Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Salı günü grup toplantısında, kızların- erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmeyeceklerini açıklaması, kızlı erkekli öğrencilerin karma olarak aynı evi kullanmalarını kabul etmediklerini açıklaması bazı kesimleri adeta yerinden zıplattı.
Şimdi yanlarına CHP’li vekilleri de almışlar gözleri dönmüş, kızlarla erkeklerin aynı evlerde rahatça kalmaları için kavgaya tutuşmuşlar, argümanları da hazır, kimsenin hayatına kimseyi karıştırmayacaklarmış.
Aslında tabi bu tartışma başlayınca ben çok şaşırdım, demek ki devletimizin bazı yurtlarında kızlarla erkekler karışık olarak kalıyorlarmış. İnsanı dehşete düşürüyor, bu bilgi…
Aman Allah’ım demek ki devletimiz eliyle gençlerimiz ahlaksızlığa itilmiş yıllarca…
Ve tabi bunlar ayrılıyormuş şimdi
Ne yani kalsa mıydı?
Genç bir kızla genç bir erkek aynı evde kalabilir mi, aynı yurtta kalabilir mi?
Buna bir devlet nasıl müsaade edebilir?
Devletimizin kendisi Müslüman olmaya bilir. Ama halkı Müslüman…
Avrupalı şöyleymiş, Amerikalı böyleymiş, bizi ilgilendirmez, bir Müslüman’ız ve Müslümanlıkta mahrem, namahrem diye bir kavram vardır.
Erişkin bir kız erişkin bir erkeğe namahremdir. Nikâhsız her türlü temas büyük günahtandır ve nesli bozmaktadır.
Şimdi bakıyorum, Necip Fazıl Kısakürek’in Destan Şiirinde ifade ettiği,
“Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!”
Dediği durum yaşanıyor en dindar kentimiz Konya’da bile durum bu…
Tramvayda bırakın üniversite öğrencilerini lise öğrencileri birbirleriyle sarmaş dolaş. Utanma, arlanma, mahrem, namahrem kalmamış.
Özel hayata saygı mavalı okuyan CHP’li ağalar, seçkincilerin sözcüleri, ne zaman anlayacaksınız, bu çocuklar bizim.
Şunu da belirteyim, eğer bunu anlamazsanız ve Başbakanımızı değil de, Gezici eşkıyalara kahraman diyenlerin safında olursanız, bilginiz olsun bu durumdan en fazla siz zarar göreceksiniz.
Ahlakı bozulan nesil bizim, sizlere anne baba demeyecek, huzurevine gönderecek, öldüğünüzde arkanızdan Fatiha okumayacak, dinsiz imansız nesiller bizim…
O dokunduğu kız bizim kızımız, yok ettiği namus bizim namusumuz…
Hürriyet Gazetesini anlıyorum, Şafak Pavey’i anlıyorum, Milliyet Gazetesini anlıyorum, İstanbul’un, Ankara’nın seçkinci zümresini, bu milleti değiştirmek için özel yetiştirilmiş şeytanın ordularını anlıyorum da, Konya’mızda bile, özel hayata müdahale, diyerek namussuzluğun savunuculuğunu yapan bizden olan, Anadolu’nun çocuklarının anlayamıyorum…
Bilginiz olsun zaten biz çocuklarımıza kesin yasaklar koyuyoruz. Evet, ilan ediyorum, çocuklarımız ahlaklı, edepli, dindar, hayâlı, dürüst olsunlar diye mücadele ediyoruz. Namazlarını, kılmalarını, ibadetlerini yapmalarını istiyoruz.
Biz çocuklarımızın, annelerini, babalarını, edeplerini, hayâlarını, namuslarını, ırzlarını bilsinler, vatanlarını memleketlerini bilsinler istiyoruz, bilsinler de sahip çıksınlar…
Tavrımız net ve şükür doğruya doğru diyenlerdeniz;
Başbakanımız kesinlikle doğru bir yoldadır, evet üniversiteli gençlerin kızlı erkekli aynı evlerde yaşamaları kesinlikle önlenmelidir.
Genç kızlarımıza, genç erkeklerimize mahremiyet, ahlak, edep anlatılmalıdır.
Edep olmadan, hayâ olmadan yetişecek nesillerin ülkemize de, dünyaya da bir katkıları olmaz…
Olsa olsa hırsız olurlar, soysuz olurlar, köksüz olurlar. Bu ülkeyi Brezilyalaştırmak isteyen Emperyalist, Siyonist jandarmalara hizmet etmiş olurlar. Şeytanın askeri olurlar…
Konu hayata müdahale konusu değildir, çocuklarımızın şeytanın askeri olmasını önleme mücadelesidir.
Anneleri babaları okusun diye başka memleketlere göndererek hasretlerini yaşadıkları evlatlarının kanı bozukların, ırz düşmanlarının mezeleri olmaması için devletimizin kızlarımıza erkeklerimize sahip çıkmasını rica ediyoruz…
Çağ ne olursa olsun, biliyoruz ki hakikat değişmedi, biliyoruz ki hala koyun et yemiyor ve biliyoruz ki zina haram ve biliyoruz ki bu millet önce ahlak ve maneviyat diyemezse geleceğini kaybedecek…