Kamu yönetimi disiplininin en çok üzerinde durduğu teorilerin başında karar verme modelleri gelir. Kararların hangi saik, hangi süreç ve hangi prensipler dâhilinde verildikleri sorularından yola çıkmak suretiyle bu modeller oluşturulmuşlardır. Karar vericiler bazen bilinçli tercihlerle bazen de bilmeden bu teorilere uygun hareket edebilirler. Bilinçsiz verilen kararlarda çoğu zaman çelişkiler, ihtiyaca cevap verememe ve birbirinin olumlu etkilerini gideren sonuçlar hâsıl olabilir.
Teoriler kutsallaştırılmamalıdır. Hayat her zaman teoriye uygun şekilde gelişmez. Lakin önemlerini yabana da atamayız. Ne tam onunla ne de onsuz oluyor.
Bugün, karar vericilerin muhtemel davranış şekillerinden yola çıkarak, milletvekili listelerinin nasıl biçimlenebileceği konusundaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çok sayıda kamu politikası modelinden üç tanesini değerlendirmeye almayı uygun buldum: Rasyonel model, Eklemeci model ve ‘Çöp kutusu’ modeli.
Her birinin bir takım süreçleri ve ön kabulleri mevcut. Kısaca ve teker teker temel özelliklerini ele alalım. Rasyonel (rational) model, karar vericilerin yapacakları kapsamlı bir durum analizi çalışmasına binaen ideal bir kararı vermek için çabalamaları gerektiğini söyler. İhtiyaçlar tespit edilecek; bu ihtiyacı gidermek için tüm alternatifler ortaya konulacak; bu alternatifler içinden en uygunu seçilecek. En iyi, en doğru, en ideal çözüm tercih getirilmiş olacak. Bu model radikal olmayı, en iyiyi yapmayı, en etkili olanı belirlemeyi, kısaca devrimciliği hedefler.
Eklemeci (incremantal) model en ‘uygun’, en ‘müsait’, en ‘yapılabilir’ olanın tercih edilmesi gerektiği fikrine dayanır. Bir önceki kararın üzerine yeni, ama kökten değiştirmeyen kararların alınmasının daha iyi olacağını savunur. O nedenle muhafazakârdır. Bir öncekini muhafaza ederken, ‘yapılabilir değişikliklerle yenileşmeyi’ sağlamak ister.
Üçüncü teori Çöp kutusu (garbage can) modelidir. Bu model, aynen bir çöp kutusu gibi, kararların o anda ne şekilde alınması gerekiyorsa o şekilde alınmasını, savunur. Nasıl çöp kutusu doldurulurken, hangi çöp erken geldiyse o önce atılırsa, kararlar alınırken de o an için hangi kararı almak gerekiyorsa o kararın alınmasını, daha sonra duruma göre yeni kararların da alınabileceğini söyler. Model ‘derenin akışı istikametinde’ yol almayı, ilerlemek için ‘sağa-sola’ hareket etmenin gereksizliğini savunur. Çoğu zaman bilinçli olmayan tercihlerle, suyun aka aka ‘yolunu’ bulabileceğine inanır.
Ak Parti listeleri oluştururken nasıl hareket edecek? Normalde muhafazakâr refleksler Eklemeci modeli öne çıkarır: Mevcut milletvekillerinin üçte ikisinin muhafaza edilmesi, üçte birininse değiştirilmesi şeklinde. Ancak Ak Parti bugün olağanüstü bir dönemden geçiyor.
İki boyut öne çıkıyor. Birincisi Partinin Genel Başkanı değişti. Yeni Başbakan yeni bir listeyle seçime gitmek ister. Milletvekilleriyle çalışacak olan o. Onların içinden bir kabine oluşturacak. Onlarla bir ekip oluşturacak.
İkincisi, 24. Dönem olağanüstü bir dönemdi. Mevcut milletvekili ve bakanlardan ‘paralele’ yaslanan, ondan ‘güç alan’, ona ‘güç veren’ ‘işbirlikçiler’ oldu. ‘İçeriden’ ihanete uğradı. Birlikte siyaset yapan insanlardan bir kısmı açıktan bir kısmıysa üstü kapalı bir biçimde hükümete karşı kurulan komplolara destek oldular. ‘Omuz’ verdiler.
Bunlar temizlenmeden, Ak Parti arınmadan devletin, bürokrasinin, milletin arınması mümkün olmaz. ‘İlk taşı atan, günahsız olacak’. ‘Ana kadro’ bir ekip oluşturabilmeli ki, ‘dış’ ekipler, destek basamakları ‘sağlam’ durabilsin.
O nedenle Başbakan Davutoğlu milletvekili listeleri üzerinde çok yoğun bir şekilde çalışıyor. ‘Sızmaları’ önlemek için azami gayret sarf ediyor. Bu arada ‘kul hakkına’ karşı dikkatli olmak gerekiyor. Komplocu, ‘paralelle’ ilişkisi olanlar mutlaka elenmeli, olmayanlarsa ‘çamur’ atılmasına izin verilmemelidir. Tam bir sorumluluk bilinci gerekiyor.
Aday adayları içinden birilerini karalayan, iftira atanlara karşı özellikle dikkatli olmak lazım. ‘Yaranma’, ‘jurnalleme’ ya da ‘eleme’ kastıyla rakip olabilecek insanlar aleyhine olmayan şeyleri isnat edenler, yarın Mecliste ‘tuzluktan’ öte zarar verirler. Tuz sağlıya zararlı ama ondan daha zararlı şeyler de var: Fitne, fesat gibi.
Ak Parti bu dönem Rasyonel modeli benimsese iyi yapar. Yani, radikal olsa, amaca en fazla hizmet edecek, en münasip, ideal adaylarla seçime katılsa daha iyi olur. Eklemeci model belki belli yerlerde kullanılabilir. Mevcutlar ‘vazgeçilemeyecek’ durumdaysa listeye alınsın, yoksa radikallik, idealizm daha iyi.
Hiç benimsenmemesi gereken yaklaşım, Çöp Kutusu modeli. Yani, bunu bu ‘önerdi’, şuna o ‘kefil’ oldu, diğerini filan şahıs ‘savundu’ refleksi bugün hiç olmaması gereken şey. Hatır, gönül, onun ‘adamı’, bunun ‘ekibi’, diğerinin ‘kontenjanı’ şeklinde karar verilirse hata yapılır.
Listeler en fazla bir hafta içinde belli olacak. Kamuoyunda adları ‘geçen’, ‘pompalanan’, ‘şişirilen’ şahıslara karşı ‘dikkatli olalım’ derim. Özel birini kastetmiyorum. Öyle olsa isim vermekten çekinmem. Ama en ideal listeyle, millete en yakın adaylarla, en layık olanlarla seçime gidilirse 2023 hayal olmaz.
Hele Konya’da değil ‘yoğurdu’, ‘dondurmayı’ üflemeyerek yemeliyiz. Kaybedecek çok şeyimiz var.
Türkiye’nin ve dünyanın gözü, kulağı üzerimizde…