Bugün asıl konuşulması gereken konuların başında geliyor projeler… Konya için yapılacak şeyler… Bunun için bir Bakan’ınızın olmasına da gerek yoktur çoğu zaman… Üzerinde iyi çalışılmış bir proje ve sonuna kadar mücadele yeterli diye düşünüyorum… Sizi dinleyebilecek birilerini olması tabi ki çok önemli, ki bunun içinde koca şehri tek başına sırtlayan bir Başbakanımız zaten var…
Proje denince belki de en önemlilerinden birinin haberini yaptık dün… Prof. Dr. Ramazan Altuntaş’ın gündeme getirdiği “Uluslararası İslam Üniversitesi” Ümmetin ayağa kalkmasının en büyük anahtarı aslında bu kelimede gizli… Bana kalırsa bugüne kadar Konya ve tüm İslam Alemi için ortaya atılmış en güzel ve en önemli proje… Üzerine ciddi bir şekilde eğilmesi, sahiplenilmesi ve hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerek…
Ancak işin asıl sevindirici kısmı, bu ve buna benzer projeler şimdilik hayata geçmese bile şehrini düşünen, şehrini ve davasını dertlenen insanların var olması…
Bu yüzden kazanan Konya olacaktır… Elbet bir gün…
…
Konya gündeminin ikinci maddesi de durulmuyor; Rektörlük seçimleri…
“Tartışmaların en renkli safhalarından birinden geçiyoruz; Akademik kadroların dışındakiler seçimlere niye karışıyor” safhası…
Haklılar bir bakıma…
Gazete, televizyon ve diğer tüm basın kuruluşları hiçbir şekilde hiçbir seçime müdahil olmamalılar… En başta da genel ve yerim seçimler hakkında da haber yapmamalı, görüş bildirmemeli mesela…
Halkın seçimine niye müdahale ediyorsak… Ukalalık işte… Bültencilik neyimize yetmiyor… Ya da magazin yapalım hep birlikte…
Etmemeliyiz…
Ancak keşke bilselerdi; bu mücadele bir kişinin tercihine müdahale mücadelesi değil, Konya’yı tüm kurum ve kurullarıyla bir, diri, ayakta tutma mücadelesi… Yoksa bizim İsimlerle bir problemimiz yok…
…
Hani O olur olmaz kişileri “Diktatör” olmakla suçlayanlar var ya! İşte onların hiç biri parti liderliğini kaybetmemek için her yolu deniyor. Hatta aralarından bazılarının erkekseniz toplayın kurultayı, içeri girebiliyor musunuz hep birlikte göreceğiz” diye tehditler savurduğu iddia ediliyor… Çevresindeki herkes te yaşananları sadece seyretmekle yetiniyor.
Haklılar, diktatörlük bunun neresinde değil mi?
Şaşkınız…
Bundan sonraki tüm siyasi skeçler, tüm siyasi şiirler ve tüm siyasi şarkılar “ Ben bir Cumhurbaşkanı gördüm taksi durağında, halkıyla gülümsüyordu” diye başlamalı…
Sanatın siyasisi olur mu demeyin? Cumhurbaşkanı’nın taksi durağında telefonlarına bakanı oluyor da o niye olmasın…
…
Sosyal Medyada bir de İran ve Arap dünyasının ordularından alınan askerlerin namaz kıldığı Kur’an okuduğu görüntüleri “Allah’ım sana şükürler olsun, ne güzel günler yaşıyoruz öyle” diyerek paylaşanlar var ya…! Binlerce asker namaz kılıyor görüntülerinde… Bu algı oluşturmak amacıyla yapılan bilinçli bir hata belki ama… Sanal da olsa yalan söylememek şiar olmalı…
Komik…
En azından eğitimliler yapamasa…
…
Fransa Rakka’yı, Rusya, İran ve Esed güçleri Türkmen diyarını bombalıyor… Yani şu an muhtemelen çocuklar ölüyor… Ama Kobani için yeri göğü inleten Chucky-Can’ı sadece sosyal medyada “ama benim de arabama üf yaptılar” haberleriyle görebiliyoruz… Yoksa elinde sazı ağıtlar yakıyor da bizim mi haberimiz yok…
Acı… Hem de çok acı…
…
Paris saldırılarını hala 150 yıl öncesindeki Emperyalist cinayetlerin karşılığında ilahi adalet olarak göstermekten vazgeçmeli…
…
Konya’ya Bakanlık verilmeyeceğini seçimin kazanıldığı gece duyurulduğunu söyleyen arkadaş, biz boşuna sabahlamışız o gece… Atlamışım o haberi… Ayrıca yeşil ışıkta geçilip kırmızı ışıkta durulacağını anlatan arkadaş sana da selam olsun… Bizim önemli bir bilgi eksikliğimizi giderdin, o günümüz boşa geçmemiş oldu… Sizlerin de evrende birer boşluğu doldurduğunuzu bilmek bile mutluluk verici…
İyi ki varsınız…