Kaleler liyakatsizlerle fethedilemez!

Seyfullah Koyuncu
Zaman zaman Konya’daki bazı kamu kurumlarında da işletmelerde de bazı sorunlarla karşılaşıyoruz.
 
Çok kolay çözülecek bir problem bazen günlerce bekliyor. Sıkıntılara çözüm üretilemiyor.
 
Peki bizim problemlerimiz genellikle sistemden mi yoksa insandan mı kaynaklanıyor?
 
Bence sistemin iyi işlememesi insandan ve insanın iyi çalışmaması da sistemden kaynaklanıyor.
 
İşte liyakat tam da burada önemli hale geliyor.
 
Bir kurumda ya da iş yerinde sistem kurma ve geliştirme işinin teknik boyutunu lâyık olan ehil kişilere emanet ederseniz sistem daha iyiye gider, gidiyor da.
 
Sistem içinde iş yürütme görevini de yine lâyık olanlara verirseniz yine sistemin hataları kolaylıkla görülüyor. Ve gerekli liyakate sahip kişi, doğru inisiyatif kullanmak suretiyle bu sıkıntıları hem pratikte gideriyor hem de sistemi de buna göre revize edebiliyor.
 
Dahası, işinin ehli olan kişi aynı zamanda kendinden sonraki sistemi de kurma becerisini gösteriyor.
 
Bunun çok güzel bir örneğini Selçuklu Belediyesi’nde görme fırsatım oldu.
 
2012 yılında Selçuklu Belediyesi Basın Müdürlüğü’nde staj yapmıştım.
 
O dönem, Selçuklu Belediyesi Basın Müdürlüğü görevini Ali Düz yürütüyordu. Kısa denecek bir yaz mevsiminde Ali abiden çok şey öğrenme fırsatım oldu. Staj dönemimde bizimle birlikte çalışan ekibin içinde Ahmet Bilgiç de vardı.
 
Yine o dönem Selçuklu Belediyesi Basın Müdürlüğü’nde işe başlayan biri vardı.
 
Zafer Kemal beyden bahsediyorum.
 
Toy bir gazeteci adayı olarak 2012 yılının yaz ayında Zafer abi ile birlikte kovalı diye tabir ettiğimiz araçla Vatan Caddesi’nde kavşakların fotoğraflarını çektiğimizi unutmadım.
 
Şimdi dönüp geriye baktığımda çok güzel bir sistem inşa edildiğini fark ettim.
 
O dönem Selçuklu Basın Müdürü olan Ali Düz, kendi yerine Ahmet Bilgiç’i yetiştirdi. Ahmet abi Selçuklu Belediyesi Basın Müdürü oldu.
 
Daha sonra Ahmet abi de Zafer abiyi yetiştirdi. Selçuklu Belediyesi’nin şimdiki Basın Müdürü, kovalı araçlarla birlikte fotoğraf çektiğimiz Zafer Kemal abi oldu.
 
Ahmet Bilgiç ise şimdi Konya Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanı olarak görev yapıyor.
 
Dikkat ederseniz burada hem sistem var hem vefa var hem de liyakat var.
 
Eminim Zafer Kemal bey de kendinden sonraki ismi yetiştirecektir.
 
Keşke Konya’daki her kurum, belediye, şirket bu şekilde bir halka oluştursa. Keşke liyakate, ehliyete böyle dikkat etse.
 
Ahmet abi de Zafer abi de iletişim fakültesi mezunu mesela.
 
Tam da bu noktada geçen haftaki yazıma bir atıfta bulunma gereği hissettim.
 
‘Açıköğretim Fakülteleri Kapatılsın’ başlıklı yazımla ilgili çok sayıda geri dönüş aldım.
 
Ne kadar da çok şikayetçi varmış bu konuda.
 
Son dönemlerde açıköğretim mezunlarının üst düzey yerlere atamalarının yapılmasına tepki gösteriyor okurlarımız. Bazı kurumlara da bu şekilde atamalar yapıldığından bahsediyorlar.
 
Kimsenin işinde, ekmeğinde gözümüz yok ama hak yenilmesine de razı gelemeyiz!
 
Okurumun biri aynen şöyle diyor; ‘Seyfullah bey, açıköğretim kesinlikle kapatılmalı. Onu da geçtim, adamlar alan dışı açıköğretim mezununu; mühendisin, mimarın, gazetecinin, istatistikçinin yerine atamaya başladı. Bu bize haksızlık değil mi?’ diyor.
 
Kesinlikle doğru söylüyorsun sevgili okurum.
 
Bu hem size hem de bize haksızlık…
 
Sana diyorum Türkiye: “Emanet, Ehliyet, Liyakat”
Sana diyorum Konya: “Emanet, Ehliyet, Liyakat”…