Tarihçi yazarlardan Yavuz Bahadır’ın “Biz Osmanlıyız” adlı kitabını yeniden okumaya başladım. Yazının başlığını, kitapta geçen ifadeden yola çıkarak alıntı yaptım.
Yazar, “Osmanlı insanı kıble yürekliydi” diyor. Cümleyi tekrar tekrar okudum. Ne kadar güzel bir ifade. Osmanlı insanını, ecdadımızı ne kadar güzel tarif ediyor.
“Kıble yürekli” olmak, yolun nereden nereye varacağını net bir şekilde bilmektir. Yolu şaşırmamaktır. Yolları şaşırtmamaktır.
“Kıble yürekli” olmak, doğru yol üzerinde olmak, doğru yolda olmaktır. Yolunu şaşırmamaktır.
Emin olmanın en önemli göstergesi “Kıble Yürekli” olmaktır. “Kıble Yürekli” insan “Emin” insandır.
Evler kıbleye dönükse, yönler kıbleye dönükse, başlar kıblede eğikse, vücudunuz toprağa paralel secdeye varmışsa, “Kıble Yürekli” olmamak için bir sebep kalmamıştır.
Kıblesi olanların, kıble yüreklilerin dünyası da, ahreti de güzeldir. Korktuklarından uzak olacaktır.
Kıblesi olmayan şaşmıştır. Kendisi şaştığı gibi, çevresini de şaşırtmıştır. Yön belirsizliğinden, karışıklığa, kaosa neden olmuştur.
Kıble yürekli olmayanlardan emin olmak için Allah’a (c.c) sığınmak lazım. Dikkatli olmak lazım. Şerlerinden korunmak, karşı tedbirler almak lazım.
Peki; kıblesi var olarak gözüken, ancak yaptıkları ile kıblesizlere rahmet okutan güruha ne demek lazım?
Bunlara; “ Kıblesini Şaşırmış” denir. Kıblesini yüreği ile birleştirememiş denir. Kıblesiz yürekli denir.
Esas bunlara dikkat etmek lazım. Görünür düşmanın mücadelesi kolaydır. Muhatabını olduğu gibi görme şansına sahipsin.
Kıblesinden şaşanlarla mücadele etmek zordur. Ne düşündüğünü anlaman çok zor olabilir. Gözlerini kırpmadan, vicdanları sızlamadan toplum düzenini bozarlar.
Yaptıkları bütün işler, kendi anlayışlarına, kendi kitaplarına göre iyidir, doğrudur. Kendi anlayış ve değerlerine göre, hiçbir sakıncalı durum söz konusu değildir.
Gerçeği, doğruyu görebilme şansları yok gibidir. Zira, at gözlüğü takılmışlardır. Etrafı gözlemeye, değişik açılardan durum değerlendirmeye imkanları yoktur. Vicdan muhasebesinden yoksundurlar.
Müslüman olmak, “Kıble Yürekli” olmayı gerektirir. Şaşırmamak için, şaşmamak için doğru yöne-kıbleye- dönmek, gereğini/gerektiği gibi yapmak lazım.
Evlerimizi, ailemizi sağlamlaştırmanın, doğru yön ve yolda olmasının yolu kıbleden geçer.
“Kıble Yürekli”:
-Yaratılmış, önemli bir yaratık olmanın,
-Kötülükten uzak, sorumluluk sahibi olmanın,
-Sağlam toplum oluşturanların ortak değeri olduğunun bilincindedir.
Milletimizin vazgeçilmez en büyük değerlerinden birisi ailedir. Ailenin sağlam temelleri oturuyor olması, toplumun da sağlam olması demektir.
Kıblesi bir insanlardan oluşan aile ve aileler topluluğu, sağlam bir birliktelik oluşturur.
Yapmamız gereken, bu birlikteliği sağlayacak olan anlayışta insan yetiştirmektir.
Yürekli adamların, “Kıble Yüreklilerin” yetişmesinde/yetiştirilmesinde herkes, her ortam sorumludur.
Evlerimiz, sokaklarımız, eğitim sistemimize kadar, insan yetiştirme konusunda önemli roller üstlenmek zorundadır.
“Kıble Yürekli” ve görevinin şuurunda bir insan olma, böyle bir toplumda yaşama şansını elde etmek dilek ve duamız olsun.