Konya’da yol ortasındaki mezar görenleri şaşırtıyor! Bakın gerçek neymiş

Konya’da 122 yıl önce vefat eden Müftü Gevraki Abdülkadir’in yol ortasında kalan kabri dikkat çekiyor. İşte tüm detaylarıyla Müftü Gevraki Abdülkadir…

Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz 122 yıl önce vefat eden Müftü Gevraki Abdülkadir’in yol ortasında kalan kabrini ve ismiyle anılan eserlerini araştırdı.

Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz konuyu araştırırken herkes gibi şaşkınlık yaşadığını vurguladı. Özellikle yolu Kadınlar pazarına, Larende caddesinden Karatay Belediyesine doğru düşenler Kızılay Hastanesini geçerken birdenbire yol ortasında bir mezarlık ile karşılaşırlar.

Türbe olup da yol ortasında kalan bir yer değildir. Trafik akışı içinde tabelalardaki müftü, hacı, Abdülkadir, bisiklet koymayınız gibi kelimeler birden bir insanların gözleri önünden kayar geçer. Ya da trafik tıkandığı için bir mezarlığın bir köşesinde kalan araba içindeki yolcular unutmazlar ise mevtanın ruhuna bir Fatiha okuyup geçmektedirler. Fakat bir müftünün kabri niye yol ortasına defin edilmiştir? Koca Konya’da yer mi kalmadı? sorusu hep akıllarda yer etmiştir. Ya da burası kabristan idiyse de etrafından niye yol geçirildi diye de sorular sorulmaktadır. Kabristan üzerinden niye yol geçirilir? Bunun vebalini kim üstlenir? sorusu da önemli bir sorudur. Ömer Tokgöz konu ile ilgili tüm değerlendirmeleri yaptı.

Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz, konu hakkında şu ifadelere yer verdi;

“Gevraki hoca Müderris ve Konya Müftülüğü yapmış bir alim

On yıl Konya müftüsü olarak görev yapan Hacı Abdülkadir Gevraki hakkında Konyapedia’da şu bilgiler yer alıyor: “Konya müftüsü ve müderris olan Abdülkadir Gevraki 1831 yılında Konya’da doğdu. Ailesinin Seydişehir ilçesi Gevrekli köyünden olması nedeniyle GEVRAKİ lakabıyla anıldı. 1902 yılı Ramazan Bayramı arefesinde Konya’da vefat etmiştir.

Konya’da doğdu. Babası da Konya’nın tanınmış âlimlerinden Seydişehir-Gevreklili Ali Efendi’dir. İlk tahsilini babasından yaptıktan sonra uzun yıllar Akşehir’in Ökes köyünde Ali Efendi, Karaağaç’ta Hacı Emin Efendi ve Uşak’ta Hacı Ahmet Efendi’nin ders almıştır. Bu hocalardan icazet (diploma) alarak Konya’ya döndü.

Konya’nın Karakurt Mahallesi, Çadır çeşmesSokağı’nda (Eski Buğday Pazarı’nın güneyinde) Abdülfettah Çavuş tarafından yaptırılan, fakat sonradan harap olan Fettahiye Medresesini imar ederek buranın müderrisi oldu.

Abdülkadir Efendi 1874 yılında yetmiş üç talebesine dini ilimler ve ilahiyat alanında ders okuttu. Takip eden dönemde ise 1875-1877 yıllarında altmışar, 1878 yılında kırk beş talebesine, 1882-1883 yıllarında da otuzar öğrencisine medresede ders okuttu. Abdülkadir Efendi pek çok öğrenciyi mezun ederek icazet/diploma vermiştir.

1894 yılında vefatı üzerine Konya Müftülüğüne getirildi. 1902 yılındaki vefatına kadar da bu görevi devam etti.

Abdülkadir Efendi, köyden tarlalarından gelen geliriyle geçinen, ilmiyle amil, bildiğini dosdoğru söylemekten çekinmeyen, sosyal meselelere duyarlı bir insan olarak tanındı. Tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı, Abdülkadir Efendi’nin ecdat yadigârı tarihî eserlere sahip çıkan bir insan olduğunu belirtmektedir. (Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 742).

