Konya sanayicisi köşeyi dönmüş…

Seyfullah Koyuncu
Faizler düştü ama bu habere bazı iş adamları sevinmedi.
 
Kulağa garip geliyor değil mi?
 
Normalde yüksek faiz bir iş adamı için hiç de olumlu bir şey değil… Yatırım yapıp işlerini büyütecek, piyasaya üretimle katkıda bulunacak iş adamlarından bahsediyorum tabi…
 
Peki yüksek faizlerin düşüşüne üzülenler kimler dersiniz…
 
Tabi ki parasına para katan, parasıyla para kazanan kişilerden bahsediyorum…
 
Hafta sonu sanayici bir abimle beraberdik. Sohbetimiz esnasında konu konuyu açmasına açıyordu ama konunun tam ortasında hep ekonomi vardı.
 
Bu abimizin de hali vakti yerinde, Konya tabiriyle kelli felli gocaman adam. Dolayısıyla piyasaya da baya hakim.
 
O anlattı ben üzüldüm. Şaşırdım desem yalan olur ama bu kadarını da beklemiyordum…
 
Abimin anlattığına göre; sanayide bolca parası olan bazıları, son 1 yıldır iş yerlerini doğru düzgün çalıştırmıyorlarmış. Göstermelik iş yapıyorlarmış. Diyor ki: Yakın arkadaşlarımdan birisi hiç iş yapmayarak 2018 ortalarından bu güne 12 milyon TL ciro yaptı…
 
Hiç çalışmadan 12 milyon TL kazanmak, kim istemez ki?
 
Normalde bu kişinin yıllık cirosunun 14-15 milyon TL civarında olduğunu ama kriz ortamında minimum yüzde 50 iş kaybı olacağını yani 7 milyon ciroyu ancak bulacağını söylüyor abimiz. Ama çok çalışarak diye de ekliyor…
 
Elindeki parayı banka faizine bağlayıp, dertsiz tasasız kâr etti diyor son olarak…
 
Ama bir kıstasımız var. Bu para haram mı, helal mi?... Bu para haram elbette.
 
Maalesef Konya sanayisinde de baya varmış böyle kolay yoldan köşeyi dönmeye çalışanlar.
 
Ne diyelim, köşeyi dönerken kaza yapmasınlar da…
 
Ben ekonomist değilim ama ekonomiden de az çok anlarım.
 
Sanayiciler, geçtiğimiz dönem yüksek faiz ve dolar kıskacından çok çektiler. Dolar yüksek olunca dışa bağımlı üretimlerde maliyet yükseliyor, fiyatlar artınca da satış düşüyordu. Faiz yüksek olunca yeni yatırım, ham madde ihtiyacı gibi unsurlarda likidite sıkışıklığı oluyor ve zaten durgun olan işler sebebiyle sıcak para girişi olmuyordu.
 
İnşaatçılarda da aynı şekilde. Ne yazık ki konut satışları bankalara bağımlı olarak yürüyor. Yani vatandaş bankadan kredi çekemezse ya da çekmezse konut satılmıyor... Bu sebeple onlarda da aynı dertler yaşandı.
 
Biz sıradan vatandaşlar ise bu kriz döneminde en fazla enflasyondan çektik. Faiz ve yüksek dolar sebebiyle dolaylı yoldan etkilendik ama bizi en fazla sarsan, yüksek enflasyondu.
 
Enflasyon, faiz-dolar krizinin bir tezahürü olarak ortaya çıktı. Beraberinde döviz kurunda ivmelenme de getirdi. Enflasyon yükseldi, dolar arttı. Dolar yükseldi, enflasyon arttı.
 
Bu süreçte uygulanan para politikası ile neyse ki dış borç ve cari açık sorunumuzu bir nebze olsun çözdük. Fakat malesef maliye politikası olarak; vergi oranlarının artışını ve vergi aflarını gündeme aldık. Özellikle vergi artışları da vatandaşa doğrudan yansımış oldu.
 
Enflasyon ve vergi artışları ile sıradan bir vatandaşın cebine de böylelikle ateş düşmüş oldu.
 
Para politikamız faiz ve dövize odaklı, ekonomi politikalarında üretim unutulmuş, katma değer oluşturulamıyor… Nereden tutsan elinde kalır.
 
Faiz lobisinin dediğini yapmaktan başka şans kalmamış… Ve bunun acısını hep birlikte çektik….
 
Bu durumda faizleri artırmış, kurları düşürmüşsün ne çıkar. Kurları zaten adamlar suni olarak yükseltebiliyor, Venezuela’ya yaptıklarını yapıyorlardı…
 
Merkez Bankası’ndaki görev değişimi tam da bu sebepten oldu…
 
Ve ilk icraat olarak faizlerde beklenmeyen oranda keskin bir düşüş yapıldı. Herkes doların 10 lirayı göreceğini söylüyordu ama yanıldılar… Dolar düştü, borsa yükseldi. Ekonomide uzun zaman sonra ılık rüzgarlar esmeye başladı.
 
Çünkü yüksek faiz; üretimi, yatırımı, her şeyi etkiliyor. Gelir adaletsizliğindeki makası daha da açıyor. Allah’tan korkmayan, bol parası olan, yatırıyor parayı bankaya, çatır çatır faizini yiyor.
 
Risk yok, dert yok, algısıydı vergisiydi yok, eleman parası yok, mesai saati yok… Ama öbür dünyası da yok!
 
İşte bu yüzden Merkez Bankası’ndaki bu hamleler çok doğru.
 
Yıl sonuna kadar faizlerde inşallah daha keskin düşüşler olacak. Enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesi de çok uzak değil.
 
Duyduğuma göre inşaat sektöründe de ufak ufak kıpırdanmalar başlamış…
 
Önümüzdeki süreç ülkemiz için inşallah daha iyi olur.
 
Parasını bu ülke için kullanan, kul hakkını ve öbür dünyasını düşünen değerli iş insanlarımızın Allah yardımcısı olsun. Konya sanayisi çok daha güzel yerlere gelebilir, gelmeli…