30 Yıldan bu yana akan kardeş kanının sonlandırılması adına 2005 yılından bu yana başlatılan ‘ÇÖZÜM SÜRECİ’ son günlerde ülke gündeminde her kesim tarafından ciddi manada ele alınıyor.
Bu hususlara ilşkin olmak üzere evvela birkaç hususu net bir şekilde belirtmek istiyoruz ;
1_)Adına Çözüm Süreci denilen bu süreç artık bu aşamadan sonra ne hükümetin ,ne İmralının ,ne de bir başkasının malıdır.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN gerçek sahibi bu topraklarda yıllardır BARIŞI BEKLEYEN , BARIŞI ÖZLEYEN Anadolu insanıdır , yani sürecin sahibi millet olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
2_)Bu süreci bizler MİLLİ BİR SÜREÇ olarak görüyoruz.
İlk defa uluslararası güçleri ve uluslararası başkentleri devre dışı bırakan tamamen YERLİ BİR PROJE olduğu hatırlatmasını yapmayı da zaruri görüyoruz..
SİLAHLARIN GÖLGESİNDE BARIŞ OLMAZ….
2013 NEVRUZUNDA silahları bırakacaklarını söyleyenler bugün hala ellerinde ki silahı bırakmadı ise bu yaklaşımda da sürecin sağlıklı bir zeminde ilerleyemeyeceğini düşünüyoruz..
Şahsım olarak ben APO ile Kandil’in danışıklı dövüş yaptığına inanıyorum. Birisi iyi polis rolünde sanki ,diğeri de kötü polis. .Barışa sonuna kadar evet ama artık bu güzellemelere de dayanamıyoruz. Örgüt ve örgütün uzantıları samimi değiller .
O MAKAMI SEMBOLİK Mİ SANDINIZ BEYLER….
Halkın %52 ‘i oyunu alarak Cumhurbaşkanlığı makamına oturan ERDOĞAN ’a millet oyu köşeye çekilmesi ,susması, protokol koltuğunu doldurması için oy vermemiştir. Aksine 40 yıldan bu yana çözüm bekleyen sorunun çözüm fitilini ateşlediği için ve süreci sağlıklı bir şekilde çözeceğine inandıkları ve ona güvendikleri için oyları ile destek vermişlerdir.
Hiç kimse Sayın Cumhurbaşkanından Beştepe’de sessiz sedasız oturmasını ve onun Beştepe ‘de torun büyütmesini beklememeli..
Halkın oyları ile Cumhurbaşkanlığı makamına gelmiş kişiden milletin beklentisi ;koşan ,konuşan ve terleyen bir cumhurbaşkanıdır.
Bu ülkenin en önemli meselesi hakkında bir cumhurbaşkanı konuşmayacaksa kim konuşacak diye sormak istiyoruz..?
ERDOĞAN /DAVUTOĞLU ÇATIŞMIYOR…..
ÇATIŞAN MEVCUT ANAYASAL SİSTEMDİR……
Son günlerde yaşanan tartışmaları HÜKÜMET SARAY ÇATIŞMASI YA DA ERDOĞAN _DAVUTOĞLU AYRIŞMASI OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ.
Hükümetle Saray ya da ERDOĞANLA DAVUTOĞLU aynı taraf.
Sorun mevcut anayasal hükümet sisteminde yani parlementer sistemde.
Sürekli olarak ifade ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz.
Türkiye mevcut anayasal hükümet sistemi ile yola devam edemez .
En ufak siyasal krizler bu sistemde sorun olmaktadır.
Parlamenter Sistem sorun çözme kabiliyetinden uzak, sorun üreten bir sistemdir.
Parlamenter Sistem bürokratik tahakkümü öncüleyen bir sistemdir.
Bu sistem iki başlı bir sistemdir.
Ülke olarak bu iki başlı yönetim sisteminden bir an evvel kurtulmak gerektiğin, yeniden beyan etmek istiyoruz.
MEVCUT HÜKÜMET SİSTEMİNİ TERK ETMEDEN HİÇ BİR SORUNUMUZU ÇÖZEMEYİZ……
Başta ÇÖZÜM SÜRECİ dahil olmak üzere kronik sorunlarımızdan bizi çıkaracak , bu sorunlara anında müdahale edilmesini kolaylaştıran bir sistem olduğunu düşünüyoruz Başkanlık MODELİNİN.
ÇÖZÜM SÜRECİNDEN daha da önemli bir sorun ile karşı karşıya olduğumuzu yeniden hatırlatmak istiyoruz.