Gevraki hoca kabri yol ortasında kalan bir alim

Gevraki mezarlığı ve medrese alanını 1930’lu yıllarda satılarak dükkan ve çarşıya dönüştürme projesi üzerine mezar taşı Musalla Mezarlığı’na kaldırılmıştır. Bir zamanlar kabri Şeyh Halili Türbesi’nin yüz metre güney batısında oğlu Vehbi Efendi’nin kabrinin yanında idi. Sonradan kabir taşı yeni açılan Furkan Dede Caddesi’nin ortasındaki alana kaldırılmıştır. Gevraki hocanın üçüncü satırı okunamayan mezar taşı kitabesi şöyledir:

Gevraki hocanın şahidesinde yıllardır okunmamış olan kısmın çözümlenmesine vesile oldum. Osmanlıca bilen uzmanlara göre anlamı meçhul bırakılan üçüncü satırda “Bu izz-ü şan bu izz-ü şan hayra muvaffaktı nice” yazmaktadır.

Osmanlıca bilen uzmanlardan

İyd-i fıtr’a irciî /emr-i Hûda erdi hemân

Bu izz-ü şan bu izz-ü şan hayra muvaffaktı nice / fazlı kemâli bî kemân

Îyd ile cumayı o gün/ bağdel eda halk büsbütün

Yetti cenaze hemin/ kılıp yola oldu revân

Müftü Abdülkadir Hoca/ kadri bilirdi her gece

Hayra muvafakdı nice/ hakka sığınırdı hemân

Çıktı dediler tarihin/ muaccemle söyledi hemîn

Hak rahmetine eylesin karîn /ehl-i cennatü cenân (1319)

Müftü Abdülkadir Gevraki Hocanın kabri üç kez yer değiştirdi

Müftü Abdülkadir Gevraki Efendi 30 Ramazan 1319 hicri tarihe karşılık gelen 10 Ocak 1902 tarihinde vefat etti. Cenaze namazı Kapı Camii’nde bayramın birinci günü kılındıktan sonra Gevraki Hanı’nın güneyindeki evinin yanındaki küçük mezarlığa ilk defa defnedildi. Bu mezarlığın kaldırılması ve medrese alanının satılıp iş merkezine çevrilmesi nedeniyle kabri Musalla mezarlığına kaldırıldı. Furkan dede caddesi açıldıktan sonra üçüncü defa kabri bugünkü orta kaldırım üstüne nakledildi. Mezar taşının sonradan yapılmış kaidesinin kırıldığı görülmektedir. Kitabesinin son satırları ve tarih kısmı ise kuş yalağı ile okunmasının engellendiğini görmek üzüntü vericidir. Mezar şahidesinin görülmesini engelleyen ağaçlar budanmalı ve kitabeyi engelleyen su taşı kaldırılmalıdır. Çevre temizliği yapılmalıdır.

Konya’da Gevraki hocanın lakabı ile birlikte anılan dört önemli eser bulunuyor;

Gevraki medresesi,

Gevraki Han,

Gevraki Çeşmesi,

Gevraki mezarlığı

Bunlardan en eskisi olan Gevraki medresesidir. Aslında bu eğitim kurumu Yeniçeri ağası olan Abdülfettah çavuş tarafından 1701yılında Fettahiye medresesi olarak yapılan eğitim kurumudur. Gevraki hoca kendi döneminde tamir ettirip ihya ettiği için Gevraki medresesi olarak bilinmektedir. Birinci dünya savaşı dönemine kadar aktif olan medrese, on dört odalıdır. Bir avlu etrafına dizilmiş kerpiç duvarlı, toprak damlı, tek katlı bir eserdir. Gevraki Medresesinin yeri medreselerin kapatıldığı 1924 yılından sonra özel mülke çevrilmiştir. Ailesi tarafından çarşı ve dükkan yapılıp satılmıştır.

Bu mıntıka 1910’lu yıllarda Karakurt Mahallesi olarak geçer. Çadır Çeşme Sokağı’nda, Gevraki Hanı ve Çarşısı’nın bulunduğu yerde, eski Buğday Pazarı’nın* güneyindeki medrese, bahçesiyle birlikte iki dönüm iki evleklik bir alanı kaplamaktadır. Üç tarafı yol, bir tarafı da Gevrakizade Abdülkadir Efendi’nin evi ve küçük bir mezarlık ile çevrilidir.

Müftü Abdülkadir Gevraki hoca ile anılan ikinci eser olan 301 yıllık tarihi Gevraki hanıdır. Halen tarihi zenaat dallarında çalışan işyerleri olarak kullanılmaktadır. Yapı, han olarak kullandığı yıllarda, ortada büyük bir avlu, kenarlarında da konaklama odaları mevcuttu. Gevraki Hoca’nın torunlarına ait olan handa, günümüzde çeşitli zanaat ehlinin dükkânları yer almaktadır.

