Bu konu çok kez gündeme geldi.
Bu nedenle birçok kaza bile oldu.
“Şu araçlarınızı kaldırıma” park etmeyin kelamını her yerde duyduk.
Fakat sadece duyduğumuzla kaldık.
O kadar uyarılara rağmen, kaldırım işgalinin önüne geçilemiyor.
Sürücü, sanki tarlada yol alıyormuşçasına aracını rastgele kaldırıma park edebiliyor.
Vatandaşların yoldan geçemediğini bir kenara koyuyorum, “bir engelli buradan nasıl geçecek?” düşüncesini bile beyninde taşıyamıyor.
Beyin küçük, normal…
Kul hakkından korkmayan, hiçbir şekilde empati yapmayan, kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, kaldırım işgalcilerin yaptığı saygısızlığı hangi kelime ile ifade edebileceğimizi inanın bilemedim.
Zaten şehrin belli bölgelerinde yayalar için bile yeterli olmayan kaldırıma, sen gel aracını güzelce park et.
Sanki babasının park yeri…
Bu saygısızlık artık durdurulmalı.
Yaşlıların, hamilelerin, çocukların, engellilerin yürüme hakkına engel olan kaldırım işgalcilerinin yaptığı hak gaspı değil de nedir?
Maalesef, trafikte kimse kimseye saygı duymuyor.
Zaten şehrimizde bir trafik kültürü yok. Herkes kendi yaptığını doğru zannediyor.
Kaldırıma parklar yüzünden, binlerce kavga olmuştur. Bizim insanımız araç ile şehir merkezinde gezmeyi ve tanıdıklarında çay içerek muhabbet etmeyi sever. Aracını da rastgele park eder. Ama ne hikmetse, otoparka para ödemeyi sevmez.
O zaman toplu ulaşım kullanacaksınız. Gelişmiş ülkelerde toplu ulaşım yaygındır.
Kaldırımların araç için değil yayalar için yapıldığı artık idrak edilmeli. İnsanlar, birbirinin hakkına saygı duymalı.
Gelişmiş şehirlere yakışmayan görüntüler bunlar.
Lütfen bu konuda artık sosyal sorumluluk projeleri de başlasın. Yetkili kurumlar, gereğince, gerekli yerlerde bu konuda uyarıcı levhalar assın. Gerekirse ceza yazsın.
Kaldırım saygısızlığı artık son bulsun.