6 Şubat günü saat 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğünde ve saat 13.24’te ise merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olan 7.6 büyüklüğünde iki deprem Türkiye’yi yüzyılın felaketiyle karşı karşıya bıraktı.
Depremler; Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya’da büyük yıkıma neden oldu.
Öyle bir yıkım oldu ki, bu yıkımdan geriye kalana ne tek başına bir ülke ne de tek başına bir millet güç yetirebilirdi.
Devletimiz ve milletimizle birlikte tüm dünya Türkiye için seferber oldu. İnsanlığı, vicdanı olan herkes bu acıyı içinde hissetti. Öyle ki daha dün bıçak bıçağa düşman olduğumuz Yunanistan ve İsrail bile ilk andan yardıma koştu.
Yüz binler enkazların başında arama kurtarma için çalıştı, bölgeye yardımların ardı arkası bir an olsun kesilmedi. Yaşadığımız bu yüzyılın en büyük felaketi karşısında milletimizin çok büyük kısmı elinden maddi manevi ne geliyorsa yaptı ve yapmaya da devam ediyor.
Ali cenap, kadir şinas, şerefli bu milletin bu kenetlenme ruhu acımızı bir nebze olsun hafifletti.
Ama bu milletten olduğuna asla inanmadığım bir kesim de adeta enkazların üzerinde tepindi. Oturduğu yerden kahvesini yudumlarken, bütün çirkinlikleri yaşatma hevesine düştü. Bazı siyasetçiler, gazeteciler, terör örgütü artıkları ve ucuz kahramanlar algı operasyonu yapmanın peşine düştü.
Aslında beklenmedik bir şey değildi. Ülkemiz ne zaman zor duruma düşse kendilerini ortaya atanlar yine aynı şeyi yaptı. İnsanların acılarının arkasına saklanarak mide bulandırıcı cümleler kurdular.
Yine fırsatı kaçırmadılar. Enkaz altında kalanlar aslında bu kötü niyetliler ve insanlıkları oldu.
Onları önce Allah’a sonra da yargımıza havale ediyorum…
Onlara inat biz kenetleneceğiz!
KENETLENECEĞİZ ÇÜNKÜ BAŞKA ÇAREMİZ YOK!
Onlara inat, yüce milletimizin kahir ekseriyeti göz yaşartıcı bir dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlik ruhu ortaya koydu. Toplumun birbirinden farklı kesimleri arasındaki yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik bağları gerçekten de dünyaya örnek oldu.
Özellikle yakın çevremin ve gözlemlerimin ışığında o kadar duygulandım ki bu seferberlik halini görünce.
Konya’nın Büyükşehir, Karatay, Selçuklu, Meram Belediyeleri başta olmak üzere tüm ilçe belediyeleri, tüm resmi kurumları, tüm sivil toplum kuruluşları, iş dünyasının tamamı, gönüllü vatandaşlar akın akın yardıma koştu.
Daha depremin ilk saatlerinde yollara düşen hemşehrilerimle gurur duydum.
Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da yaptığı işleri sadece bizler değil, bölgede bulunan bütün gönüllüler anlata anlata bitiremiyor.
Karatay, Meram ve Selçuklu Belediyesi ekiplerinin çabasını herkes takdir ediyor.
Barınma ve acil ihtiyaçlar başta olmak üzere insani yardımlarda sivil toplumun ve iş dünyasının nasıl cansiperane çalıştığını herkes anlatıyor.
Depremin ilk gününden bu yana Hatay’a üs kuran MÜSİAD Konya Şubesi’nin, yardım tırlarını arka arkaya bölgeye gönderen Konya Sanayi Odası, Ticaret Odası ve Ticaret Borsası’nın, din gönüllüleri ile büyük bir seferberlik başlatan Türkiye Diyanet Vakfı Konya Şubesi’nin, gönüllü öğretmenleri ile, yemek, battaniye ve kıyafet seferberliği başlatan Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, tüm ekipleri ve teknik altyapısıyla şif olmak için gece gündüz çalışan İl Sağlık Müdürlüğü’nün, doktorlarımızın, her şeyleriyle ilk andan beri kenetlenen üniversitelerimizin, vakıflarımızın nasıl koşturduğunu hepimiz gördük.
Altınekin’den, Çumra’dan, Cihanbeyli’den kısacası Konya’nın her bölgesinden çok güzel haberler aldık. Depremzedelere kucak açıp, dayayıp döşeyip onlarca ev veren hayırsever hemşehrilerimizi gördük.
Belki şehirlerimiz enkaz altında kaldı ama kardeşliğimizin temelleri sağlamlaştı. Gidenler geri gelmeyecek, acılar belki de hiç dinmeyecek ama kardeşliğimiz daha da pekişecek. Allah memleketimizin kardeşliğini artırsın.
Asrın felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum. Allah memleketimize böylesi felaketleri bir daha yaşatmasın inşallah.