Kentsel dönüşüm kapsamında yeniden ihya edilme çalışmaları devam etmektedir. Günümüzde Meram ilçesi, Karakurt Mahallesi’nde, Eski Buğday Pazarı’nın güneyinde yer alan han, XVII. yüzyıl sonlarına doğru yeniçeri çavuşlarından Abdülfettah Ağa tarafından 1700’lü yıllarda yaptırılmıştır. 1701 tarihli vakfiyesine göre han fevkani ve tahtani odalar, avlu ve ahırdan oluşmakta idi. Söz konusu handa eski parça yapılarla derici, demirci, küçük esnaf lokantaları, en eski haliyle berber dükkanları, küçük küçük büfeler, zirai ilaç satıcıları vb. gibi zenaat erbabı ve işyerleri bulunmaktadır.

Müftü Abdülkadir hoca ile anılan üçüncü eser ise 487 yıllık tarihi Gevraki çeşmesidir. 1537 yılında yaptırılan çeşme günümüzde Şükran Mahallesi’nde, Furkan Dede Caddesi’nin köşesindedir. Konya müftülerinden Gevrakizade Abdülkadir Efendi’nin oğlu Mustafa Efendi tarafından tamir ettirildiği için “Gevraki Çeşmesi” denilmektedir.

Çeşmede malzeme olarak mermer, Sille taşı, moloz taş ve kesme taş kullanılmıştır. Çeşmenin biri inşa, diğeri de tamir olmak üzere iki kitabesi vardır. Ayna taşı tek lülelidir. Lüle yapraklardan oluşan dairevi bir madalyonla tezyin edilmiştir. Üstte dilimli kemere sahip küçük bir niş olarak biçimlendirilmiş maşrapalığı bulunur. Kemer tablasında gri mermer üzerine işlenmiş iki kitabeden alttaki, 0,34x0,878 m ölçülerindeki celi sülüs hattı ile iki satır hâlinde yazılmış Arapça inşa kitabesinde şunlar kaydedilmiştir:

“Benâ hâzihi’l-ayni’l-cârî tâliben lirızâi rabbihi’l-bârî

Emirzâ Bey bin Yatakcı min enâmi devletli sultân Süleyman bin Selîm Hân

halledet hilâfetehu fi târîhi sene 944

Kitabenin anlamı: Bu akan çeşmeyi, Sultan Selim oğlu Süleyman Han’ın -hilafeti dâim olsun- kullarından, Allah’ın rızasını isteyen Yatakçı oğlu Emirza Bey 944/1537-38 yılında yapmıştır.

Üstteki ikinci kitabesi ise tamir kitabesi olup, celi talik hattıyla istif edilmiş ve Osmanlı Türkçesiyle yazılmış üç satırlık ikinci kitabe de şöyledir:

“Mâşâallah

Besmeleyle iç suyun ayn-ı şifâ

Gevrâkî Mustafa Efendi tarafından olunmuşdur inşâ

1339-1341 (1923)”

Çeşmenin kemer taşları, yan ve üst kısımları beyaz taşlarla çerçevelenmiştir. Kemer köşeliği sille taşına oyulmuş gül motifi ile bezenmiştir. Çeşmenin üzeri profilli bir saçakla örtülmüştür. Çeşme hâlen tatlı su çeşmesi olarak kullanılmaktadır.

Müftü Abdülkadir hoca ile birlikte anılan dördüncü mekan Gevraki mezarlığıdır. Konyapedia’da yer alan bilgiye göre Gevraki mezarlığı Konya Belediyesi tarafından yol ve imar nedeniyle 01.10.1940 tarihinde yanındaki diğer iki parselle birlikte özel şahıslara satıldı. Gevraki Hanı’nın bitişiğinde yer alması, yanı sıra Konya Müftüsü Abdülkadir Efendi’nin mezarının da burada bulunmasından dolayı mezarlık, Gevraki Mezarlığı diye anılmıştır. Gevraki mezarlığı, zamanla kaldırılarak üzerine işyerleri yapıldı. Furkan Dede Caddesi açılırken de bazı bilinen mezarlar ailelerince nakil edilmiş ise de tüm mezarlık cadde altında kalmıştır.

Bir diğer önemli husus Gevraki hocanın oğlu Vehbi Efendi 1919 yılında bir süre belediye başkanlığı yapmıştır. Vehbi Efendi, babası gibi sosyal konularla da ilgilenmiştir. 1919 yılında bir ara Konya Belediye Başkanlığı’na getirilir. Belediye, İl Genel Meclisi ve Su Komisyonu üyeliklerinde bulunmuştur. Vehbi Efendi, hayır kuruluşlarında da yer almış, uzun yıllar Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti Konya Şube Başkanlığı görevini de yürütmüştür. Gevraki zade Vehbi Efendi, İstiklal Harbi sırasında cephe gerisinde gösterdiği gayretlerden dolayı da İstiklal Madalyası ile taltif edilmiştir.”

