Kavramlara sevdalılar ve kavramak niyetinde değiller

Dr. Ramazan Tuzla

Kavramlara sevdalı olanlar slogan insanlarıdır. Kitle hareketlerinin savunucularının hemen hemen bütün özelliklerini üzerlerinde barındırırlar.

Kavramaya sevdalı olanlar ise aksiyon insanıdır. Eleştirel bakmasını bilirler ve sorgularlar. Pasif insan değildir kavramaya niyetlenenler.

Kavram kelimesi isimdir, kavramak kelimesi ise fiildir. Bu bile aslında çok şey anlatır.

Slogan insanı, kavramlara sevdalı olanlardır ve sorgulamazlar. Buna mukâbil, sorgulamadan kabullendikleri kavramları savunmak için sesleri en gür çıkan da bunlardır. Kitle hareketleri, bu insanlar sayesinde ivme kazanır, kendine taraftar bulur.

Aksiyon insanlarının hareketlerine, düşünme ve sorgulama kabiliyetleri yön verir. “Körü körüne bağlanmak” deyimi, bu insanlarla hiçbir zaman yakın arkadaş olamaz. Aksiyon insanları, etraflarına slogan insanlarının toplanmasına da müsaade etmezler.

Meselelere eleştirel bakan bu insanlar, bulunduğu toplum içinde anlaşılamayan insanlardır. Bu insanların olaylara bakış açıları, o gün için aslında toplumun onları soyutlaması ile neticelenmekte ama daha sonra bu bakış açısı, o topluma çok şey kazandırmaktadır.

Her toplum, meselelere eleştirel bakan insanlardan çok şey kazanmıştır. Buradaki kastım, inanç kaidelerine eleştirel bakan insanlar değildir. Onları havâle edeceğimiz makam açıktır.

Aksiyon insanları, kendi zamanlarında anlık kaybeden insanlar olmuşlar ama kaybederken kazanmayı dünyaya öğreterek ebediyete göçmüşlerdir.

Tarih bize şunu göstermiştir ki, zamanlarında anlaşılamayan bu insanlar, sonraki nesillerin gönlünde bir kahraman olarak yer edinmişlerdir.

Slogan insanları ise, kavramaya niyetli olmadıkları için,  kendilerine verileni koşulsuz kabul etme yolunu seçmektedirler ve toplum içindeki kuru gürültünün de asli sahipleri olarak yaşamlarını devam ettirmektedirler.

Tarihin, bir tek slogan insanını yazmışlığı vâki değildir.

Türkiye’mizin şu günlerde yaşadığı olayların en temel sebeplerinden biri, kanaatimce, slogan insanlarına atfedilen güçtür. Bu insanların sorgulamadan kabullendikleri fikir örgüsü, çok çeşitli suistimallerin, gafletlerin ve hatta hıyanetin içinde büyüyen bir yapı olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Elbette her şeyde bir hayır aramak lazımdır. Dershane tartışması diye ortaya atılan mevzunun, koca bir devletin içten içe sonunu hazırlamaya yönelik yapılan bir planın deşifre edilmesine sebep olması da, hayırlı bir netice olsa gerektir.

Sorgulamadan kabullenen slogan insanları, bir şekilde devlet içinde kendilerine yer edinmişlerdir ve sevdalı oldukları kavramların tahakkuku için var güçleriyle çalışmışlardır ve çalışmaktadırlar.

Az bir kavramaya niyetli olsalar, sevdalandıkları kavramların neleri kavrayıp sardığını ve hangi kavimlerin değirmenine su taşıdıklarını, o değirmende Türkiye’mizin hangi değerinin öğütülmek istendiğini görecekler ama böyle bir niyetleri yok.

Aksiyon insanları, gizli hesap yapan insanlar değildir ve dillerinde ne varsa halleri de onu yansıtır. Hâl ile dilin kardeşliği bu insanlarda bir başka güzeldir.

Türkiye’miz büyük aksiyon insanlarını; Akifleri, Necip Fazılları yetiştirmiş ve Serdengeçtilere vatan olmuş bir devlettir. Zamanlarında bu insanların çektiği sıkıntılar da hepimizin mâlumudur.

Yine bir aksiyon insanı, Türkiye’mize liderlik etmektedir ve bir grup slogan insanı ve onların hizmet ettikleri kavram sahipleri ile mücadele etmektedir. Beddualara karşı duamız onunladır.

Sesi gür çıkan bu slogan insanları, ne söylediklerini bile fark edemez duruma gelmişlerdir. Bedduaların bini bir paraya düşmüştür ve elini ovuşturan fırsatçılara 50 milyar doları şimdiden göndermişlerdir.

Aksiyon insanlarının kaderi bu demek ki! İsmi yarınlara kalacak bu insanların katlandığı bedeller, su verilen çelik misali, kendilerine kıymet kazandırmakta ve gönüllerdeki yerlerini sağlamlaştırmaktadırlar.

Hoşgörü kavramının sevdalısı olan slogan insanları ise, hoşt demeleri gereken fırsatçılara yine hoşgörü göstermeye devam ediyorlar.

Kara(nlık) sevdalı bu slogan insanlarının kurtuluşu için;

Duânızı eksik etmeyin efendim.