Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne adımı atarak Cumhuriyeti tarihinin en önemli olayına tanıklık ettik.
Atılım, dönüşüm, değişim, reform gerçekleşiyor.
Türkiye’de partili cumhurbaşkanı dönemi resmen başladı. Milli irade sandığa giderek bir karar verdi, anayasa değişti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi. Artık yeni anayasa partili cumhurbaşkanlarına izin veriyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan aşkım, sevdam diyerek kurduğu, emek verip büyüttüğü Ak Parti’ye resmen genel başkan oldu. Bundan böyle tepede partili bir cumhurbaşkanının bulunduğu, kendimize has bir sistemle yolumuza devam edeceğiz.
3. Olağanüstü Kongre’de 1414 oyla yeniden AK Parti Genel Başkanlığı’na seçilen sayın Erdoğan salonu dolduran partilileri “Evet, nerede kalmıştık” diyerek selamladı. “Bugün bir kez daha besmelemizi çekiyor, Fatihamızı okuyor, daha büyük hedefler için, daha çok çalışmak üzere yeni bir başlangıç yapıyoruz” dedi.
Tarihi bir konuşma beklendiği gibi bir konuşma yaptı kurucu lider. Ak Parti'nin kuruluş yıllarından bugüne dek bütün süreçlere değindi. Ak Parti ruhundan ve Ak Parti siyasetinin temel taşlarından bahsetti. Ak Parti'nin yenilenmesine yol haritasına dair beklentilere tek tek değindi.
Yeni bir dönemin, yeni bir hizmet siyasetinin yenilenerek yoluna devam edeceğine vurgu yaptı.
Dış politika, terörle mücadele, FETÖ ve belediyelere vurgu yaparak Ak Parti içindeki dinamizmi gündeme getirmesi ile bundan sonra çıtayı daha da yükselteceği mesajını verdi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan artık siyasetin işinin çok zor olduğunu söyledi. Yüzde 30’lar ve 40’larla ülke yönetimine talip olunamayacağına, “yüzde 50 artı 1” için mücadele etmek gerektiğine işaret etti. Önceki dönemde %34, %44 ve %45’lerle iktidar olabilirken artık %50+1 bunu anlamamız ve kapsayıcı olmamız lazım. 2019 için duracak vakti yok Ak Parti'nin dedi.
Ak Parti'nin bütün Türkiye'de 80 milyon içinde oyunu alamayacağımız kimse yok yeter ki çalışalım!
Nasıl bir siyaset tarzı izlenmesi gerektiğinin altını önemle çizdi.
Kongre öncesi AK Parti tüzüğüne yapılan şu ekleme de çok çarpıcı: Rabia tüzüğe girdi. “Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaşları tek bir milleti teşkil eder. Milletin tüm fertleri, hiçbir ayrım gözetilmeksizin ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Devlet milletimizin ortak eseridir. AK Parti, ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ anlayışını sarsılmaz bir ilke olarak kabul eder.”
Özellikle gençlerin partinin yönetim kademelerinde olacağı ile siyaset çerçevesini belirledi. Sadece Ak Parti'lilere değildi mesajları.
80 milyonun partisiyiz, kimse kendini ötekileştirilmiş hissetmesin, kimsenin düşüncelerini söylemekten çekinmediğini bir ülkede yaşamaya devam etsin biz hak ve özgürlükler için var olan bir partiyiz dedi.
Kapsayıcı mesajlar veren Erdoğan; "Milletimize, partimize yük olan değil, yükü omuzlayan belediye başkanları ile yolumuza devam edeceğiz." Sözleri ile referandumda kendi il ve ilçelerinde kaybeden belediye başkanlarına seslendi.
Özgürlükler meselesinin altını çizdi. Türkiye'de herkesin özgürlüğü güvence altındadır ama özgürlük meselesini çerçevelersek Türkiye'nin olağanüstü dönemlerden geçtiğini FETÖ ile mücadele ettiğini çoklu terör örgütleri ile mücadeleyi anlattı ve Türkiye aslında bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğu için bugüne kadar birçok badire atlattığını vurguladı. Hatta bu beka sorunu ile uğraşırken bile dünyadaki örneklerden daha fazla hukuk devleti ilkelerine bağlı kaldığını, bundan sonraki süreçte teröre bulaşmamış ve terör propagandası yapmayan bütün kesimlerin kendisini özgür bir şekilde ifade etmesini ve özgürlüğünün garanti altında olduğunu söyledi bu da önemli mesajlardan biriydi.
