1984 yılında kabul edilerek yasalaşan Katma Değer Vergisi (KDV) kanunu 34 yıldır ülkemizde her türlü mal ve hizmet teslimlerinde uygulanmakta olup, gelişen ve değişen dünya ülkelerinin vergi uygulamalarında her geçen gün harcama üzerinden alınan vergiler değişmekte, farklılaşmaktadır. Muamele vergilerinin en gelişmiş hali olan KDV; üretim, dağıtım ve hizmet sektörlerinin her safhasında ve her türlü mal/hizmet tesliminde vergiye tabi tutulmaktadır.
KDV kanunu indirim mekanizmasına sahip olması, mal grupları ve teslim edilen ürünlere göre farklı oranlara tabi olması yönüyle her vergi mükellefi için farklı KDV maliyetlerinin oluşması özelliğine sahiptir. Şöyle ki, Bakanlar Kurulu Kararı ile % 0, % 1, % 8 ve % 18 KDV oranlarıyla farklı ürünler için farklı KDV oranları kanunun genel yapısı itibariyle mal grupları ve temel ihtiyaçların zorunluluğuna göre farklılaştırılmış, temel ihtiyaçlar, gıda maddeleri % 1 ve % 8 KDV oranlarına tabi iken, diğer mal grupları % 18 oranına, tam istisna kapsamına giren işlemler % 0 oranı ile değişken yapıda KDV oranları benimsenmiştir.
7104 sayılı Kanun ile KDV kanununun 38. maddesi “Hasılat Esaslı Vergilendirme” başlığı altında yeniden düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme ile; Ticari kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilenler ile serbest meslek kazanç defterine göre tespit edilenlerden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve meslek grupları kapsamında yer alanlar, hasılat esaslı vergilendirme uygulamasından yararlanabileceklerdir. Uygulama kapsamında düzenlenen fatura/serbest meslek makbuzlarında hesapladıkları katma değer vergisini indirilecek katma değer vergisi ile ilişkilendirmeksizin beyan ederek ödeyecekler, ilgili döneme ait indirilecek katma değer vergilerini ise mal teslimi veya hizmet ifaları ile birlikte gider/maliyet olarak dikkate alacaklardır.
Hasılat esaslı vergilendirme usulünü seçen mükellefler iki yıl bu uygulamadan çıkamayacak olup, Cumhurbaşkanı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini, sektörler ve meslek grupları itibarıyla belirleyebilecek, ayrıca yıllık iş hacimlerine göre hasılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına almaya yetkili olacağı kanunla belirlenmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı özellikle hizmet ifalarında bulunan sektörler ve meslek gruplarının hasılat esaslı vergilendirme usulü ile düzenli olarak KDV ödenmesini ve KDV tahsilatının her ne kadar (Örneğin % 18 oranına tabi mal için % 10 oranı) düşeceği görüşü öne çıksa da, indirilecek KDV mekanizmasının kaldırılacak olması, hasılatın belli bir yüzdesinin her ay ödenecek olması Hazine ve Maliye Bakanlığının KDV tahsilatını artıracağı görülmektedir.
İndirilecek KDV mekanizmasının kaldırılması ile birlikte, indirilecek KDV’nin gider veya maliyet olarak dikkate alınması ise gelir veya kurumlar vergisini direkt olarak etkileyecek olup, hasılat esaslı vergilendirme usulünü seçen mükelleflerin KDV ödemeleri artarken, gelir ve kurumlar vergisi ödemeleri nispeten azalacaktır.
Ülkemizde 34 yıldır uygulamada olan KDV kanununa mükelleflerin uyumu büyük ölçüde sağlanmış olup, gerek BA, BS formları, e-fatura, e-defter, uygulamaları gerekse tüm kamu kurumlarından bilgi aktarımı yaparak, banka ve diğer özel kurumlardan sağladığı bilgiler neticesinde bakanlık ekonominin durumunu çok net bir şekilde görmekte, mükelleflerin parasal hareketlerini takip etmekte, kayıt dışı ekonomi ile mücadelede önemli kazanımlar elde etmekte, böylece vergi kayıp ve kaçağını hızlı bir şekilde tespit edebilmekte ve gerekli müdahalelerde bulunmaktadır. Mükelleflerin KDV ödememek için sahte veya muhtiveyatı itibariyla yanıltıcı belge kullanımı da bu gelişmelerle birlikte azalmış durumdadır. Gerek internet vergi dairesi sisteminin göremediği gerekse vergi denetimlerinde tespit edilemeyen sahte belge kullanımı da bu yeni uygulama ile birlikte daha da azalacaktır.
Hasılat esaslı vergilendirme usulü ile getirilmek istenen; belli sektörler ve meslek grupları için indirilecek KDV mekanizmasının kaldırılarak, her ay düzenli olarak hasılatın belli bir oranında (Örneğin % 18 KDV oranına tabi bir mal grubu için % 10 oranında) KDV ödemesi yapılmasını sağlamak, böylece KDV ödeme alışkanlığını artırarak, toplam vergi tahsilatı içinde KDV tahsilatı oranını artırmaktır.
Yeni uygulamanın ülkemize hayırlı olması ümidiyle selam ve dua ile.