KARARLI OLMAK EVET AMA DİKKATLİ DE OLMAK GEREK

Sıtkı Yonca

            ‘’En kötü karar kararsızlıktan iyidir’’ prensibinin eğitim yönetiminde geçerli olduğunu biliyorduk; siyasette de başarıya giden yolu açacak kadar değerli olduğunu öğrenmek tabi ki mutluluk verici. Barış Pınarı Operasyonunun öncesi ve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın odaklandığı konudan kopmamasında ki duruşundan söz ediyoruz.

            Ankara Görüşmeleri sonrasında varılan 13 maddelik anlaşmanın ne kadar sağlıklı yürüyeceğini zaman içinde göreceğiz ama bu metin bana 5 Eylül 1795 yılında Cezayir Beylerbeyi Hasan Paşa ile ABD arasında imzalanan ‘’Barış ve Dostluk  Anlaşmasını’’ hatırlattı.

            Anlaşmaya göre ABD, kendi esirlerinin bırakılması karşılığında Hasan Paşa’ya 642 bin dolar haraç ve her yıl 21 bin 600 dolar tutarında muntazam vergi ödeyecektir. Amerikan Kongresi 7 Mart 1796 da anlaşmayı imzalamış ve ABD, Osmanlı İmparatorluğu’nun 29 yıl vergi mükellefi olarak kalmıştır.

            Anlaşmanın bir diğer özelliği  ABD’nin İngilizce dışında imzaladığı ilk Türkçe metindir.

             ‘’Besmele ile başlıyor. Bu belge  dünyanın hakimi, denizlerin ve karaların hükümdarı, kralların efendisi, sultanlar sultanı, imparatorlar imparatoru Sultan  Mustafa Han’ın oğlu Sultan Selim Han’ın dikkatli bakışları altında imzalanmıştır. Allah onun hükmünü daimi kılsın’’ bilgisini de Murat Bardakçı veriyor.

            Mayıs 2006 yılında, bu anlaşma ile ilgili bir haberde orijinal Türkçe metnin şu anda ,bir ABD üniversitesinde bulunduğunu okumuş ve verdiği linge girmiştim. Fakat üniversite, metnin orijinalini değil, İngilizce çevirisini gönderdi. Sadece metnin sağ altında ‘’Vızır Hasan Paşa’’ kaydı vardı.

            (ABD nin, kendi dili konusunda ne kadar kıskanç olduğunu görünce; bizim, lokantalara varıncaya kadar iş yerlerinin isimlerini İngilizce yazdığımızı hatırladım ve kültür emperyalizminin bizi nasıl esir aldığına kahrolmuştum şimdilerde hala olduğu gibi.)

            Bu anlaşmayla 13 maddelik anlaşma arasında kurduğum bağlantıyı alaylı bir tebessümle karşılayanlara, Cumhurbaşkanımızın verdiği inanılmaz mücadeleyle Trump’ın hafızasını bozduğunu hatırlatsam yeter mi acaba?

            Bu çok bilmiş takımı için, (Trump’ın hafıza bozgununu bile Türkiye aleyhineymiş gibi(!) yorumlamaları ihtimalinden dolayı) anlaşmanın 7.maddesine gönderme yaparak ‘’Türkiye burada kanton bir devlet kuracak ve bölgede kalıcı olacak’’ diyerek üstü örtülü biçimde (bu anlaşmayı nasıl imzalarsınız kıvamında) Trump’ı eleştiren Amerikalı bir Pentagon yetkilisinin sözleri de fazla bir anlam taşımayacaktır.

            Her şey çok iyi gidiyor PYD/PKK nın kökü kazındı ve Türkiye her istediğini elde etti demek istemiyoruz elbette. Dakikalar içinde yön değiştirebilen bir adamım ülkesinin hiçbir sözüne güvenilmeyeceğini bilecek kadar Türkiye’nin askeri, istihbari ve siyasi tecrübesi vardır ama yine de aman dikkat diyoruz.

            Bizim endişelerimizden birisi ve en önemlisi bilmem kaç bin tır silahla donattığı PKK/PYD unsurlarını gizli bir anlaşmayla Suriye’ye yani Rusya’ya devretme ihtimalinin bulunmuş olmasıdır. Çünkü ikisinin buluşabilecekleri(maddi ve manevi) ortak payda değerleri yanında, her ikisinin Türkiye ile buluşabilecekleri ortak paydanın sözü bile edilemez. Tarih, bu ülkelerin bu tür kaypaklık ve oynaklıklarıyla doludur. Selamlar.