Dün yazımda Konyalıların tutulduğumuz hastalıkların bir bölümünü yazdım. Bugün ise Yeni Türkiye’yi ve bu Yeni Türkiye’de Konya’nın rol alıp almayacağını yazmaya çalışacağım.
Burada asıl olan, Türkiye’nin değişimini dönüşümünü gerçek anlamda, reel politik düzleminde görebilmektir, ifade edelim.
Şimdi Türkiye’nin değişiminin size özetini aktarmaya çalışayım, dün Yeni Şafak Gazetesinde İbrahim Karagül ile Cem Küçük’ün yazılarını mesela okusanız, Türkiye’nin nasıl bir değişim dönüşüm içinde olduğunu çok net görebilirsiniz.
Cem Küçük’ün yazısından şöyle bir paragrafı size aktarmak istiyorum;
“2009 Haziran ayında dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mathiew Bryza temaslarda bulunmak üzere Kıbrıs'a ziyarette bulunmuştu. Bunu fırsat bilen Rum Meclisi ve Demokratik Parti (DİKO) Başkanı Marios Karoyan, ABD'nin Türkiye'ye, Kıbrıs sorununa ilişkin tutumundan vazgeçmesi yönünde baskı uygulaması gerektiğini açık açık söylemişti. Bryza ise Karoyan'ın isteğine şöyle cevap vermişti: ''ABD Türkiye'ye baskı yapamaz. Eğer 70'ler, 80'ler ya da 90'larda olsaydık olabilirdi, ancak şu anda kendi bölgesinde süper güç haline gelen Türkiye’ye baskı yapmamız söz konusu değildir.'' Bryza'nın bu sözleri üzerine Karoyan, ''Türkiye'ye ABD tarafından baskı yapılamayacaksa, kimse tarafından yapılamaz. Bu koşullar altında ne Kıbrıs sorununun çözümü ne de Türkiye'nin AB üyeliği mümkün olur'' demişti.”
İşte bu aşamadan İbrahim Karagül’ün yazısına geçiyoruz, IŞİD için Türkiye’yi oyuna getirmeye çalışan ABD’ye İbrahim Karagül de yazısında çok net bir şekilde, "Türkiye sizin oyuncağınız değil" diyebiliyor.
Mesela şu paragrafa dikkatinizi çekmek isterim;
“Gitsinler kendi meselelerini kendileri çözsünler. IŞİD'den önce Suriye meselesi vardı. Orada hiçbir şey yapmadılar. Bir adım bile atmadılar. Verdikleri sözlerin hiç birini yerine getirmediler.
Suriye meselesi çözülmeden IŞİD meselesi çözülmez. Bunu bari bilmiyorlar mı?
Ama dertleri o değil ki...
Dertleri IŞİD'den daha çok Türkiye... Bunu bilmeyen kalmadı.
Öyleyse gidin işinize...”
İbrahim Karagül’ü de, Cem Küçük’ü de bilen herkes bu yazıların boşuna yazılmadığını da çok iyi bilir.
Bugün Türkiye, Ortadoğu’da, Suriye konusunda, Irak konusunda (Maliki’nin Başbakanlıktan çekilmesi bunun en büyük örneğidir) tezleri olan ve bu tezlere uluslararası camiayı çekmeyi başarabilen bir ülke konumundadır.
Alın size Libya, bugün Libya Suriye’den ve Irak’tan daha vahim bir durumdadır. Hadi Libya’yı Fransa çözsün. Fransa arkasına NATO’yu almıştı ve tabiri caizse -atar- yapıyordu, Libya’ya uçak üzerine uçak gönderiyordu, Kaddafi’yi katlettirmiş ve bunu da bir zafer gibi aşağılık bir şekilde dünyaya yayınlamıştı. Ama ne oldu, geldi Fransa Libya’da bugün itibariyle bataklığa saplandı kaldı.
Buradan tabi şunu da demek mümkün, hadi gücü yetiyorsa NATO Libya’yı çözsün, Suriye’yi çözsün, Irak’ı çözsün…
Çözemezler, Türkiye olmadan tek adım atamazlar.
Paralel ihanet çetesi ile CHP – MHP koalisyonunu hükümete karşı kışkırttılar, ne oldu, mesafe kat edebildiler mi? Bütün hamleleri hüsranla sonuçlandı.
Bu topraklarda halklar Türkiye’yi hami olarak görürler ve Türkiye’nin çizdiği yolda yürürler ve ABD’yi, İsrail’i, İngiltere’yi, Almanya’yı, Fransa’yı ve işbirlikçilerini şeytanın ordusu olarak görür ve şeytanın ordusu ile de ölümüne cihat ederler.
Ayrıca şunu da bilmeniz gerekir buradaki belirsiz durum öyle ya da böyle ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, İsrail ve çıkarları açısından tehdit anlamına gelir. Neticede belirsiz durumun bitmesi gerekir ve bunu Türkiyesiz yapamazlar ve eski Türkiye yok karşılarında, öyle ya da böyle Türkiye’nin tezlerini kabul etmek zorunda kalacaklar.
Şimdi böyle bir Türkiye varken nasıl bir Konya olacak? Bizim asıl sorumuz budur…
İşte Konyalıların bugün itibariyle üzerinde en fazla kafa yorması gereken konu budur.
Konya güçlü Türkiye’nin en güçlü 3 şehrinden birisi olabilir.
Ankara, İstanbul ve Konya… Konya bugün bu potansiyele sahip ama bu potansiyeli harcamaya da çok müsait bir noktada duruyoruz.
Bugün Konya çok önemli 12 tane hamle yapmak zorundadır.
1- Konya İstanbul’u Konya’ya taşımanın, Konya’yı da İstanbul’a taşımanın yolunu bulmalıdır. 2- Konya Ankara’ya Konya’yı, Konya’ya da Ankara’yı taşımanın yolunu bulmalıdır. 3- Konya Ege politikası geliştirmelidir. 4- Konya Karadeniz politikası geliştirmelidir. 5- Konya Kürdistan politikası geliştirmelidir. 6- Konya İslam ülkeleri ile ve medeniyet merkezi İslam şehirleri ile ilişki kurabilmeli ve buralara yönelik politika geliştirmelidir. 7- Konya Rusya politikası geliştirmelidir. 8- Konya Avrupa politikası geliştirmelidir. 9- Konya Amerika politikası geliştirmelidir. 10- Konya Güney Amerika politikası geliştirmelidir. 11- Konya Afrika politikası geliştirmelidir. 12- Konya Uzak Asya (Çin, Japonya vs) politikası geliştirmelidir.
Bununla birlikte Konya bir gelişim aksı oluşturmalıdır. Bunu da, 1- Kırsal kesimin kalkınması, 2- Ovanın kalkınması, 3- Çevre illerle entegrasyonun sağlanarak ortak gelişim politikalarının oluşturulması, 4- Sanayi gelişim politikasının oluşturulması, 5- Tarım gelişim politikasının oluşturulması, 6- Turizm, sağlık, eğitim alanlarında hem hizmet ihraç konuma gelerek, eder hem de hizmet sektörünün üst seviyeye çekecek adımlarla yeni gelişim alanları oluşturması,
Şeklinde formüle etmelidir.
Bunları nasıl yapacak, onu da yarın yazalım…