Konya’daki ‘basından sorumlular’

Seyfullah Koyuncu
Ben yazmaktan bıktım, onlar yapmaktan bıkmadılar... Yazsan olmuyor, yazmasan gönül razı değil. Uyarılarımızı da dikkate alan yok. En iyisi dükkânı kapatıp gidelim.
 
İletişim fakültesinde aldığınız eğitimleri, okuduğunuz kitapları, genel kültürünüzü, tecrübenizi ve bunun gibi bütün donanımlarınızı atın çöpe gitsin. Bir önemi yok nasılsa!
 
Laf ola beri gele. Neme lazım ki donanım, tecrübe, bilgi falan. Hikâye bunlar. Kimsenin bunları dikkate aldığı da yok zaten…
 
Durun durun sakin olun! Bugün güzel şeylerden bahsedeceğim.
 
Yukarıdaki satırları, 29 Haziran 2020 tarihli köşe yazımdan alıntıladım. Çünkü o gün bu satırlarla giriş yaptığım yazıda bahsettiğim sıkıntılara sonunda birileri çözüm üretme iradesi gösterdi.
 
Fazla uzatmadan konuya giriş yapayım.
 
Mesleğimiz gereği birçok farklı kurum, kuruluş ve kaynaktan haber ve bilgi akışı alıyoruz. Bazen mail adresimiz aracılığıyla, bazen sosyal medya aracılığıyla, bazen de telefonlar aracılığıyla bilgilendiriliyoruz. Sonra da bu bilgileri haber olarak sizlerin beğenisine sunuyoruz.
 
Profesyonel bir dünyada yaşıyoruz. Bu akışı sağlayan kişiler de genellikle profesyonellerden oluşuyor. Kısacası, bir haber sizlerin önüne gelene kadar çeşitli ellerden ve süzgeçlerden geçiyor.
 
Bu sebeple; kurumlar ve kuruluşlar, bu işlerin üstesinden gelecek çeşitli profesyonelleri bünyesinde istihdam ediyor. Konya’da da neredeyse her kurumda basından sorumlu bir profesyonel çalışıyor. En azından öyle olması gerekiyor.
 
Fakat Konya’nın birçok kurumundaki durum bundan çok uzaktı…
 
Konya’da ne yazık ki profesyonellikten uzak çok fazla insanın çalıştığını, bazı kurumlarda da profesyonellerin yapması gereken işi, işle alakası olmayan kişilere yaptırmaya çalışan bürokratların olduğunu daha önce de pek çok kez dile getirdim...
 
Bu çarpık sistemden dolayı da özellikle biz gazetecilerin; bilgiyi alma, işleme ve dağıtmada çok fazla sorunla uğraştığımızı da pek çok kez söyledim.
 
Konya’daki resmi kurumların basın birimlerinin yeniden dizayn edilmesi, eksiklerinin giderilmesi ve haber yazmayı bilmeyenlere, iletişim yönünden bilgisiz olanlara kesinlikle eğitimler verilmesi gerektiği noktasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na çağrıda bulunmuştum.
 
Nihayet bu konuda Konya’da çok önemli bir adım atıldı.
 
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürlüğü, Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA) ve Konya Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü (KTÜNSEM) işbirliğiyle Konya’da ilk kez yürütülen proje kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına medya ile ilişkiler eğitimi verilmeye başlandı.
 
Eğitim kapsamında haber yazım kurallarından fotoğraf çekim tekniklerine, sosyal medya kullanımından iletişim yönetimine kadar ne gerekiyorsa var.
 
Eğitimlerin sonunda; etkili iletişim, basın bülteni hazırlanması, olumsuz haberler karşısında kriz sürecinin yönetimi, medya ile ilişkiler bağlamında iletişim stratejileri, olumlu-olumsuz haberlere karşı algı ve tutum, basın yayın kuruluşlarıyla ilişkiler, halkla ilişkiler, sosyal medya yönetimi, fotoğraf çekimi ve kamera kullanımının yanı sıra teknolojik gelişmelere ve yeniliklere uyumunun sağlanması amaçlanıyor.
 
İşte tam da günümüzün ihtiyaçları.
 
Özellikle devlet kurumlarında çalışan profesyonellerin kesinlikle bilgi sahibi olması gereken bu başlıkların ne kadar hayati olduğunu her fırsatta görüyoruz.
 
Bu doğrultuda adım atan, irade gösteren, destek veren herkese, başta da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürlüğü ekibine ve Sayın Tuncay Karabulut’a öncelikle kendi adıma sonra da Konya basını adına teşekkür ediyorum.
 
Bu modelin aslında tüm şehirlerde uygulanması gerektiğini de ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na ait birimler, diğer şehirlerde de benzer eğitimi verirse, özellikle kamu diplomasisi alanında ülkemiz çok başarılı bir iletişim yönetimine sahip olur diye düşünüyorum.
 
Maksat üzüm yemek olduğu için bir de naçizane öneride bulunmak istiyorum.
 
Bu eğitim sürecine, gazetelerden de özellikle editör ve yazı işleri müdürü vasfında katılımlar olması güzel olurdu. Bizler, gördüğümüz eksiklikleri kamu kurumlarımızdaki arkadaşlarımıza birebir aktarabilirdik. İşlerin daha kaliteli ve hızlı olması adına neler yapılabileceğini istişare ederdik. Kamu kurumlarımız en fazla hangi konuda eksik ve hatalı iletişim yürütüyor, bunu ortaya koyabilirdik.
 
İletişim sürecinin beş temel unsuru olan; kaynak (kamu kurumlarındaki profesyoneller), mesaj (basın bülteni), kanal (mail-sosyal medya-telefon), alıcı (gazeteciler) ve geri bildirim-feed-back (kamuoyu) sürecini adım adım işlesek sanki daha güzel işler ortaya çıkardı.
 
İnşallah bundan sonraki eğitim sürecinde bu da ele alınacaktır.
 
Ben tekrar İletişim Başkanlığımıza teşekkür ediyorum. Bu konuyu gündeme aldığım “Konya’daki ‘basından sorunlular’” yazımı işte şimdi “Konya’daki ‘basından sorumlular” olarak düzeltiyorum.