Türkiye Korona Virüs sınavını başarıyla vermeye devam ediyor. Merkezi olarak alınan çok sayıda ciddi tedbirler var. Bu kararlara hepimizin en dikkatli şekilde uyması gerekiyor.
Dün itibarıyla 21 bin Umreci Türkiye’ye dönmüş oldu. Yani Türkiye için bu sınavda önemli bir aşamanın bir sayfası daha açılmış oldu.
Bakan Koca’nın Cumartesi günü bir Umre yolcusunda virüs tespit edildiğini açıklamasının ardından ise olayın ciddiyeti daha bir belirginleşti.
O güne kadar hem Sağlık Bakanlığı’ndan hem de Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Umre yolcuları hakkında açıklamalar geliyordu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Umre yolcularını, hem kendi sağlıkları ve hem de çevresindeki insanların sağlıklarını korumak için 14 gün boyunca kesinlikle evlerinden çıkmamaya ve ziyaretçi kabul etmemeye davet ederek, meselenin KUL HAKKI boyutunda düşünülmesi gerektiğini salıkvermişti.
Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çabaları önemli ama; olay ne yazık ki, bireylerin tercihine bırakılabilecek bir şey değildi. O kadar basit değildi yani.
Neyse ki Sağlık Bakanlığı bu konuda bir reaksiyon vererek, dün itibarıyla Umre’den dönen yolcuları Ankara ve Konya’da belirlenen öğrenci yurtlarında karantina altına aldı. 10 binden fazla Umre yolcusu 14 gün boyunca Sağlık Bakanlığı’nın gözetiminde misafir edilecek.
Konya'daki Tahir Büyükkörükçü ve Kutalmışoğlu Süleyman Şah erkek öğrenci yurtlarında kalan öğrencilerin Konya Büyükşehir Belediyesine ait otobüslerle başka yurtlara nakledilmesinin ardından umreciler, Konya Havalimanı'ndaki ilk kontrollerinin ardından polis eşliğinde otobüslerle yurtlara getirildi.
Olayın fotoğraflarını incelerken hüzünlendim. Düşünsenize ne kadar heyecan doluydular, buruk bir sevinç ve kocaman bir hüzünle karantinaya alındılar. İnsanın içi burkuluyor fotoğraflara bakınca ama yapacak bir şey yok. Devletimiz hem onların sağlığını hem de toplum sağlığını düşünmek zorunda.
Türkiye bugüne kadar bu süreci çok iyi yönetti ama bu mesele belki de olayın kırılma noktası olacaktı. O yüzden alınan karar isabetli oldu. Umrecilerimiz güvendeler.
Umrecilerimiz içlerindeki o heyecanı anlatmak için sabırsızlanıyordur şimdi. Eğer dışarda olsalar, kimseyi reddedemezlerdi. Hava alanına karşılamak için gidenler olacaktı mesela.
Ayrıca Umrecilerin çoğu yaşlı ve bazıları konuyla pek ilgili değiller. Kendi yakın çevremden bizzat tecrübe edindim ki; ne yazık ki 14 gün kuralı pek işlemezdi. İçlerinden bazıları uyarıları dinlemezlerdi. Umre yolcularını ziyarete gidecek akrabalarımız da bu işi açıkçası pek takmazdı. İşi şansa bırakmamak en güzeli oldu.
Soranlar oluyor, neden Ankara ve Konya’da karantina altına alındılar diye.
Birincisi Umre uçakları sadece Ankara Esenboğa’ya indiriliyor. Buraya imkanı iyi olan en yakın il Konya. İkinci olarak da; Konya, Türkiye’de en fazla öğrenci yurdu olan illerin başında. En iyi şartlarda barınma imkanına sahip yurtlar konusunda ve fiziksel yeterlilik konusunda Konya, Türkiye’de başı çekiyor. Ayrıca hastaneye erişim de kolay. Hastane imkanları bakımından da sayılı illerden.
Sağlık Bakanı Koca, Türkiye'nin önündeki 4-5 haftanın son derece önemli olduğunu ve tedbirler ne kadar sıkı tutulursa tehdidin o kadar zayıflayacağını ifade ediyor. Bakan Koca’nın bu uyarısını hepimiz ciddiye almalıyız ve devletimizle işbirliği yapmalıyız.
Devletimiz her ne kadar işbirliği istese de, işbirliği yapmayanlara yönelik bazı durumlarda devlet gücünü devreye sokabilir. Ki ben Çin’in bu yaklaşımla başarılı olduğunu, Avrupa’nın bu yaklaşım eksikliğinden başarısız olduğunu düşünüyorum.
Ailelerin bu işi ciddiye alması gerekiyor. Okullar yeşillik olsun diye tatil edilmedi, önlem alınsın diye tatil edildi. Aileler sırf çocukları istiyor diye AVM'leri, sinema salonlarını doldurmamalılar.
Hastaneleri gereksiz yere meşgul edenlere de bir şeyler söylemek lazım. Doktor Bey 5 yıldır kulağım çınlıyor, 2 yıldır bulanık görüyorum, yüzümde sivilce çoğaldı bir krem versen, saçım dökülüyor ne yapayım gibi acil olmayan sıradan bahanelerle hastanelere yüklenmeyi bırakmalıyız.
Diş hekimlerinin büyük risk altında olduğunu düşünüyorum. Sağlık çalışanlarına çok ihtiyacımız var, özellikle acil olmayan diş tedavilerinin de bu süreçte askıya alınması doğru olur. Ağrı-sızı yoksa diş tedavisi kabul edilmemeli.
Bu işin üstesinden hep birlikte geleceğiz…