KOBANİ KRİZİ

Oktay Aksu

Kuşatılan şehirlerin düşüşü, yürek dağlayan duyumlarla devam edecek bir trajedidir. Akıl, mantık ne derse desin yürekler şehrin düşmemesinden yanadır. Saldırı ve savunma varsa bir yerde, saldıranlar mağlup olmalı, savunanlar kazanmalıdır. Kim tarafından yapılırsa yapılsın haneye saldırı, yurda saldırı, kaleye saldırı ya da kişilik haklarına, onura, izzet-i nefse saldırı haksız ve gayri ahlakidir. Saldırı yani tecavüz; Başkasının mahremine müdahaledir. Başkasının sınırlarını ihlaldir. Her bireyin ve her toplumun sınırları vardır. Hiçbir toplum tecavüzü hak etmez ve hiçbir toplumun mütecavizliği hoş görülemez. Bu açıdan bizim için Gazze neyse Kobani odur.

            Tarihi vicdan, savunanları galip saldıranları / mütecavizleri mağlup yazar. O tarihi vicdan Gırnata düşerken Osmanlı’yı mahkûm ettiği gibi Kobani düşerse Türkiye’yi mahkûm eder.  

***

            Cumhurbaşkanı Erdoğan : ‘’bizim için PKK neyse IŞİD odur’’

             Başbakan Davutoğlu: ‘’Bizim için Kürt, Türk, Arap, Türkmen birdir. Bu ülkenin kaderi hepimizin kaderidir. Kobani bize tarihi bir mirastır. Kobani’nin kaderi bizim de kaderimizdir.’’

            Cumhurbaşkanı Erdoğan : ‘’ İşte buyurun, Kobani de düştü düşüyor.’’

             Başbakan Davutoğlu: ‘’Kobani’nin düşmesini istemeyiz. Kobani’nin düşmemesi için ne gerekirse yaparız’’

            Dilleri ayrışıyor, politikaları da ayrışır mı?  Bilgelik Kasımpaşalılığa karşı. Ben bilgelikten yanayım.

***

            Gültan Kışanak senin devletin derken kendi adına konuşmuyordu şeklinde, okumayı deneyebiliriz mesela. Kürtlerin önemli bir kısmı devleti hala ;’’Türklerin devleti’’ olarak görüyor, kendi devletleri olarak görmüyor olabilir. Sınırın öte yanında başı dara düşen Türkmenler olunca telaşlanır, Kürtler olunca telaşlanmazsan, bu devletin bu coğrafyada yaşayan herkesin devleti olduğuna kimseyi inandıramazsın.  

***

            Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Kürt siyasetinin parlayan yıldızı olan Selahattin Demirtaş popüler siyasetçilerin sorumsuzluk yapma lüksü olmadığını bilmeliydi.  Sokağa çıkın ama şiddete başvurmayın diyebilmek için sokağa çıkanların kontrolünün elinde olması gerekir. Otuz beş cana mal olmuş bir çağrının da, ama hukuki, ama siyasi bir hesabı olmalı. 

Kürt tarafının da Türk tarafının da barış sürecinin devamından yana olduğunu söylediği bir ortamda Hüdapar mensuplarının hedef seçilmesi, derin devletin durumdan vazife çıkardığı şeklinde okunabilir. PKK/HDP mensupları Hüdapar’ ı çok iyi tanırlar ve Hüdapar’ı hedefe koymanın tanrıyı kıyamete zorlamak olduğunu bilirler. Tehlikeli bir oyun oynanıyor, herkes bu oyunun farkına varmalı ve oyunu bozacak hamleler yapmalı.