Öncelikle önümüzdeki referandum da evet oyu çıkarsa halkın kararına saygısı bulunmayan Chp nin Konya Milletvekili olan zat şöyle diyor; Diyelim ki Evet çıktı, kimse heveslenmesin biz yine Samsun’dan başlarız İzmir’e kadar kovalarız ve denize dökeriz. Diyerek burada hepsini yazamadığım argo kelimelerle Evet diyecek olan halka olan kinini kusmasını Evet oyu verecek biri olarak kınıyorum.
Siyasetin dili sert olabilir amma hakaret içermez karşı tarafı aşağılayıcı bir üslup asla içermez. Olay yargıya intikal etmiş şu olmuş bu olmuş meselesi değil yıllardır koyun ,cahil ,eğitimsiz veya göbeğini kaşıyan adam dedikleri halkı hala hor görmeye devam eden bu bozuk zihniyetin batarken son çırpınışlarını izliyoruz.
Buradan koyun olan cahil olan eğitimsiz olan benimde dahil olduğum bir kesimin temsilcisi olarak Evet diyecek tüm milletime acizane tavsiyem şudur; 16 nisan da yapılacak referandum sonucu ne olur bilinmez amma çıkan sonuca her kesimin saygı duyması gerektiğine inanıyorum , çünkü bizi biz yapan eğrisiyle doğrusuyla bu millettir içimizden bazıları hayır diyecek diye dışlamak, yada hain ilan etmek ülkeyi kaosa götürecek sürece bir fitil de bizim koymamız demektir , varsın onlar bizi İzmir’e kadar kovalayarak denize dökme hayalleri kursun , varsın onlar evet diyen bizleri cahil safsatasıyla suçlasın varsın onlar bize olmadık yalanlarla suçlayarak karalamaya çalışsınlar biz yine doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz .
CHP Konya milletvekili olan zatın amacının referandum sonucunun Evet çıkması olasılığının yüksek olması hasebiyle referandum sonrası bir halk ayaklanmasına ortam hazırlamak olduğunu bilmemiz gerekir. Biz yine sokakta gördüğümüz insanlara oyunun rengini sormadan haklı evet kampanyamızı anlatalım. Bırakın onlar yine saldırsınlar hakaretler savursunlar onlar akrep olmaya devam etsin biz yine dervişliği seçelim , günün birinde doğruyu bulmaları için yüce Allaha dua edelim.
Bizler referanduma odaklanmışken, hemen güneyimizde Suriye’nin dilip kentinde zalim Esat rejiminin eli kanlı katilleri, yine masum çocukların kanına girdi içimiz yanıyor, zalim Esat ve katilleri bu günahsız sabıların hesabını verecekleri kendileri için hazırlanan cehennem kuyusuna zebaniler daha fazla odun taşısınlar diye hala masum çocukların kanına girmeye devam ediyor, dünya yine sözde kınama üzüntü ve sert açıklamalarını sıralıyor on gün sonra yine Müslüman canına kıymaya yeni adamlar ve yeni örgütler türetecekler yani sahte üzüntü mesajlarının arkasında umutla besledikleri bu orta doğu bölgesinin kontrolünü ellerinde tutmak amacına hizmet edenleri korumaya devam ediyorlar.
Aklıma gelmişken sorayım Suriye’nin elindeki kimyasal silahlar alınmadı mı? Alındıysa bunları nerden ve nasıl temin etti? Son sorum bunları tüm dünyanın gözü önünde kullanmaya nasıl cesaret etti?
İç politikaya buradan hızla dönersek bizleri İzmir’e dökmeyi hayal eden zata sesleniyorum . Siz on beş temmuzda tanklara uçaklara bombalara veya kurşunlara kafa tutan göğüs geren bu cahil, eğitimsiz diyerek hor gördüğünüz Türk milletinin asil evlatları , İdlip’te ölenler için kıyama durdu bu günahsız halkın acılarını yüreklerinde hissetti. Biz güçlü Türkiye bölge de ve dünyada güvenliğin sigortası olsun diye uğraşırken siz ülkeyi karıştırıp kargaşa çıkarmanın peşine düştünüz memnun musunuz?
Buradan hayır diyeceklere bir önerimiz var ufak bir öneri şimdiye kadar iki başlı parlamenter sistemle yönetildik sorunları sizde bizde iyi biliyoruz ve son on beş yıldır size göre şeriatçı bir parti yönetti hangi özgürlüklerinizden mahrum edildiniz veya hangi haklarınıza kısıtlama getirildi ki, Ak partinin uygulamalarından rahatsızlık duyuyorsunuz, yahu açın şu anayasa değişikliklerini bir okuyun yine de hayır derseniz deyin.
Biz sizi denize dökmeyiz sizi dışlamayız, kararınıza saygı duyarız sizi kaybetmeye değil kazanmaya çalışırız farkımız bu.
SAYGILARIMLA