Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2023'te kira geliri beyanında bulunan ev sahibi sayısını 1,8 milyon olarak açıkladı. Fakat yaklaşık 3,7 milyon ev sahibinin asgari beyanname vermediği görüldü. Hayata geçirilmesi hedeflenen e-kira kontratı uygulamasıyla ise her şey resmi olarak e-Devlet’ten takip edilebilecek. Bu şekilde vergi kaçağının önüne geçilebileceğini belirten Avukat Ümit Olgun, konu hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
‘VERGİ KAÇAĞININ ÖNÜNE GEÇİLECEK’
Hayata geçirilmesi planlanan uygulamayla vergi kaçağının önüne geçilebileceğini vurgulayan Olgun, “e-kontrat veya e-sözleşme, kira sözleşmelerinin e-devlet üzerinden yapılabilmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bir çalışmasıdır. Bu çalışma 2023-2025 yıllarını kapsayan, Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı çerçevesinde gündeme alındı. Şu anda e-devlet üzerinden verilen bir hizmet yok. Ancak 31.12.2024’e kadar hayata geçirilmesi planlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın da bu konuda bir açıklaması oldu. Ülkemizde çift kira sözleşmesi yapılması, kira sözleşmelerinin vergi dairesine bildirilmemesi, olduğundan daha düşük gösterilmesi sık görülen bir durum. Bu şekilde vergi kaçağının önüne geçilmesi hedeflendi.” ifadelerine yer verdi.
‘SON İKİ YILDA DAVALAR ARTTI’
Son iki yılda kira davalarının arttığını dile getiren Olgun, “Kira anlaşmazlıkları son 2 yılda çok arttı. Bunun asıl sebebi enflasyonun yüksek olması. Kanuni sınırlamalar enflasyonun çok altında kaldı. Özellikle de yüzde 25 sınırlandırması. Bu sınır 2022 yılının Temmuz ayında başlayıp 2024 yılının Temmuz ayına kadar devam etti. Yaşanan enflasyon karşısında kiracılar ve kiraya verenler arasında bir gerilim oluştu. Kiracılar kanuni sınırlamaya göre bir artış istediler, kiraya verenler ise enflasyona uygun olarak daha yüksek bir artış istediler. Aradaki bu gerilimi çözülemediğinde davalar çoğaldı, mahkemelerde dava yoğunluğunu azaltmak için arabuluculuk şartı getirildi. Ancak arabuluculukta da genellikle anlaşma sağlanamadı.” şeklinde konuştu.
‘KANUNİ SINIRLAMALARIN KİRACILARA DA ZARARI DOKUNDU’
Yapılan kanuni sınırlamaların uzun vadede kiracılar bakımından da zararları olduğunu belirten Olgun, “Ev sahipleri yeni bir kira sözleşmesi yaparken kılı kırk yarmaya başladı. Nasıl olsa sonradan düşecek diyerek kira bedelini olması gerekenden yüksek rakamlara çıkardılar. Bazı belgeleri kira sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası halinde getirdiler. Bu da uzun vadede kiracılar yönünden olumsuz bir ortam oluşturdu. Kira bedellerine piyasa dışından yapılan müdahaleler; özellikle konutlarda gördüğümüz gibi kira bedellerini daha yukarı taşıdı.” diyerek serbest piyasaya müdahale edilmesinin olumsuz sonuçlarına işaret etti.
‘KİRA GİDERLERİ TESPİT EDİLEBİLECEK’
Planlanan uygulamayla kira gelirlerinin kolaylıkla tespit edilebileceğini belirten Olgun, “Piyasaya uygun şekilde kira artış oranlarının belirlenmesi gerekiyor. Böyle olduğu takdirde iki taraf da hak kaybına uğramaz. Uygulanması düşünülen sistemle kiralar resmiyet çerçevesinde olacak. e-Devlet üzerinde tüm kira sözleşmeleri bulunduğu zaman bölgedeki kira ortalamasının ne olduğu da kolaylıkla tespit edilebilecek. Kira bedelinin tespiti ve uyarlama davalarında emsal olarak alınabilecek. Ailelerin kira giderleri net bir şekilde görülebilecek. Büyük bir belirsizlik ortadan kalkmış olacak.” diye aktardı.
‘ALT YAPI OLUŞTURULMALI’
E-kontrat uygulamasının hayata geçirilmesi için kanuna uygun alt yapı oluşturulması gerektiğini söyleyen Olgun, “Türk Borçlar Kanunu’nda kira sözleşmelerinin bir şekil şartı yoktur. Yani kira sözleşmelerini taraflar istediği gibi yapabilir. Önde bir engel yok. Ama bu e-kontrat uygulamasıyla şekil şartının önüne geçilmiş oluyor. Eğer böyle bir uygulama yapılacaksa yasal mevzuat alt yapısını oluşturmak gerekir.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.