Konya gibi yerleşimi düzenli olan şehirlerde kentsel dönüşüm deyince akla yıllardır oturulan müstakil evlerin kat karşılığı kooperatife ya da müteahhide verilmesi gelir. Gecekondulaşmanın olmadığı şehrimizde bir dönem belediyelerin öncülüğünde işini iyi yapan müteahhitler eliyle sürdürülen bu dönüşüm maalesef son birkaç yıldır çığırından çıktı. Yarım kalan inşaatların, mağdur edilen insanların sayısı her geçen gün artıyor. Görev yine belediyelerimize düşmekte.
2000’li yıllarla altın dönemini yaşayan inşaat sektörü 2018 yılında yaşanılan rahip krizinin ardından dövizin ani yükselişiyle duraklama devrine girdi. Elbette özellikle başlanılan projelerde aniden yükselen maliyetler müteahhitleri de zor durumda bıraktı ama bu durum ille de vatandaşta mağdur olacak anlamına gelmemeliydi. Çünkü o günden sonra da işini düzgün şekilde yapanlar proje üretmeye devam etti. Sadece yüksek kazanç peşinde koşanların bir kısmı başladıkları inşaatları yarım bırakırken bir kısmı da vatandaştan topladığı paralarla yurtdışına kaçtı…
Karatay ilçemiz Konya’nın köklü mahallelerine ev sahipliği yaptığından kentsel dönüşümü de en çok hisseden ilçe oldu. Karatay Belediyesi öncülüğünde yapılan onlarca kooperatif ile yüzlerce aile ev sahibi oldu. Halen Koyunoğlu Müzesi civarı Topraklık bölgesinde belediyenin kooperatifi devam ediyor. Eski başkan Mehmet Hançerli bu projenin belediyenin son kooperatifi olacağını söylemişti. Lakin müteahhitler bu kafayla devam ettikleri sürece yeni başkan Hasan Kılca’ya da çok iş düşeceği ortada.
Soyut örneklere gerek yok, yakın çevremizden çok sayıda olumsuz anlamda örnek verebilirim. Mevlana Kültür Merkezi’nden Fetih kente doğru gidilen güzergâhta yolun sağ tarafı ve iç kısmında sıkıntı yaşanılan çok sayıda proje var. Müteahhidin yarım bırakıp kaçtığı inşaatı toparlamaya çalışan ev sahipleri de var, başlanıp ilerlemeyen inşaatlar da, anlaşma imzalanıp bir türlü başlanmayanlar da… Babamlar bizim neredeyse 40 yıllık olan müstakil ev için komşularla birlikte yaklaşık üç yıl önce bir müteahhit ile anlaşmışlardı. İlk önce cadde tarafına bir blok yapılacak ardından da iç tarafa toprak sahipleri için bir blok daha yapılacaktı. Hızlı bir şekilde başlayan inşaat dördüncü katta birden durdu, duruş o duruş. 2018’den beri neredeyse bir ilerleme olmadı. Müteahhidi ne zaman arasalar en kısa sürede başlanılacak deniliyordu ama öyle kaldı.
En son sözde yeni bir ortak ile geçtiğimiz ekim ayında başlanacaktı ama bir gelişme yok. Bizim evimiz, birkaç ay önce depreme dayanıksız olduğundan dolayı haklı olarak Karatay Belediyesi tarafından verilen yıkım kararıyla yıkılsa da arsamız duruyor. Arsalarına başlatılan inşaat yarım kalan 40 yıllık komşularımız ise mağdurlar. Üç yıldır yeni evlerine oturma umuduyla kiradalar, bu kiracılığın ne zaman biteceği de meçhul. Babamlar yaptıkları sözleşmeyi feshedip yeni bir müteahhit ile anlaşabilir ama mağdur olan onlarca insan ne olacak? Sadece Karatay ilçesinde değil, şehrin çok farklı noktasında böyle yüzlerce mağduriyet örneği var. Öte yandan vatandaşın üç kuruş birikimine göz dikenler, vatandaşa uygun taksitlerle evi satıp, tapuyu da evler kendininmiş gibi bankaya sunup çektiği krediyle yurtdışına kaçanlarda var. Evinin borcunun neredeyse tamamını ödemesine rağmen evlerine bankalar tarafından el konulanlar…
Başta Karatay Belediyemiz olmak üzere merkez ilçe belediyeleri, ilçelerinde yarım kalan inşaatlarla ilgili en kısa zaman da bir çalışma başlatmalı. Konya Müteahhitler Birliği ile yapılacak ortak bir çalışma ile sorun kısa zamanda çözülebilir. Ekonomik sıkıntılardan kaynaklı kısa süreli duran inşaatlara kimse bir şey diyemez ama insanlarda keyfi bir şekilde mağdur edilmemeli. Maliyetler artarken konut fiyatları da aynı kalmıyor. Son üç yılda Konya’da ev fiyatları yüzde elliden fazla arttı. Bu noktada müteahhitler birliğine de görev düşüyor. İçlerindeki çürük elmaları ayıklayıp, iyi niyetli müteahhitler ile yapacakları yeni ortaklıklarla yarım kalan projeleri tamamlayabilirler.
Belediyelerimiz yarım kalan, başlanmayan inşaatlarla ilgili müteahhitlere gerekli yaptırımları uygularken kooperatif işini de yeniden gündeme almalılar. Yarım kalan her inşaat şehrin imajına zarar verirken bir yandan da yüzlerce aile mağdur oluyor.