Türk Milleti, vefalı insanlardan müteşekkildir. Kendisine hizmet eden insanların kıymetini bilmiştir ve hep vefalı davranmıştır.
Bundan önce böyle olmuşsa, bundan sonra da böyle olacağına şüphe yoktur.
Bu tespitimize itiraz sadedinde, 'bu millet başbakanını bile astırmıştır, ne vefasından bahsediyorsun' diyenler çıkabilir fakat bunu diyenlerin, bu milletin devlete ve devletin oluşturacağı düzene olan ihtiyacını bilen insanların feraset yüklü tavırlarından haberdar olmadıklarını söylemeyi de kendimde hak görürüm.
Örnek isteyenler, 15 Temmuz gecesi devleti ümüğünden sıkan fetonun beyni satılmış itlerine karşı, güya kendilerine sokak serserisi dediğimiz en sıradan gençlerin bile devleti için nasıl devleştiklerine bakmaları yeterlidir.
Öte yandan, bu millet, kendine hizmet edip de yanlışı çoğalanların oluşturduğu kırgınlığı, yapılan çok büyük hizmetlerin hatırına ve devlete olan saygıdan dolayı çok açık etmez fakat bu kırgınlığı da karşılıksız bırakmaz.
Kırgınlığın sebebi olan şahısların akıllarını başlarına almaları için, bu milletin sakladığı bir kantar topuzu, milletin demirbaş listesindeki yerini hep korumuştur.
Bu demirbaş, 'kantarın topuzunu kaçırmak' deyimi ile de hesap sormanın ve de ders vermenin en doğru yöntemi olarak Milletin hafızasında yer etmiştir.
En yakın dönem itibariyle, kantarın topuzunu kaçırmak deyiminin, 7 Haziran 2015 seçimlerinden hemen sonra sıkça kullanıldığını, hafıza sahipleri hatırlayacaktır.
Topuzun topuğa indirdiği darbe ile sendeleyen bahtsız bedevi, kapı kapı dolaşmak zorunda kalmıştı ve istikşafi görüşmeleri de kazandırmıştı siyaset literatürüne. Ne günlerdi ya hu...
Sonrası ne mi oldu?
Anadolu irfanı kantara seslendi, kantar da topuzuna emir verdi ve yerine geçmesini, dengede durmasını tembihledi.
Topuz, doğru bir tartı ile Milletin gerçek ağırlığını 3 Kasım 2015'te bir kez daha gösterdi.
Hissiyatım odur ki Milletin evlatları, 14 Mayıs seçimlerinde kantarın topuzunu bir kez daha göreve çağıracak ve birilerinin akıllarını başlarına almaları için topuklarına bir küçük darbe indirerek 15 günlük bir sendelemeye sebep olacaktır.
Aynı soruyu tekrar sormanın vaktidir.
Sonrası ne mi olacak?
15 gün sonra kantarın topuzu, topuğa indirdiği darbenin amacına ulaştığını görecek ve Milletin feraseti yeniden sahne alacaktır.
Ve muhatabına diyecektir ki:
“Aklını başına al ve devam et. Dereyi geçerken at değiştirilmeyeceğini ben senden daha iyi bilirim. Seni biraz şımarmış gördüğüm için 14 Mayıs gecesi topuğuna indirdiğim darbe, görüyorum ki amacına ulaşmış. Bazı fırsatları 20 yıldır kullanamadın fakat bu son fırsatı iyi kullan ve adaleti incitme. Milletin gençlerinin ümidini köreltme. Kurbiyeti ayaklar altına al ve gayretli ve kabiliyetli gençleri devletine küstürme. Kurbiyetinden dolayı kıyakçılık yaptığın şahısların seni ayakçılığa düşürdüğünü gör artık. Gör ki bu son uyarım olsun.”
Görelim günler nelere gebe...