Başımıza her ne geliyorsa kendi yaptıklarımız yüzünden geliyor. İyi veya kötü. Kimseyi suçlamayalım lütfen.
Son gücümüze kadar çalışacağız. İşte o zaman, hedefe ulaşsak da ulaşamasak da KADER diyeceğiz.
Hiç gayret etmeden, başımıza her geleni kader diye nitelendirmek, sadece tembellerin ve aklını kullanamayan ahmakların işidir. Bu ise insanı şirke götürür.
Allah cc, "Ben size akıl verdim, aklınızı kullanacaksınız" derken, biz ise yaptığımız pek çok yanlışı görmeyerek, başımıza gelen her şeyi KADER diyerek sorumluluktan kaçmak istiyoruz.
Öyle yağma yok.
Herkes yaptığı her şeyden sorumludur. Bu konuda ayetler de vardır.
Öyleyse attığımız her adıma lütfen dikkat edelim. Başımıza her ne geliyorsa, kendi yaptıklarımız nedeniyle geliyor.
Kendimiz olmasak da, ana babamızın veya çevremizin yaptıkları sonucu aklımızı kullanamıyoruz ondan geliyor.
Dünyaya önem vermeyelim elbette ama, bu demek değildir ki boş duralım. Son nefesimize kadar var gücümüzle çalışacağız.
Hem dünya için, hem de ahiret için.
İnsanlar ahiret deyince sadece İslam’ın 5 şartını şu anda yapılan şekliyle yerine getirmek zannediyor.
Şimdiye kadar bu yapıldı ama Müslümanların hali ortada. Demek ki Allah'ın bizden istediği bu kadarla sınırlı değil.
Asıl olan paylaşmaktır. Öbür dünyaya götüremeyeceklerimizi çevremizde ihtiyacı olanlarla paylaşmalıyız.
İşte bizi hem bu dünyada hem de öbür dünyada mutlu edecek olan budur.
Paylaşacak maddi bir şeyimiz olmayabilir. Tebessüm, güzel söz, tatlı dil, gönül almak da bir paylaşmaktır. Bunlar da yoksa bir insanda acaba niye yaşıyor ki?
Sormak gerekmez mi?
Artık ülkemizin, İslam aleminin ve tüm insanlığın huzuru İslamı gerçek anlamda anlayıp yaşamamıza bağlı.
Ve bunu inşallah TÜRKİYE CUMHURİYETİ olarak biz gerçekleştireceğiz.
Saygı ve sevgilerimle.