Sonunda Konya gündemini yakalayabilecek yazılar yazabiliyorum.
Gündemde Kimler Milletvekili olacak? sorusu varmış… Herkes bir şeyler yazıp çiziyor.
Bende “Olabilmeyi” isterdim, böylece daha net şeyler yazabilirdim…
“Olamayınca, en azından olmuş gibi” yapmayı yeğliyorum…
Gelelim konumuza…
Kimlerin Milletvekili olacağı konusunda en ufak bir fikrim yok. Kimlerin milletvekili olacağını bilmiyorum ama kimlerin olmayacağını, olamayacağını biliyorum. Onları sonraki yazılarıma saklayacağım ama ilk etapta “Kılıçdaroğlu refleksiyle” bilgisizliğimi örtmeye çalışacağım. Yani isimleri bilmiyorum… Ama beni temsil edecek kişilerde olmasını gereken özellikleri, hiçbir siyasi partiyi ya da sivil örgütü dolaşmadan da sıralayabileceğimi düşünüyorum;
Birincisi; yolda amaçsız yürüyebilmeli.
İkincisi; Toplu ulaşım araçlarını kullanabilmeli. Mutlaka kullanmalı demiyorum, ama ara sıra aramıza karışmasında fayda var…
Bir diğeri; nargile salonunda marpucu emanet gibi tutmamalı… Hakkını vermeli nikotinin…
Halı saha maçında girdiği takıma bir faydası olmalı. Sadece milletvekili diye ayrıcalık beklememeli…
Konya’da iken ruhunun her zerresiyle neş’e saçarken, Ankara’ya gittikten sonra “30 yıllık tiryakinin bir anda sigarayı bırakmasıyla gözlerinin ferinin sönmesi gibi” tüm neşesini kaybetmemeli…
Bakan yapılmadı diye gözlerinde sonbahar hüznü görülmemeli…
Kendini yalnızlığa itilmiş hissetmemeli…
(Şaka bir yana…)
Bilakis her an bu ülke için çalışan, çabalayan, uğraş veren, mücadele eden, milletvekilliği parmak indirip parmak kaldırmaktan başka bir iş değilmiş diye morali bozulmayan, savaşan, projeler üreten, tuttuğunu koparan, hal hatır soran, halkla tüm irtibatı basın bültenleri olmayan, liderine sıkılacak kurşunda durup düşünmeden, dur biraz havayı soluyayım demeden kendini kurşunun önüne atıp, liderine siper olan, hizmetlerini birinin ya da birilerinin hoşuna gidecek diye değil sadece ahirete yatırım olsun diye hayata geçiren, hakkın ve halkın savunuculuğunu yapan, gözünü budaktan esirgemeyen, korkmayan, hem Arakan’ın yerini haritada gözü kapalı bulabilen hem Kovanağzında bir yetimin başını okşayabilen, halkının derdiyle hemhal olabilecek, günde en az beş emekçinin elini sıkabilecek, hem ticaretin ve sanayinin gelişmesi için gecesini gündüz yapacak hem de o tüccar ve sanayicinin personelinin iyi maaş alması için ter dökecek, İslam dünyasının sorunlarını Başbakanlığa ve Dış İşleri Bakanlığına havale etmeyecek, hem toplumun yanlışını gördüğünde “durun kalabalıklar bu yol çıkmaz sokak” diyebilecek, hem partisine doğrularından taviz vermeden dik durabilecek, eleştiriyi kendine bir hakaret olarak algılayıp yıllar sürecek kinlere neden saymak yerine, şehrin, ülkenin ve kendinin gelişiminde bir kilometre taşı olarak görebilecek… vs. vs.
Eleman ilanı gibi oldu metin ama… Mazur görün…
80 milyondan 11 yetenekli futbolcu çıkartamıyor olmamız 2 milyon Konyalıdan böyle 15 kişi çıkaramayız anlamına gelmez…
Fark ettim de benim köşe değil masal yazmam lazım… Hem üslubum hem hayal gücüm buna müsait…
ÜCRETSİZ MÜZE
Mevlana Müzesinin ücretsiz olması yetkili kurulların üzerinde tartışıp bir karara vardıktan sonra yapılmış bir açıklama mı? Yoksa Davutoğlu’nun, o geniş yüreğiyle uzun yıllardır süregelen bu saçmalığa bir son verme arzusuyla mı gerçekleşti? Cevabı çok şeyi değiştirir diye düşünüyorum…
TRAMVAY HATTI
Aleaddin-Mevlana Tramvay hattı, bölgenin bundan 10 yıl sonra ki hali düşünülerek mi planlandı? Yoksa günü kurtarmak için mi? Önümüzdeki dönemlerde Konya’da en önemli tartışma konularından biri olmaya devam edecek gibi görünüyor bu soru…
MİLLİ HEZİMET
Milli takımı bu halde gördükçe, Fenerbahçe’nin mağlubiyetlerine sevindiğim için kendimden utanıyorum. Bu sürtüşmenin buralara kadar varacağını, başarısızlığın asıl nedeni olacağını düşünememiştim…
Pardon…