Türkiye A Milli futbol takımı bizleri 2016 Avrupa Şampiyonası’nda büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Fransa’ya grup aşamasında veda etmek zorunda kaldık.
Oysa Mili takımı Konya’dan büyük umutlarla uğurlamıştık. Son maçlara kadar sürdürdüğümüz iddiamızı Konya’da oluşturulan müthiş atmosfer ile destekleyip, Kazakistan’ın yaptığı kıyakla mucizevi bir şekilde Fransa biletini cebimize koymuştuk.
Buraya kadar her şey çok güzeldi ancak film de tam da bu noktadan sonra koptu.
Fatih Terim son derece hatalı bir kadro seçimi ile Fransa’ya gitti.
Ligi üçüncü sırada bitirerek flaş bir çıkış yapan Atiker Konyaspor’dan kadroya oyuncu dâhil etmeyerek büyük bir haksızlık yaptı.
Sayın Terim kadroyu sezon boyunca çok az forma giymiş ve devamlılığı olmayan oyuncularla doldurarak daha baştan kaybetti.
A milli takımın 3 maçında da gördük ki bu takımın orta sahasının ilacı Ali Çamdalı’ydı. Sağ bekte de Gökhan Gönül’ün alternatifi, Gökhan Töre’nin de kadroda olmadığı bir durumda da kanatların ilacı Ömer Alin olmalıydı.
Ama Fatih Terim bu oyuncuları görmezden geldi ve hiçbir heyecanı ve arzusu olmayan oyuncularla kendi topuğuna sıkmış oldu.
2016 Avrupa Şampiyonası’nın en büyük karı ise Emre Mor oldu. Türk milli takımı çok büyük bir yıldız kazandı. Eğer 19 yaşındaki genç oyuncu ilk maçtan itibaren forma giyseydi belki de Türkiye en azından gruplardan çıkmış olabilirdi.
Bu yaza damgasını vuran bir diğer olay da Terim’in üslubu oldu. Özellikle Çek Cumhuriyeti maçından sonra TRT muhabirine verdiği tepki ne anlaşılabilir ne de kabul edilebilir bir tepkiydi.
Sonuç olarak A Milli futbol takımı son derece başarısız bir turnuva geçirdi ve daha grup aşamasında kupaya veda etti. Çek Cumhuriyeti maçı dışındaki Hırvatistan ve İspanya maçlarında oynanan kötü ve kimliksiz oyun kötü sonucun hazırlayıcısı oldu.
Her ne kadar grup elemelerinde Kazakistan’ın katkısı ile Şampiyonaya katılma hakkı elde ettiysek bu sefer başka takımların katkısı ile gruptan çıkamadık.
İtalya yedek kadro ile çıkmıştır mücadele etmemiştir bunlar önemli değil. Önemli olan bizim kendi göbek bağımızı kendimizin kesemeyişidir.
Fatih Terim bu aşamadan sonra istifa edecektir. Çünkü en doğru ve hayırlı olan budur. En azından aldığı o yüksek meblağlardaki ücretin karşılığını istifa ederek öder…