Ülke genelinde yağışların azlığı ve kuraklık tehlikesi devam ederken, Konya başta olmak üzere çevresinde yapılan son araştırmalarda 2 bin 500'ün üzerinde obruk kayıtlara geçti. Yer altı su seviyesinin obrukların oluşumuna dolaylı bir etki yaptığını belirten uzmanlar, Konya Havzasında 1960'lı yıllardaki yüzeydeki su seviyesinin, bugün 60 metre kadar aşağıdan alındığını belirtti. Uzmanlar, obruk oluşumlarını doğrudan durdurmanın mümkün olmadığını, ancak suyu daha verimli ve tasarruflu kullanarak su seviyesindeki değişimlerin azaltılmasıyla, orta ve uzun vadede obruk oluşum sayısının azaltabileceğine dikkat çekti.
Yağışların azlığı ve kuraklık Türkiye'yi etkilemeye devam ediyor. Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovasında ise başta Karapınar ilçesi ve çevre ilçeler ile illerde obrukların oluşumu her geçen gün artarken, yapılan son araştırmalarda 2 bin 500'ün üzerinde obruk kayıtlara geçti.
Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, Konya Havzasında 1960'lı yıllardaki yüzeydeki su seviyesinin, bugün 60 metre kadar aşağıdan alındığını söyledi. Yer altı su seviyesinin obrukların oluşumuna dolaylı bir etki yaptığını aktaran Prof. Dr. Arık, obruk oluşumlarını doğrudan durdurmanın mümkün olmadığını belirterek, "Ancak suyumuzu daha verimli ve tasarruflu kullanırsak, su seviyesindeki değişimleri azaltabilirsek, orta ve uzun vadede obruk oluşum sayısını azaltabiliriz" dedi.
"1960 yıllarında yüzeydeki su seviyesinin son 60 yılda, 60 metre aşağı çekildi"
Konya Havzasında bu yıl kış yağışlarının geçen yıla oranla düşük olduğunun altını çizen Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, "Özellikle kar yağışı noktasında ciddi bir yağış azlığı yaşadık. Hatta bazı uzmanlara göre, 20 ile 25 yılın en kurak kış sezonunu geçiriyoruz. Ancak devam eden süreç içerisinde, özellikle Mart ayında başlayan yağışlı periyod şu anda Nisan ayında da devam ediyor.
Sahadan alınan bazı verilere göre, bazı kuyularda çok kısmi yükselmeler olsa da santimetre mertebesinde, düşüşler ise metre olarak yaşandı. Bölge içerisinde, yağış sularının genel seviyelerini değerlendirdiğimiz zaman 1962 yılından itibaren sürekli olarak azalan bir seyir izliyor. İlk yıllardaki santim olarak düşümler, son yıllarda birkaç metre seviyelerine özellikle, geçtiğimiz yıl ve ondan önceki yıl içerisinde bazı kuyularda 20 metre üzerinde olarak ölçülmüştü. Yaklaşık 60 yıllık periyotta Konya Havzası içerisinde ortalama 50 metreden daha fazla düşüm göstermiştir. Bunun anlamı şu, Konya Havzasında 1960 yıllarında yüzeydeki su seviyesi, bugün 60 metre kadar aşağıdan alınıyor" dedi.
"Obruklar ülke geneline yayılmaya devam eden bir problem olarak görülüyor"
Yer altı su seviyesinin obrukların oluşumuna dolaylı bir etki yaptığını aktaran Prof. Dr. Fetullah Arık, "Yer altı su seviyesinin varlığı, niteliği, akışı, gözenek ve kırıklığı bütün bunlar, obruklar için ortam sağlıyor. Yer altı su seviyesinin sürekli değişimleri, yükselmesi ve alçalması, kışın kullanılmayan yer altı su seviyesinin kışın yükselmesi ve bahar aylarında azalması da bir faktör. Suyun hidrostatik desteği de söz konusu olduğu için yer altı su seviyelerinin azalmış olması bazı bölgelerde obruk oluşmasının hızlanmasına neden oluyor. Tabii bu birinci etki değil, dolaylı etki olarak söyleyebiliriz.
Obruk oluşumlarında son günlerde sadece Konya Kapalı Havzasında değil, havza dışarısındaki bölgelerde de obruk oluşumlarını gördük. Konya havzası içerisinde büyük depremler sonrası oluşan obrukları görmüştük. O nedenle aynı günlerde Aksaray, Afyonkarahisar, Eskişehir, Sivas ve Batman gibi illerimizde obrukların oluştuğunu tespit ettik. Artık obruklar ülke geneline yayılmaya devam eden bir problem olarak görülüyor" şeklinde konuştu.
"Suyumuzu daha verimli ve tasarruflu kullanırsak su seviyesindeki değişimleri azaltabilirsek, orta ve uzun vadede obruk oluşum sayısını azaltabiliriz"
Suyu daha verimli ve tasarruflu kullanmanın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Arık, "Konya Kapalı Havzası sadece Konya değil, Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde illerini dahil ediyor. Bu iller içerisindeki tarımsal sulamalar yer altı su kaynaklarını ciddi anlamda etkiliyor. Obruk oluşumlarını doğrudan durdurma şansımız yok maalesef. Ancak suyumuzu daha verimli ve tasarruflu kullanırsak su seviyesindeki değişimleri azaltabilirsek, orta ve uzun vadede obruk oluşum sayısını azaltabiliriz" diye konuştu.