Türkiye’nin birinci gündem maddesi kuşkusuz yaklaşmakta olan seçimler. Bu seçim sadece gelecek dört yılı şekillendirmekle kalmayacak, ülkemizin uzun dönemli hedefleri açısından da belirgin ve belirleyici bir etki yapacak.
Aynı değerlendirmeler Konya açısından da geçerli. Şehir uzunca sayılabilecek istikrar ve güven döneminden sonra yeni bir aşamaya geçecek; yeni bir faz başlatılmış olacak. Bu dönem kentin maddi ve manevi gelişimi açısından son derece değerli ve anlamlı.
Konya tarihinde ilk kez bir genel seçime, kendi bağrından çıkan, kendi toprağından mayası yoğrulan bir Başbakan ile giriyor. Bu azımsanacak bir şey değil. Şehir bunun farkında. Farklı siyasi görüşlere sahip insanlar bu hususu mutlaka tescil ve takdir ediyorlar.
Geçtiğimiz günlerde farklı partilerde siyaset yapmış etkili bazı şahıslarla görüşmelerim oldu. ‘Başbakan çıkarmış bir şehrin’ ülke siyasetinde ne denli etkili olabileceği hususunun altını çizdiler. Ve ‘Konya mutlaka Başbakanına sahip çıkmalı’ temennisi ile sohbeti kapattılar. Kendilerinden müsaade almadığım için isimlerini veremiyorum. Sizler de benzer ifadelere şahit oluyorsunuzdur?
Zikretmiş olduğum siyasetçilerin bu meseleye oldukça yoğun bir şekilde vurgu yaptıkları, eş-dost meclislerinde konuyu mutlaka gündeme getirdiklerini öğrendim. Hatta benzer bir girişimin sivil toplum eliyle yürütüldüğünden de haberdar oldum.
Konya’da faaliyet sürdüren kuruluşlar özellikle geçtiğimiz Ağustos ayından beri merkez bürokrasisi ve siyaseti katında çok fazla itibar görüyorlar. Konya’dan giden projelere hiçbir bürokrat ya da siyasetçinin ‘hayır, olmaz’ deme lüksü yok. Bu şehir eşrafınca çok sevildi. Konya için çaba sarf etmenin maddi getirilerini de almaya başladılar.
İfade ettiğim gruplar farklı partilere gönül veren insanlardan oluşuyor. Şehrin partiler açısından aldıkları yüzde oya yakın bir dağılım o kesimlerde de mevcut. Dengeli bir dağılımdan bahsedebilirim. Gönül verdiği parti farklı bile olsa aynı şeyleri söylüyor insanlar.
Konya’yı aynı çatı, aynı şemsiye altında birleşmeye yönelten şeyin ne olduğunu biliyorum aslında. Konya siyasette ve gündelik hayatta ‘orta yolu’ tercih ediyor. Hangi partide siyaset yaparsa yapsın, hiç kimse milletin milli ve manevi değerlerine karşı durmuyor. Konya’ya ve temsil ettiği değerlere uzak durduğu düşünülen CHP de buna dâhil.
Örnek şahıslardan yola çıksanız da, söylemlerine baksanız da aynı sonuca ulaşırsınız. Atilla Kart mesela, yıllarca milletvekilliği yaptı. Ama başörtüsüne karşı olduğu hiç duymadım: En azından kamuya açık platformlarda.
Diğerlerinin kahir ekseriyeti de aynı durumda. Parti elitleriyle aynı frekansta buluşamadıkları için CHP’liler Konya’da kayda değer bir oy alamıyorlar. Yukarıdakilerin eylem ve söylemlerini takip etseler oy alamıyorlar, etmeseler seçmen nezdinde çelişkiye düşmüş görüntüsü çiziyorlar. Tam bir açmaz yani.
Öte yandan, Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu Konya’yı ve temsil ettiği değerleri kucaklayabiliyor. Milletin değerlerine yabancı kalmıyor. Sokaktaki insan onda kendinden bir şey buluyor.
Aynı şeylere sevinip, aynı şeylere üzülen, aynı hususlara kafa yoran bir başbakana sahip olmak yabana atılacak bir durum değil.
Recep Tayyip Erdoğan’ı millet neden kucakladı sanılıyor? O da aynı durumda. Sokaktaki, ortalama Türkiye insanına hitap ediyor. Sokakta top oynamış, ezan okununca camiye koşmuş, cenaze olduğunda iştirak etmiş, kendinden biri olmuş. Ailesiyle, çevresiyle ve hata ve sevaplarıyla sıradan bir Türkiyeli.
Başbakan bu özellikleri fazlasıyla taşıyor. Aynı zamanda küçük yaşta öksüz kalmış. Hamdolsun anne ve babamız hala hayatta, ama yetime ve öksüze milletin bakış açısının ne olduğunu herkes iyi bilir. Başbakana acısınlar diye söylemiyorum, ama kalbindeki burukluk ve küçük yaşta ana acısını tatmış olması onu bir başka olgunlaştırmış.
Konya bütün bunların farkında. Şehirden verilecek çok güçlü bir destek onu bundan sonraki dört yılda rahat ettirecek. Geçtiğimiz günlerde Akören belediye başkanı sevgili dostumuz Ekrem Tulukçu da Ak Parti saflarına katıldı.
Seçmenin siyasi tercihlerine saygılıyım. Bana ve değerlerime saygı duyan parti ve adaylara da saygılıyım. Burada kimseyi yönlendirmeye de çalışmıyorum. Ama seçmen seçimde rasyonel bir biçimde oyunu kullanırsa, sonraki dönemde kendisi ve önem verdiği kesimler açısından da iyi olacağını bilirim.
Önümüzdeki günlerde bu konuda kamuoyundan daha net mesajlar duyabiliriz. Konyalı buna hazırlıklı olsa iyi olur.
‘Konya mutabakatı’ hazır.
Kamuoyunun ve milletin temayülü o yöne doğru.