1999 Marmara depremi: 17 Ağustos 1999 tarihinde, Kocaeli ve İstanbul'da meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki deprem sonucu 17 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi yaralandı.
2011 Van depremi: 23 Ekim 2011 tarihinde, Van ilinde meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki deprem sonucu 604 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi yaralandı.
2020 Elazığ depremi: 24 Ocak 2020 tarihinde, Elazığ ilinde meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki deprem sonucu 41 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi yaralandı.
2020 İzmir depremi: 30 Ekim 2020 tarihinde, Ege Denizi'nde meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem sonucu 115 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi yaralandı.
Son olarak Kahramanmaraş merkezli 10 ilde büyük yıkımlar yapan depremde 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti.
1999 Marmara depreminde Türkiye artık resmen bir deprem ülkesi olduğunu kabul etti. Sonrasında hemen kanunlarında ve inşaat yönetmeliğinde birçok değişikliklere gidildi.
Yapılan değişiklikler yönetmeliklerde harika bir metinle başladı. Ancak aynı güzellik sahada devam etti mi?
İşte bunun cevabı; Van, Elazığ, İzmir ve Kahramanmaraş depremlerinde ortaya çıktı.
Ne yazık ki değişimler sadece kağıt üzerinde olduğunu hepimiz en acı şekilde gördük.
Yönetmeliklere uyan var mıydı? Tabi ki vardı ve bu binalar depremlerde sağlam notlar aldı.
Ancak yukarıda saydığım büyük depremlerde birçok kafanın halen değişmediğini de görmüş olduk.
Aslında bu depremler aşırı büyük değildi. Binaları yapan kafalar bunu hesap etseydi, Marmara ve Kahramanmaraş depremleri hariç diğer depremlerde vefat sayıları iki elin parmağını geçmezdi.
İşte böyle olmadı. Onlarca yüzlerce rakamlar ortaya çıktı.
Şimdi Kahramanmaraş depreminin ardından artık bu despot, hileci, malzemeden çalan kafalar da büyük bir hata yaptıklarını anladılar.
Bundan sonra değişir mi değişmez mi zaman gösterecek.
Artık kafaların değişip değişmediğini deprem olduktan sonra görmek istemiyoruz.
Gerçekten değişen, yaptığı hatalı binaları şimdiden yıkmalı ve yeniden yapmalı.
Binalar değişir, değiştiririz…
Artık yeter, artık bitsin bu boş vermişlik.
Şimdi gerçekten önemli olan her alanda kafalarımızın değişmesi…