Konya’nın Kulu İlçesinde gerçekleşen depremin oluşma sebebinden bahseden Başkan Arslan, “Karacadağ’dan Konya’ya doğru uzanan graben horst dediğimiz, havzalarda çökmeleri oluşturan fay kırığı hattında oluşmuş bir deprem olarak gözlemledik. Konya için olağan ve beklenen bir durumdu. Fakat büyük fay zonları olan ilçelerimiz var.” dedi.
Kulu’da, saat 02.14’te 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yaşanan deprem, paniğe sebep oldu. Konya’nın hareketli bir zeminde bulunduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan, olağan bir deprem olduğunu ifade ederek korkulacak bir durum olmadığını aktardı. Başkan Arslan, “Kulu’da oluşan deprem, 4.2 büyüklüğünde yaklaşık 8 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Biz depremi duyar duymaz, Kulu’ya yakın geçen Tuz Gölü fay zonunda bir hareketlilik olup olmadığına baktık. Ama Tuz Gölü fay zonu merkezli bir deprem değildi. Karacadağ’dan Konya’ya doğru uzanan graben horst dediğimiz, havzalarda çökmeleri oluşturan fay kırığı hattında oluşmuş bir deprem olarak gözlemledik.” şeklinde aktardı.
‘BU FAY ZONLARI BÜYÜK DEPREMLER OLUŞTURABİLİR’
Konya’daki bazı fay zonlarının büyük bir deprem oluşturma potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Arslan, “Bu yaşanan deprem Konya için olağan ve beklenen bir durum. Konya’nın çevresinde oluşan bu graben ve horstlarda 2-3 ve 4 şiddetinde bu tarz depremlerin olması muhtemeldir. Biz tektonik ve yapısal olarak hareketli bir zeminin üzerinde yaşıyoruz. Konya kapalı havzası hareketli bir zemin. Çökmeler halen devem ediyor. Bu çökmelerin devam ettiği bölgelerde bu tarz depremlerin olması gayet normaldir. Bunları büyük bir depreme yormak bizi yanıltır. Konya’da büyük bir deprem bekleyebileceğimiz, büyük fay zonlarına bakmamız lazım. Bu fay zonlarına baktığımız zaman da Akşehir fay zonu, Tuz Gölü fay zonu, Kayseri tarafından da Konya’yı etkileyebilecek fay zonu olarak Ecemiş fay zonunu görürüz. Bunlar büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip fay zonlarıdır ama çok büyük periyot aralıklarına sahiptir.” sözlerine yer verdi.
‘BU BAKIŞ AÇISI BİZİ YANILTABİLİR’
Büyüklüğü fazla olan depremlerin kilometrelerce uzak şehirlerde yıkıcı etki yaratabileceği için depreme dayanıklı şehirleşmeler yapılması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Eski deprem tehlike haritasına baktığımız zaman birinci ve ikinci dereceden deprem bölgeleri olarak Akşehir, Ilgın, Doğanhisar, Tuzlukçu bölgelerinde görülmekteydi. Ama bu bakış açısı bizi çok büyük bir yanılgıya götürür. En son yaşanan depremde gördük ki deprem büyüklüğü fazla olduğu zaman mesafe tanımıyor. Kahramanmaraş’ta olan deprem, Hatay’da ne yazık ki çok büyük yıkımlara sebebiyet veriyor. Arada yüzeler kilometre mesafe olmasına rağmen. Burada esas alacağımız nokta zemin parametreleridir. Konya zemin parametrelerine baktığımız zaman az tutturulmuş, gevşek zeminden oluşuyor. Ne yazık ki çok iyi bir direnç ve dayanıklılık göstermeyen bir zemin türüne sahibiz. O yüzden bizim Konya’dan geçen faylardan ziyade Konya ve çevresinde, Konya’yı etkileyebilecek büyük potansiyeli olan faylara bakıp bir hesaplama yapmamız gerekiyor. Bunun için de buna uygun şehirleşmeler yapmamız gerekiyor. Şehirleşme uygun olsun ki, Konya çevresinde olabilecek büyük depremlerde, Konya hasarsız veya en az hasarla atlatabilsin. Bu bizim için çok önemli.” ifadelerinde bulundu.