Orijinali 2 şerefeli olan minaresine 1901 yılında düşen yıldırımın 2 şerefeden birisini tahrip ettiği medrese, 19'uncu yüzyılın sonuna kadar faaliyetini sürdürdü. Cumhuriyet döneminde onarım gören ve 1956'da Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmete açılan medresede, Selçuklu sembolü çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en güzel örnekleri sergileniyor. Yıkılan minarenin yeniden onarımının yapılması ise ziyaretçilerin gündemine geldi. Ziyaretçiler minarenin yeniden yapılması gerektiğine değindiler.
Konya'da Anadolu'nun ilk üniversiteleri arasında gösterilen İnce Minareli Medrese, taç kapısındaki geometrik ve bitkisel desenli işlemeleri ile görenleri adeta büyülüyor.
Konya'da günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilen en önemli Selçuklu eserlerinden İnce Minareli Medrese, kent merkezinde yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri oluyor.
Alaaddin Tepesi'nin batısında yer alan ve 19'uncu yüzyılın sonuna kadar faaliyetini sürdüren İnce Minareli Medrese, taç kapısı, çini süslemeleri, geometrik ve bitkisel motifli taş işlemeleri ile dikkati çekiyor.
Türk-İslam sanatının en önemli eserleri arasında gösterilen Selçuklu medresesi, bu özelliği ile UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde de yar alıyor.
Adını minaresinden alıyor
Selçuklu Sultanı 2'nci İzzeddin Keykavus döneminde Vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1264'te hadis ilmi öğretilmek üzere yaptırılan İnce Minareli Medrese, adını minaresinin estetik özelliğinden alıyor.
Darü-l Hadis derslerinin verildiği medresenin taç kapısı, Selçuklu devri taş işçiliğinin en güzel örneği olarak biliniyor. Bitkisel ve geometrik motiflerle süslü, kubbe kasnağında kufi yazı ile "El Mülkü Lillah", "Ayet'el Kürsi" yazıyor.
Yapıya adını veren minarenin kaide kısmı muntazam kesme taş kaplamalı, beden kısmı ise tamamen tuğla örgülü.