Koalisyon görüşmelerinde netice alınamayacağı anlaşıldı. Ak Parti – CHP hükümeti kurulması için çok zorlama yapıldı. İçeriden, dışarıdan birileri mütemadiyen iki parti üzerinde, özellikle de Ak Parti üzerinde baskı uyguladı. Olmayacağı nihayet görüldü.
Acilen bir genel seçim takvimi açıklanacak ve millete tekrar başvurulacak. Yapılacak en akıllı iş bunu en kısa sürede gerçekleştirmektir.
Terörle mücadele ve ekonomik kaynaklı kaygılar Türkiye’de güçlü hükümeti gerekli kılıyor.
Kurt bulanık havayı sever. Bürokrasi bugün sahipsiz bir görüntü arz ediyor. İşine dört elle sarılan bürokratlara lafımız yok. Fakat genel itibariyle bürokrasi üzerine düşeni yapmıyor, kendisini o koltuğa oturtan kadrolara ve siyasilere gerekli sadakati göstermiyor.
Yeni seçilen bazı milletvekilleri de boşluk doldurma derdinde. Aynı hava onlarda da mevcut.
MHP ile görüşüp, kendisine erken seçime gidilmesi halinde kurulacak seçim hükümetine destek verme sözü hatırlatılarak seçime gidilecek. Devlet Bahçeli sözünü tutan bir lider. Kendisine müracaat halinde sözünü gene tutacaktır.
Bugünden itibaren herkes şapkasını önüne koyup, düşünecek. Yeterince düşünecek ve analiz edecek ki doğru karar alabilsin.
Uzunca süredir dillendiğimiz hususları alt alta yazalım.
Seçimden alınması gereken dersler mutlaka alınmalıdır.
Eğer listelerde yapılan yanlışlar düzeltilmez, söylem bazında yetersiz kalan ifadeler revize edilmez, tabanın sesi dinlenmez ve ekonomik haklarda iyileştirme yapılmazsa bugünden farklı bir sonuç beklenmesin.
Terör örgütü tarafından başlatılan saldırılarla yeni bir döneme giren ‘karşılık verme’ süreci önemli bir adımdı. Teröre ve teröriste haddi bildirilmezse millet destek vermez.
Türkiye bugün 6 Haziran’a göre çok iyi durumda. Şiddeti yöntem olarak gören kadrolara gerekli mesajlar ve karşılıklar veriliyor. Verilmeye devam edileceği de anlaşılıyor.
Milletvekili listeleriyle ilgili kaygılar her vesileyle ifade ediliyor. Liste hataları genişçe bir kesim tarafından ve sürekli olarak dillendiriliyor. Başına buyruk ve ‘bağajı’ olan vekiller çok ciddi bir sıkıntı kaynağı.
Sürekli manipülasyon peşinde koşan, karar vericilerin kulaklarına sürekli olarak fısıldayarak ortalığı karıştıran ve kulis yapan vekillere karşı tarifi imkansız tepkiler var. Bürokrasideki görevinde başarılı olamamış, kayda değer bir katma değer ortaya koyamamış biri kalkıp vekil olabiliyor.
Bu şahıs paralelin borazanlığına da bürünmüş olunca, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın haklı mücadelesi karşılıksız kalıyor.
Her hareketi hesaplı, her adımı planlı ve her girişimi ayarlı olan bu şahıs millete ne verebilir? Hesap ve plan millete hizmet adına değil. Öncelikle kendisini, daha sonra çevresindekileri merkeze oturtmaya yönelik. Menfaat temin etmeye dönük.
Bu tipler temizlenmeden siyaset arınmaz.
Tabanın sesine kulak vermeden gene başarı gelmez. Bu her parti için aynı şekilde geçerlidir. Teşkilatlar ikinci, hatta üçüncü plana itilince başarı gene gelmiyor.
Söylemler gözden geçirilmelidir. İki parti kadrolarının bütün bu fedakarlıklarına rağmen, ki bu görüşmeler hem Ak Parti’ye hem de CHP’ye yük getiriyor, hükümeti kurmaya muvaffak olamadılar. Seçimde söylemlerini gözden geçirip, revize ederlerse gerekmesi halinde seçimden sonra kurulacak koalisyonda işleri daha kolay olacaktır.
7 Haziran’ın ne dediği iyi anlaşılmalıdır. Ekonomik kaygılar esnetilmelidir. Konya’nın geleneksel olarak Refah, Fazilet, Ak Parti desteğinin yoğun olduğu mahallelerinde Ak Parti’nin oy kaybetmesinin derin anlamları var. Bu mahalleler daha çok emekli-yoğun yerleşim yerleri.
Görülen o ki muhalefetin ekonomik vaatleri belli seçmenin aklını çelmeye yetmiş. Bunu başka mahalle ve şehirlere de yaygınlaştırabiliriz.
Sonuç olarak; Türkiye doğru bir mecrada ilerliyor. Koalisyon bu defa olmazdı. Olmayacak. Yapılacak şey, yanlışlardan ve hatalardan ders almak.
‘Hata yapmadık’ derseniz bu seçmene saygısızlık olur. Seçmen ders verir.