Araştırmacı Yazar Ömer Tokgöz Müderris ve Konya Müftüsü Hacı Abdülkadir Gevraki efendinin kabrinin yol ortasında ve daracık bir kaldırım üstünde olmasının kabrine karşı bir saygısızlık olduğunu belirtti. Öncelikle kabir yoğun bir trafik akışı içindeki yol ortasında alelade bir kaldırımda olması nedeniyle mezar ve şahide kısımları yola saçılan kurşun, asbest ve egsoz gazlarına maruz kalmaktadır. Konya’ya hizmet etmiş bir alimin veya normal bir kimsenin kabrinin bu şekilde sürekli kirletiliyor olması bir vefasızlıktır. Manevi planda ise mevtanın naaşının sakin ve asude bir alanda haşir olacağı günü beklemek yerine çarşı ve yol ortasında korna sesleri, araç gürültüsü ve insan koşturmacası ortasında bulunmasının üzüntü verici olduğunu vurguladı.

Bu mahzurların ortadan kaldırılması için:

Trafik gürültüsü ve kirliliğe maruz kalan Gevraki hocanın kabri yol ortasından alınmalıdır. Tokgöz, Dar’ül Mülk projesi kapsamında yeniden restore edilecek olan Gevraki hanı ile bütünleşik bir noktaya nakl-i kabir yapılmasını,

Kaldırım üzerinde 25 m uzunluğunda x 3-4 m genişliğinde bir alanda ferforje demirle çevrili olan Gevraki hocanın mezar taşı, sandukası ve haziresi kirlenmiştir. Mezar kaidesinin sol tarafının kırıldığı görülmektedir İvedilikle yetkili kurumlarca tamir ve bakıma alınarak temizlenmelidir.. Şahidesi ağaç dalları ile kapanmıştır. Mezar taşı kitabesinin son satırlarını ve tarih kısmını kapatan kuş yalağı kaldırılmalıdır. Kaldırım ile yol birbirine sıfır noktada olduğu için Gevraki hocanın şahidesindeki kitabeyi yakından görmek, incelemek ve okumak mümkün değildir. Hazireye yaklaşmak ve giriş çıkış için küçük bir kapı açılmasını ve mezar taşının görülmesini engelleyen ve kapatan ağaçların budanmasını,

Hazirenin her iki cephesinde 25 metre mesafe ile iki adet ve yanlarda iki adet bisiklet koymayınız tabelaları vardır, ancak Gevraki hocanın ismi yazılı levhalar bazen en üste konulmakta, bazen de kaldırım seviyesine doğru aşağıya indirilmektedir. Tabela kaosuna son verecek düzenlemeler yapılmalı, her iki yönde ve yan taraflarda uygun yerlere estetik açıdan uygun planda ve sayıda isim levhası konulmalı ve hazireye gece aydınlatması yapılmalıdır. Tanıtım levhalarına Gevraki hocayı tanıtan ve mezar kitabesinin anlamını içeren bir barkod konulmasını, akıllı telefonlar üzerinden ilgili web sayfasına yönlendirme yapılmasını,

Gevraki han duvarları çatlamış, kırık dökük bir görüntüde bakıma muhtaç haldedir. Yeniden sokak sağlıklaştırma kapsamında ihya edilmelidir. Gevraki sokak girişine veya Gevraki han cephesine Müderris ve Konya Müftüsü Gevraki hocayı tanıtan bir plaket konulmasını,

Gevraki çeşmesi aktif ve iyi durumda olup, çeşmeyi tanıtıcı ve kitabeleri tanıtan barkod konulmasını,

Konya İl Diyanet Müftülüğü web sayfasına Konya Müftüsü Abdülkadir Gevraki hoca hakkında tanıtım bilgisi konulmasını önerdi.

“Osmanlı devleti döneminde Konya eğitimine yıllarca öğrenci yetiştirerek, müftülük yaparak ve medresesi ile Konya’ya hizmet veren Abdülkadir Gevraki hocanın ruhu şad olsun, Allah rahmet eylesin, değerli okuyucular bu vesile ile ruhuna birer Fatiha-ı şerif hediye etsinler” diyerek açıklamasını tamamladı.

Konya Haberleri