Bir kısmımız vatan, millet sevdasıyla ülkesine sahip çıkma derdine düşmüşken, bir kısmımız da hiçbir şeyi umursamadan kendi daracık dünyalarında süs püs derdine düşmüş durumda. Bu süslediğini sanma işi draji-komik bir durum ve şımarıklığın zirvesidir.
Başkalaşım geçirdik, başka kimliklere bürünür olduk.
Instagram cicişleri (!) türedi. Hayatında mutfağa girmemiş, yemek yapmayı bilmeyen zamane kızlarımız hazır aldıkları yiyecekleri giydirme gibi lüzumsuz işler müdürlüğüne talip olmuş durumdalar. Nereye konduracakları belli olmayan, kondukları her yerde eğreti duran pembiş fiyonklar var bir de. Dantellerle süslenmiş tostlar da cabası.
Sofrayı yaptıkları leziz yemeklerle donatamayan kızlarımız çığrından çıktı. Bilmem ne marka masa örtüsü takımını serdi, ne bileyim ne marka yemek takımını masaya düzenli bir şekilde yerleştirdi. Bardaklar, mumlar, her şey hazır. Tabakta fiyonklanmış tost...
Nimeti küçümsemek değil niyetim, durup "Hayırdır? Amacın ne?" diye soranları yok mu bu insanların?
“Kadın profili” değişti. O Osmanlı kadınlarımıza ne oldu, atlıyı atından indiren? Light ürünler yiye yiye kilolarımız yerine başka yanlarımız mı eksildi ne!
Kadın profili değişirken “erkek profili” sabit mi kaldı dersiniz?
Bakınca kadın mı erkek mi olduğunu anlayamadığımız erkekler türedi. Kaşlar keman, saçlar şekil, tayttan öte pantolonlar...
N'oluyor yahu? Nereye bu gidiş?
Erkek profilini moda adı altında değiştirmeye çalışıyorlar, yemeyelim. Bakımlı olma hastalığına tutulduk. Bakımlı olmak kaş aldırmak, burnunu küçülttürmek, yüzünü gerdirmek değil, BB ya da CC krem sürmek, eyeliner çekmek hiç değildir. Bunları yapmadan da bakımlı olabilir insan.
Neyi kapattığımızı sanıyoruz bu yapay malzemelerle ve neden bunu sürekli yapma gereksinimi duyuyoruz, irdelemek gerekir. Güzel görünmekse niyetimiz, güzellik algımızı bir kez daha gözden geçirmemiz şart.
Bakımlı olmak, yaşın kaç olursa olsun giyiminle, kuşamınla genç görünmeye çalışmak değildir. Her yaşın bir ağırlığı olmalı.
Doğal olmak, her zaman daha samimidir. Güzel görünme isteği insanın tabiatında vardır. Benim eleştirdiğim nokta; sürekli makyaj yapan insanların daha bakımlı, daha güzel olduğunun iddia edilmesidir. Yakınımızdaki insanları makyajsız görünce tanıyamıyorsak, bir güzellikten bahsetmek ne derece doğrudur, tartışılır.
Herkes istediğini giymekte elbette özgürdür; lakin benim dikkat çekmek istediğim husus; moda uğruna kadın ve erkek profilinin deforme edilmeye çalışılmasıdır.
Evrilmeye çalışılıyoruz, dikkat edelim. Bize yıllar ötesinden sözler ulaştı, hayatımızı neye göre şekillendireceğimiz bildirildi. Oyunla, oynaşla vakit kaybetmeyelim.
Bir hastalığımız daha var; genç evli çiftlerin sosyal medya hesaplarından yaptıkları aşk itirafları… Ne kadar aşık olduğumuzu ya da sevdiğimizi başka insanlara ispatlamak zorunda değiliz. Samimiyetten uzak, bu denli gösterişe gerek var mı? Böyle yapılınca ilişkiler de laçkalaşıyor.
*****
Her yaptığımızı paylaşmak, her düşündüğümüzü yazmak zorunda değiliz. Dünyaya geliş ve dünyada oluş gayemizden sapmamak için hayatımızı zaman zaman gözden geçirelim. Arada kendi hayatlarımıza şöyle dışarıdan bir gözle bakalım.
Olduğumuz yer neresi, olmamız gereken yer neresi? Olduğumuz yerle, olmamız gereken yer aynıysa ne mutlu bize! Ya bir de tam tersiyse?
Yenilenmek için kendi hayatlarımızı zaman zaman gözden geçirmemiz gerekir. Eleştirileri biraz da kendi eksenimizden geçirmeye her şeyden çok ihtiyacımız var. Hatalarımızı farkettiğimiz anda düzeltme yoluna gitmemiz en / ne güzel erdemdir; halen geri dönüş için vaktimiz varken.