Dış politikaya, özellikle AB'ye değindi. 16 Nisan ve 19 Mayıs sürecinde de AB ilişkilerine vurgu yapmıştı.
Biz AB ile yolumuza devam etme niyetindeyiz ama AB bugüne kadar vermiş olduğu sözleri tutsun fasılları yeniden açsın özellikle bu mülteci meselesinde, vizelerin kaldırılması, serbest dolaşım hakkının verilmesi önemli. AB sözlerini yerine getirirse yolumuza devam ederiz. Sözler yerine gelmezse yeni bir yol haritası belirleriz. Bundan sonra süreci AB belirleyecek. Aynı tutumunda kararlı olursa, terör örgütlerine kol kanat germeyi sürdürürse serbest dolaşım ve mültecilerle ilgili anlaşmalara uyulmaması konusu saki tutumu sürdürürse bu iş zor.
Türkiye zor bir zamandan geçiyor dış politikada.
Suriye, Irak ve içeriye uzantısı konularla alakalı. Trump'la ve heyetler arası yapılan görüşmeler Türkiye'ye alan açabilir mi diye beklemedeyiz.
Konuşmanın genel dizaynına bakarsak Ak Parti ve genel girişten sonra ilk temas FETÖ oldu. FETÖ ile mücadele de isterse babamın oğlu olsun diyerek mücadelenin her kesimde sürdürüleceğine vurgu yaptı.
17/25 Aralık'tan sonra FETÖ mensuplarına bir şans tanındığını pişman olanların örgütle arasına mesafe koyanların herhangi bir hukuki yaptırıma muhatap olmadığını,15 Temmuz'dan sonra bile örgütte bir pişmanlığın ortaya çıkmadığını dolayısı ile bundan sonraki süreçte daha mücadelenin daha kararlı yapılacağını söyledi. Vicdanları zedeleyecek herhangi bir tutumun ortaya çıkmaması için komisyonlar kurulduğunu ve önemli adımlar atıldığını, yakınları bile olsa geri adım atılmayacağını, şahsi bir mesele olmadığını ülkenin bekası ile ilgili olduğu için kimsenin böyle bir yetkisi olmadığını vurguladı.
Ayrıca OHAL konusunda getirilen eleştirilere çok net yanıtlar verdi: “Benim ülkemde devlet yıkılmaya çalışılıyor ve biz 249 şehit veriyoruz, 2 bin 193 gazimiz var. Ya siz ne yüzle bize OHAL’in ne zaman kalkacağını soruyorsunuz? Kalkmayacak.”
Tarihi kongre ile ilgili özel bir parantezi Başbakan Binali Yıldırım için açmak gerekiyor. Türk siyasi tarihinde benzeri görülmeyen bir vefa ve vakurluk ile emanet olarak taşıdığını söylediği Genel Başkanlığı, gönül rahatlığı ve bir anlamda şölen ile devretmesi de çok anlamlı. 30 yıllık yol arkadaşlığının en benzersiz örneğini göstermiştir sayın Başbakanımız Binali Yıldırım.
2013 yılından bu yana içeriden ve dışarıdan siyasete yapılan müdahaleler ve saldırılar sebebiyle ve üst üste yaşanan seçimler yüzünden teşkilatlarda beklenen değişiklikler bir türlü yapılamamıştı. Bunun için yapılması gerekenleri sıraladı Erdoğan: AK Parti yeni bir gönül seferberliği başlatacak, kendini yenileyecek, bundan sonra daha çok çalışacak.
Muhalefet ise, halen aynı yerde ve aynı tartışmalarla uğraşıyor!
Kendisi değişirken Türkiye'yi değiştiren, kendi standartları ile yarışan parti ile yeniden güçlenme ve büyüme yoluna girdik. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.