Birlerce yıllık lisanımıza yapılan menfur saldırılar sırasında yalan çok rahat bir şekilde kullanılmıştır. Günümüzde bir kısım “özgür” basının PKK’yı korumak için kullandığı “sivil katliam var” palavrası gibi…
Trajik Başarı isimli nadide eserinde Geoffrey Lewis “karşıt” ve “eşit” kavramları hakkında şunları kaydetmektedir;
“it/t” ekiyle meydana getirilen diğer yaygın kusurlu oluşumlara “karşı” edatından Ataç (Nurettin Ataç) tarafından üretilen “karşıt” ve bir isim olan “eş” kavramından yapılan “eşit” sözcükleridir. Tarama Dergisi (1934) “eşit” sözcüğünün İstanbul’da kullanıldığını yazmaktadır, fakat sözcüğün on iki ciltlik Derleme Sözlüğü’nde (1963-82) bulunmuyor oluşu insanı meraklandırıyor”….
Görüyorsunuz değil mi?
1930’lu yıllarda “eşit” lafının İstanbul’da kullanıldığı Tarama Dergisinde belirtiliyor ama İstanbul’da böyle bir kelime kullanılmıyor… Tarama dergisinin yazarları “en iyi bilenler” olduğundan onlar ne diyorsa öyledir (!).
İstanbul’da kullanılması veya kullanılmamasının ne önemi var (!)..
1934 yılında ülkemizi yöneten “büyüklerimizin” hararetle” desteklediği yazarlardan “daha iyi” kim bilebilir ki…..
Onlar “eşit” lafı İstanbul’da kullanılıyor diyorlarsa öyledir (!).
“Eşit” kavramı “eş” lafından uydurulmuştur. Nurettin Ataç tarafından uydurulan bu kelimenin icadıyla “müsavi” gibi “yabancı” bir kelimeden milletimiz kurtulmuş oldu….
DİKKAT EDERSENİZ, 1930’LARDA TÜRK MİLLETİNİN LİSANINA SAVAŞ AÇANLARLA GÜNÜMÜZDE ÜLKEMİZİ PARÇALAMAK İSTEYENLER AYNI ÇUVALIN İÇİNDELER….
Hatırlayın geçenlerde terör saldırısına karşı tedbir almak isteyen Şırnak valisiyle ilgili “Vali Bey’in Ordusu” manşeti Cumhuriyet’in dikkat çekiciydi. Bu manşetle bu gazete teröristin fiilini değil de, vazifesi gereği ülkesini savunan bir kamu görevlisini alaya alıyor.
Bu gazetenin kullandığı dil 1930’lu yılların zihniyetidir.
Bugünkü manşetinde “ Sümela Manastırı bir yıl ziyarete kapatılacak” şeklinde bir manşet atmış…..
Başlığa bakarsanız manastırın “kapatılmasıyla” ilgili bir haber zannedersiniz. Ama metni okuduğunuzda tamirat olduğu “gönülsüz” de olsa ifade edilir.
Bu gazetede siz hiç Ayasofya’dan söz edildiğini duydunuz mu?
Ayasofya’dan katiyen bahis açılmaz…
Niçin?
Zira Ayasofya Fatih Sultan Mehmed’i hatırlatır. Fatih süklüm-büklüm bir adam değildir. Günümüzdeki bir kısım “sümüklüler” gibi Amerika’ya falan da sığınmaz…
Veya Türk milletinin kök değerlerini yok eden “yıkıcılardan” değildir.
15. ASIRDAN BERİ MİLLETİNİN GÖNLÜNDE YAŞAYAN VE DÜNYA DURDUKÇA YAŞAYACAK OLAN EZELÎ VE EBEDÎ KAHRAMANLARIMIZDAN BİRİSİDİR FATİH SULTAN MEHMED….
Ülkemizin nereden nereye geldiğini hatırlatmak bakımından “karşıt ve eşit” kavramlarını paylaşmak istedim….
DÜN BİLİNMEDEN BUGÜN ANLAŞILMIYOR…