Zafer Meydanı…
40-45 civarlarında yaşını başını almış biri.
Yanında aynı yaş aralığında arkadaşı da var.
Meydanda yürüyor ve siyaset konuşuyorlar. Hem de hararetli…
2 dakikada şehri düzeltip! 3 dakikada Türkiye’yi şaha kaldırıp! 5 dakikada ise dünyayı kurtarıyorlar!
O derece…
Yürürken, kalabalık alanda etrafa aldırış etmeden yere kocaman tükürüyor.
Arkadaşına yüzünü dönerek, sohbetine kaldığı yerden soruyla devam ediyor : “Bu memleketin hali ne olacak?
Mevlana Meydanı…
Meydanın ortasında tarihi şadırvanın gölgesine iki genç oturmuş.
Bunlar da siyaset konuşuyor. Bunlarınki de hararetli.
Bunların dünyayı kurtarma dakika sürelerini bilmiyorum ama konuşmalarına bakılırsa bu konuda epey becerikliler. Uzaya, füze bile fırlattılar!
O derece…
Şadırvanın yanına yaşlı bir teyze geliyor ve bu gençlere adres soruyor.
İlk önce “bilmiyoruz” der gibi olacaklardı fakat alelade bir tarif ile kadıncağızı yanlış yere yönlendiriyorlar.
Kadın gidiyor, siyasi konuşma devam ediyor.
Biri, diğerine bakarak, “Ülkemizin gelişmesine dair umudum yok. Baksana yaşananlara” diyor.
Kılıçaslan Meydanı…
Meydan kalabalık değil.
Meydanın etrafında oturma bankları var.
Bir banka iki lise öğrencisi kız oturmuş, konuşuyorlar.
Dizilerin etkisinde kalmışlar.
Bunlar da maharetli. Fakat bu öğrencilerin mahareti başka.
Anladığım kadarıyla, diğerleri gibi uzaya çıkmak, dünyayı kurtarmak ve kahraman olmak gibi öncelikli dertleri yok!
Bunlar kısa yoldan gidiyor.
Önce televizyon açıp, dünyaya sonra hakim olmak istiyorlar.
İşi biliyorlar…
Konuşurlarken, iki küçük çocuk koşarak yanlarından geçiyor.
Biri dengesini kaybediyor ve yere düşüyor. Ağlamaya başlıyor.
Çocuğa şöyle bir bakıyorlar ve bir tanesi çocuğun yanına gidecek gibi oluyor.
Diğeri kolundan tutup, “Boş ver, ağlasın. Biz şu televizyon kurma hayalini konuşalım” diyor.
Kafalarını çevirip, konuşmaya devam ediyorlar.
Benim bunlardan anladığım kadarı ile dünyayı kurtarmak çok kolay.
Hatta 5 dakika…
Ama galiba insanın kendini kurtarması çok zor.
Kendini bilmeyen, etrafına kör, sağır ve dilsiz olan insanların dünyayı kurtarma konuşmaları yapmaları gerçekten çok ilginç.
İnsan kurtulursa, dünya kurtulur.
O nedenle herkes önce kendine baksın.
Nefsini ölçsün, aynaya baksın ve ondan sonra konuşsun.