“Kadın Beyanı Esastır” Silahı

Büşra Aksakbağı Ay

Son zamanlarda şiddet olaylarında gözle görülür derecede bir artış yaşanıyor.

Özellikle kadın cinayetleri maalesef tırmanışta..

Bunların önüne geçmek için hem hukuksal hem toplumsal olarak kendimizi sınava çekmeli ve harekete geçmeliyiz.

Bunda herkesin hemfikir olduğunu düşünüyorum.

Fakat güya bu olayları önlemek adına çıkarılan “kadın beyanı esastır” maddesi ile bir skandala imza atıldığını düşünüyorum. 

Evet, bunu bir kadın olarak söylüyorum.

*

“Kadın beyanı esastır”

Kadının beyanını esas almazsak şiddet gösteren, taciz ve tecavüzde bulunan sapkınlar olaylardan sıyrılıyor.

Kadının beyanını esas alırsak da bunu hiçbir kadının şahsi çıkar ve intikam duygularının tatmini için kullanmayacağının garantisi yok.

Yani tam bir aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık olayı..

*

Bu madde ile masum çoğu insanı yakarız ve bunun örneğini çokça gördük.

Mesela 17 yaşından bir kız çocuğu sevgilisinden hamile kalıyor, babası sevdiği çocuğa zarar vermesin diye başka bir gencin adını vererek tecavüz ettiğini söylüyor. Babası 17 yaşında genç bir çocuğu öldürüyor. Baba hapse, masum genç toprağa.. Ölen gencin ailesi olayın peşini bırakmayınca gerçek ortaya çıkıyor ve asıl skandal burada. Kız 18 yaşından küçük olduğu için hiçbir ceza almıyor!

Yine babaları kızıp sizi okutmam dediği için babaları hakkında “babam bize yıllardır tecavüz ediyor” iftirası atan 3 kız kardeş yüzünden baba hapse giriyor. DNA yok, tecavüz belirtisi yok, sadece beyandan dolayı hapse atılıyor. Bir süre sonra kız kardeşler iftira attıklarını itiraf ediyorlar ve ceza almıyorlar! 

*

Bu maddenin hukukta yeri olmamalı. En başta evrensel hukukta yer alan “herkes suçu ispatlanana kadar masumdur” ilkesiyle tezat oluşturuyor. Bunun yanında eşitlik ilkesine de oldukça aykırı. Doğumdan gelen özellikler nedeniyle hukuk önünde bir insana ayrımcılık yapmak ırkçılık ve cinsiyetçiliktir.

*

Bir kadın olarak bunu nasıl savunabilirsin diyenler olacaktır.

Ben kadın olmanın yanında, bir babanın kızı, bir abinin kardeşi ve bir eşim.

Yarın bir gün çeşitli sebeplerle abime, babama veya eşime atılabilecek bir iftira ile hayatımız kararabilir.

Yani bu “kadın beyanı esastır” maddesi kötü niyetli kadınların elinde pis bir silaha dönüşebilir.

*

Kadın beyanı soruşturma açılması için esas alınmalıdır.

Kadın beyanı esas alınarak, suçlanan kişiye yukarıda verdiğim kızlarının iftirasına uğrayan baba örneğinde olduğu gibi “hadi aksini ispatla, ispatlayamazsan hayatını karartacağız” demek vicdansızlıktır.

*

Bu madde yerine devlet şunu yapabilir; taciz veya tecavüz eylemi ispatlanmış kişilere 3-5 yıl hapis cezası vermek yerine gerçekten caydırıcı cezalar verebilir.

Takım elbisesini giyip, boynunu büken tecavüzcü veya katile iyi hal indirimi uygulamayabilir.

Koruma kararı çıkarttıran kadınları gerçekten koruma altına alabilir.

Ahlaki yozlaşma ve çöküşün önüne geçilecek tedbirler alabilir.

Ailelere ebeveyn ve evlilik eğitimleri verebilir.

TV’lerde sigarayı, alkolü sansürlediği gibi şiddeti ve tecavüzü de sansürleyebilir.

Ana akım medya, sosyal medya aracılığı ile kamu spotlarını artırarak insanların bilinçaltına şiddetin kötülüğünü ve insanlık dışı olduğunu kazıyabilir.

Velhasıl..

Böyle suiistimale açık maddeler yerine cezalandırma sistemimizin elden geçirilmesi daha elzem..