’da 4 dili istediğin şekilde konuşabilirsin.”