Kokoreççinin hiçbir güvencesi yok da

Hamdi Bağcı

Birinci olay: Konya’da dün akşam kokoreç satarken seyyar arabası elinden alınan 49 yaşındaki 5 çocuk babası Y. E. İle ilgili haberleri mutlaka okumuşsunuzdur.

Haberde hiçbir sosyal güvencesi olmadığı için kokoreç sattığı haberde veriliyordu. Tabi bu öncelikle yanlış bir bilgi onu belirtelim, zira artık her Türkiye Cumhuriyet Vatandaşı sosyal güvenceye sahip. Az ya da çok, gelirine göre katkı, yapıyor ve o katkı çerçevesinde de SGK sağlık giderlerini karşılıyor, sadece kendisi değil bütün ailesi için de aynı durum geçerli.

İkinci olay: Haberin başlığı, “oğlunu yaşatmak için icralık oldu”. Haberi okuduğunuzda çok enteresan bir olay varmış, izlenimi oluşturuluyor. Hasta çocuklarını maddi yetersizlikten dolayı tedavi ettiremedikleri şeklinde haber kurgulanmış. Oysa çocukları 18 yaşının altında ve 18 yaşının altındaki bütün vatandaşlarımızın her türlü tedavisi ücretsiz olarak devletimiz tarafından karşılanıyor.  

Anlıyorsunuz ki aslında borç hastaneye değil, baba Y. T. Evine eşya almış ve borç 15 bin lirayı bulmuş, ödeyemiyor ve medyayı çağırıp çocuk üzerinden bir haber kurgulanarak tedavi parası olmadığı şeklinde bir demagoji ile yanlışını örtmeye çalışıyor. Parası yok olduğu halde eşya almanın yanlışlığını anlayamamış.

Sanki hepimiz çok zenginiz ve çocuklarımızın istediği her şeyi alabiliyoruz.

Üçüncü olay: Başlık “o artık gülüyor”. Çıkıyor birkaç televizyon kanalına, (nasıl oluyorsa bütün kanallarda bayanın peşinde), kâh markette, kâh evde, (kaç çekim yapıldıysa artık) bayan adeta emir verir gibi “benim paraya ihtiyacım var, tedavim için bana para verin” diyor. Ve evet 250 bin lira toplanıyor. Akşam ana haber bülteninde izliyorum, muhabir hekime soruyor, hekim “böyle bir hastalık yok, ayrıca nakilde mümkün değil bu hasta için” diyor. Sağlık Bakanlığı “ilaca ihtiyacı yok” açıklaması yapıyor. Ama bizim medya bunlara inanmıyor ve hatta “uzmanlardan ve bakanlıktan tuhaf açıklama” başlığıyla bu açıklamalar veriliyor.

Medya istedi, o bayan emir verdi diye artık akan sular duracak, yardımlar toplanacak ve tabi o para ne olacak? Onu Allah bilir. Bugün bakın ne o paranın akıbeti belli ne de o hasta var piyasada. Tuhaflık üzerine tuhaflık…

“Kefenlik yerine gelinlik giymek istiyorum” diyor, bayan… İyi de giy kardeşim, biz ne yapalım, bak doktorlar açıklıyor, senin o kadar tehlikeli bir hastalığın yokmuş ki? İlaçlarını da zaten hem SGK veriyormuş, hem de Sağlık Bakanlığı gerekirse dünyanın her yerinde tedavi edilir ama öyle bir hastalık yok diyor. Ama medya illa bu bayana inanmamızı istiyor.  “Ben şov yapayım, siz internet sitesindeki haberi tıklayın, ben para kazanayım” diyen medyanın dediği oluyor, konu haber bültenlerinde uzun uzun işleniyor.   

Bu topluma ne oluyor, ne ara böyle bir noktaya geldik?  

Şimdi zabıta ne yapacak? Medya istiyor diye hukuksuzluğa mı müsaade edecek? E o zaman kişiye göre hukuk olmaz mı? Daha da kötüsü peki kaçına müsaade edecek? Ve ben böyle dedim diye ben insafsız, vicdansız mı olacağım?

Bakın gazetelere, binlerce işçi arayan firma var ama çalışacak adam yok. Niye çalışmıyorlar? Sabaha kadar eve gelmiyor, kokoreç satıyormuş, valla ben de akşama kadar eve gidemiyorum, sabahın 7’sinde yola revan oluyorum. Ama kimse bizlere acımıyor.

Acımasında zaten, Rabbimize şükür iş yapabildiğimiz sürece biz ne isteriz, Verdiklerine, sağlığımıza, sıhhatimize şükür. İnşa Allah hiç kimseye de muhtaç etmez…

Yanlış giden bir şeyler var, kokoreççi hukuk çerçevesinde bu işi yapıp yapamayacağını araştırsın. Biz zabıtayı nerede ise işini yaptı diye suçlayacağız, öyle şey mi olur? Elbette yanlış, kaçak, uydurma gıda satan ve toplumun sağlığıyla oynayan ve vergisini vermeyenlere zabıta engel olacak.

Yani medya istedi diye isterseniz teröriste saygı duyalım, teröristi kahraman ilan edelim, kaçak iş yapanları normalleştirelim. Bakın Uludere konusu da aynı. Medya hükümete, devlete saldırıyor, ney imiş, kaçakçılık yapıyorlarmış, onlara niye engel olunmuş. İyi de kaçakçılıkta bir nevi zaten anarşi değil midir?

Medya istedi diye Sağlık Bakanlığını yok sayalım, medya istedi diye adam, olmayan parasını harcasın, borç batağına girince de sağı solu suçlasın.

Medya istedi diye polis iş yapamasın, asker iş yapamasın, zabıta iş yapamasın. Peki, bu ülkede huzur nasıl sağlanacak?

Haberleri okurken biraz derinlemesine bakın lütfen. Ayeti Kerimede Rabbimiz "Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz." (Hucurat,6) diyor. Fakire fukaraya yardım etmek tamam ama piyasada fakir borsası kuranlara karşı olmazsak en fazla zararı ihtiyacı olana vermiş oluruz. Bizden söylemesi.