KİM DOĞURACAK 3 ÇOCUĞU

Bekir Dolu

Başbakan her fırsatta herkese üç çocuk  tavsiye ediyor. İçi boş, kafadan uydurulmuş bir tavsiye değil bu aslında. Yapılan hesaplamalara göre ancak 3 çocuk ortalaması yakalanırsa 40 Yıl sonra da genç bir nüfusa sahip olmak mümkün. Ortalamada 3’ün altına düşülecek olursa giderek yaşlı bir topluma dönüşmek kaçınılmaz.  Avrupa örneğinde olduğu gibi.

Tüm bunlara rağmen doğum hızı düşüyor.  2010 Yılında doğurganlık hızı 2.05 iken, 2011’de 2.02 olmuş. Ortalamada 2 çocuğun üstüne çıkılamıyor maalesef.

Bu negatif artış hızının bilimsel, sosyo-ekonomik bir yığın sebebi olabilir. Bu konular uzmanlık alanımız değil. Ancak çok önemli gördüğümüz bir neden var ki; bu neden hem başka birçok olumsuzluğa yol açıyor ve hem de artış hızının azalmasına ciddi anlamda etki ediyor.

Nedir bu önemli sebep diyecek olursanız;

Kadınları evlerinden çıkarmak için uygulanan her türlü pozitif ayrımcılıktır derim. Kadını annelikten çıkarmak, evinin dışında bir özne haline getirmek. Başka nedenler de vardır elbette. Olabilir. Bilmem.

Kadın, anne olmak dışında, ev hanımı olmak dışında, her alanda desteklenmektedir maalesef. Dişi kuşu, yuvadan dışarıya çıkartmak için bin türlü janjanlı teşvik yürütülüyor. İşgüzarca pozitif ayrımcılık projeleri geliştiriliyor. Yeni yeni icat çıkartılıyor.

Kim ne derse desin, yapılan yanlıştır. Evinden dışarı çıkartılan kadından 3 çocuk beklemenin de iler tutar yanı da yoktur zaten.

Hadi oldu diyelim. Kadın kariyer de yaptı, çocuk ta yaptı diyelim. Kim ilgilenecek o çocuklarla. Saldım çayıra mevlam kayıra. İstisnalar yok mu, olmaz mı, var da o kadar az ki, kaideyi bozamıyorlar.

Maalesef Anadolumuz “anne dolu” olmaktan uzaklaşıyor. İçi boşalıyor. Doktor dolu, işkadını dolu, öğretmen dolu, kadın siyasetçi dolu vs. Lakin ana-dolu değil hale geliyor, her geçen gün.

Oysa Anadolu’nun hamurunda bizi biz yapan değerlerin özünde “ana”nın yeri bambaşkadır. Bu adı batası pozitif ayrımcılığa ihtiyacı yoktur Anadolu kadınının. Annelerin.

*İlk eğitmenimiz onlardır. Okullarda öğrenilmesi imkânsız şeyleri öğretirler yavrularına. Ama öğretmen değillerdir.

*Bir öpücükleri iyileştirmez mi her türlü acıyı. Ama onlar doktor da değillerdir.

*Onlar iş kadını hiç değillerdir. Ekonomiden falan da anlamazlar. Fakat nimeti israf etmemeyi bilirler ve evlatlarına bunu öğretirler. Tabakta kalan son pilav tanesini çöpe attırmazlar.

*Modayı bilmezler, marka bilmezler. Sofrasına besmelesiz oturmadıkları gibi çocuklarını da oturtmazlar. Evleri onlar çekip çevirir, Ama onlar CEO falan da değillerdir.

*Hatta çaktırmadan eşlerini de onlar yönetirler aslında. Ama hiç birisi siyasetçi de değildir, politikacı da.  

*Onları meydanlarda “Türkiye lâiktir lâik kalacak” diye bağırırken görme ihtimaliniz yoktur.

*’Bedenime dokunma’, ‘kürtaj hakkım engellenemez’ nümayişlerine de katılmazlar onlar.

Farkında mıyız? Ne yazık ki pozitif ayrımcılık davasına yüz yıllardır tüten bir ocağı söndürüyoruz. Anadan kıza aktarılan yüz yıllık koskoca çınarın, analık çınarının dibine darı ekiyoruz.

Bırakalım bu pozitif ayrımcılık zımbırtısını. Kızlarımızı geleceğin anaları olarak Anadolu anaları olarak yetiştirelim. Yanlış anlaşılmasın. Okutmayalım kızları, eve kapatalım, çalışmasınlar falan demiyorum zinhar. Ayrımcılığın pozitifine de, negatifine de karşıyız hapsi bu. Çalışanı eve sokalım da demiyorum. Evdekinin aklına girip dışarı çıkartmaya çalışılmasa kâfi gelir.

Kızlarımız öğretmen oldular, doktor oldular, polis oldular, iş kadını oldular, siyasetçi oldular. Oldular da oldular. Her şey oldular. Yaparlar da. Yapıyorlar da. Amenna!

Peki, şu soruyu soramayacak mıyız? Kim doğuracak bu 3 çocuğu? Doğurdu birisi. Kim yetiştirecek çocukları. Bakıcı mı?  Dadı mı?

Ya yardan geçeceğiz ya serden. Hem 3 çocuk isteyip ve hem de kadını evden çıkartmanın bin bir pozitif yolunu araştırmak pek makul gelmiyor bana. Yetkililere mesajımız bu.

10 YILDA 15 MİLYON GENÇ

Slogancı aydın takımına inceden şöyle bir dokundurmadan geçecek olursak inanın bu yazı eksik kalır.  

Hani şu meydanlarda "10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan" marşını söyleyerek bayrak sallayıp sonra da “bedenime dokunma, kürtaj hakkımı engelleme” diyerekten gider yapan tatlı su muhaliflerine.

İleri-geri düşünmeden ilericilik yapmak, zırcahil olup, bilmiş ayaklarına yatmak gerçekten de pek büyük bir maskaralıktır.  

10 yılda 15 milyon genç yaratmışlarmışmış., Sezaryenin ve kürtajın sınırlandırılmasına karşısınız, 3 çocuğa da karşısınız velhasıl her bişeye karşısınız da.

Anlayamadığımız husus şu;

Ağaç kovuğundan mı yaratılmış 15 Milyon genç. Yoksa klonlama işine girdiniz de bizim mi haberimiz yok.

Üçü beşi bilmeden 15 Milyon marşı üfürmeyin bari. Ya da marş çığırırken bir lahza düşünün hiç olmazsa.