Ak Parti 5 Olağan Büyük Kongresi 12 Eylül 2015 günü Ankara’da gerçekleşti. Tüm Türkiye’nin yakından takip ettiği kongre sağ salim tamamlandı. Kongre öncesi medyaya yansıyan iki liste, iki aday çıkacağına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığı partinin üst kademelerin tarafından beyan edilmişti ve bunun doğruluğu ortaya çıktı. Kongre hakkında birçok yorum yapılmakta. Gazeteciden akademisyene, siyasilerden bürokratlara kadar ilgili ilgisiz herkes kongreden, yeni MKYK’dan kısaca AK Parti’nin yeni yönetiminden söz etmekte.
Kavga ve kriz bekleyenler, Ak Parti’nin bölünmesi hayali kuranlar, Ak Partisiz bir Türkiye özlemi içinde bulunanlar bu kongrede de istediklerini bulamadılar.
Ak Parti herhangi bir siyasi parti olmanın ötesinde ülkenin birliği ve bütünlüğü açısından büyük önemi haiz bir partidir. Ülkenin dört bir tarafından oy alan, her kesime hitap edebilen, diğer tüm siyasi partilerle aynı anda rekabet içinde bulunabilen, 75 milyonluk Türkiye’nin tamamının Partisidir. Bugün Ak Parti’ye karşı olanların göz önüne alması gereken hassas nokta burası. Ak Parti’nin siyaset arenasında olmadığı bir Türkiye büyük krizlere ve kaosa sürüklenebilir. Buradan Ak Parti’nin ne yanlış yaparsa yapsın desteklenmesi gerektiği gibi bir anlam çıkmasın. Demek istediğimiz Ak Parti’nin siyasetin doğal mecrasından koparılarak iktidardan düşürülmeye çalışılması halinde Ak Parti’nin bıraktığı boşluğu mevcut siyasi partilerin doldurmasının mümkün olmadığı.
Bunun yanında Ak Parti seçmeni dikkate almaz, tepki ve eleştirilerden ders çıkarmaz ve kendini yenilemezse siyasetin tabii seyri içinde iktidarı da, meclis çoğunluğunu da kaybedebilir. Bunun doğal bir süreçte işlemesi halinde toplum kendine yeni bir siyasi aktör bulur ve onunla yürümeye devam eder. Yeter ki Ak Parti’ye veya daha geniş manada sivil siyasete; dışarıdan yani bürokrasiden, medyadan, sermaye çevrelerinden, yabancı ülke ve istihbarat servislerinden yapılan müdahaleler ile halkın iradesi farklılaştırılıp ülkenin yönetimi zaafa uğratılmasın.
Kongre aynı zamanda bir seçim sürecinin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Başbakan Davutoğlu kongre tarihini bu seçim başlangıcı için belirlediklerini ifade etmişti. 1 Kasım önemli bir seçim olacak, Ak Parti’nin siyasi hayatındaki en önemli seçimi olacak. Ak Parti bu seçimden alnın akıyla ve tek başına iktidar olarak çıkması halinde ülkenin önündeki sorunların çözümü kolaylaşacaktır.
Kongre sonrası şekillenen yeni yönetimde asil üye olarak yer alan Mehmet Babaoğlu vekilimiz ile KTO Başkanımız ve Konya'mızın bir değeri olan Selçuk Öztürk, hem Ak Parti’ye hem de Konya’ya büyük fayda sağlayacaktır.