Bu hafta koalisyon tartışmalarıyla geçirecek Türkiye…
13 yıldır unutmuştuk, ne güzel...
Kahve masalarında, ev toplantılarında, parklarda, sokaklarda, okul sıralarında, kadın günlerinde yapılan politik yorumları…
Hükümet kuran, Hükümet yıkan amcaları…
Koalisyon ihtimali doğunca, attıkları güzel göbeklerden dolayı kendilerini düğünden düğüne hatırladığımız akrabalar gibi sahneye attılar kendilerini birden… Ve hemen hatırlanıverdiler…
“Onunla onu toplayıp, ondan çıkarıyorlar” al sana mis gibi hükümet…
Hükümet kurulduktan sonra muhtemelen Türk futbolunu kurtarmaya çalışacaklar…
Sakının kendinizi…
Tabi işler bu kadar basit değil…
Dünya’nın en hızlı çark eden muhalefetine sahip olduğumuzu görmek gurur verdi bana… Seçim sonuçlarının belli olduğu daha ilk saatlerde, ‘Ben yokum, siz kurun… Ben AK Parti ile koalisyon kurmam… Dışarıdan desteklemem’ diyen Muhalefet kendi rekorunu egale etti ve şimdi iktidarın bir parçası olma hayalleri kuruyor. Bence ilk saatlerde yapılan açıklama da muhalefetin daha fazla pay alma çabası değil, neredeyse 15 yıldır iktidar olmayı unutmuş insanların tepki travmasıydı… Ne yapacağını bilemeyen Muhalif Liderlerin, ortaya çıkan tabloyu anlayamamasıydı…
Aradan geçen birkaç dakika sonra Muhalif liderler zannediyorum kurmaylarının uyarmalarıyla hatırladılar partilerin iktidara gelmek için kurulan yapılar olduğunu…
Şimdi yaptıkları ilk açıkmaları hatırlamak bile istemiyorlar…
Ve özellikle MHP ile HDP’yi bile yan yana yakıştırabilenlerin, Genel Merkezin duvarlarına başlarını vura vura, neden “Ak Parti ile bir arada olamayız” açıklaması yaptık diye kendilerine hayıflandıklarını düşünüyorum…
Ama şu da unutulmamalı… Siyaset aynı zamanda çabuk unutabilme ve çabuk manevra yapabilme sanatıdır…
Biz unuttuk bile siz hala orada mısınız…?
...
Tabi en başta bahsettiğim tiplerin daha ötesi de var… Yeri gelmişken onlardan bahsetmeden de geçmeyeyim… Onlar, tüm bunların yanında Sosyolojik çözümleme yapabilen amcalar. Ak Partinin oy kaybedişinin nedenlerini 150 madde halinde sıralayıp, CHP’nin artmayan oylarını rasyonel irdeleyebiliyorlar… İslami burjuvazinin içine düştüğü çıkmazın, çıkış yollarının anahtarı kendi ceplerindeymiş haberimiz yok… Yüzde 41 onlarda öyle bir ışık yakmış ki, gençliğin maneviyatının ne denli boş olduğunu görebilecek kadar ‘Erenler’ tarafına geçiş yapmışlar elbirliğiyle…
Asıl korunmamız gereken bu tipler…
….
Mursi için karar günü yaklaşıyormuş… İmza kampanyaları düzenleniyor… Karınca misali herkes bir şeyler yapmalı, kabul…
Ancak şu var ki; Mısır ve İsrail 3 günlüğüne refah kapısının açılmasına karar vermişler…
Kararın ne yönde olacağı şimdiden belli yani…
Yine de elden gelen arda bırakılmamalı…
En azından tarafımız belli olur…
….
Çıplak geldik, çıplak gideceğiz edebiyatı çıkıyor karşıma Sosyal Medya’dan!
Herkes ne kadar da Eflatun…
Külliyen yalan… Çıplak geldik ama üç beş metre bezle gideceğiz… Hem bunun kaliteli bezi var, ucuzu var, okunmuşu var, Zemzem suyuyla yıkanmak var çeşme suyuyla yıkanmak var… Var da var…
Kimse kandırmasın kendini Pazartesi, pazartesi…
Çalışmaya devam…