Kadere Rıza

Zekiye Soylu

Kelime olarak Kader; takdir, ölçme, plan, program gibi manalara gelmektedir. İslami bir kavram olarak Kader ise; “Cenab-ı Hakk’ın, kâinatta olmuş ve olacak her şeyi, bütün vasıflarıyla, bütün hâlleriyle ezelde bilmesi ve daha onu yaratmadan önce, her şeyiyle, levh-i mahfuz denilen kader levhasında yazmış olmasıdır.” Kaza ise, “Allah’ın bu ezelî yazıyı ve takdiri, vakti gelince yaratmasıdır.”

İnsan, tüm varlığının, yaşadığı kainatın, çevresindekilerin Allah’ın kaderi ile takdir edildiğini bilir. Bilir ki, güneşin doğuşu ve batışı bir takdir iledir. Dünyanın dönüşü, gecenin ve gündüzün gelişi bir takdir iledir.Kur'an'da bütün nesne ve olayların belli bir düzen içinde gerçekleşmesi ilâhî sıfatlarla irtibatlandırılır. Bunlar ilim, irade ve kudret gibi zâtî; yaratma, yaşatma, öldürme, hidayete erdirme, saptırma gibi fiilî sıfatlardır. Kaderle yakından ilgili olanların başında ilim sıfatı gelir.

Rabbimiz ayeti kerimede bizlere şöyle buyuruyor;"Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; başkası onları bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki bir tek dâneyi, yaş ve kuru ne varsa her şeyi bilir. Bütün bunlar, gerçeği tüm netliği ile gösteren apaçık bir kitapta yer almaktadır".(En'am Süresi 59)

Netice itibariyle her şeyi önceden bilen, planlayan, yaratan Mevlâmızdır. Olaylar kader programı içinde cereyan ediyor. Bu programa tâbî ve teslim olursak rahat ederiz. Yüzmenin ilk kuralı telaş etmemektir. Deniz, teslim olanı sırtında taşıyor, bocalayan ise batıyor. Ceset itiraz etmediği için suyun yüzünde yüzüyor. Teslim ol kurtul.

Rabbimiz bir diğer ayeti kerimede bizlere şöyle buyuruyor; “Yeryüzünde vuku bulan veya başınıza gelen hiç bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı olmasın. Şüphesiz bu Allah’a göre kolaydır. Kaybettiklerinize aşırı üzülmeyiniz ve O’nun size verdikleriyle şımarmayasınız diye böyle yapmıştır.” (Hadid, 22-23)

İnsan için, yaşanacak bir kaderinin olduğuna inanmaktan daha rahatlatıcı bir duygu olamaz. İsyanlarımızı dindirecek, hayatın cilvelerini kabullendirecek daha etkili bir teselli kaynağımız yoktur. Bir felaketle karşı karşıya kaldığımızda kader inancının, rıza gölgesine, iman siperine sığınırız. Zira başka sığınak, korunak, tutanak yoktur. Hiç bir maddi nimet ve imkan, yakınını kaybetmiş bir insanı teselli edecek güce sahip değildir. Olayları, var olmayı ve yok olmayı anlamlı kılan dindir.Rabbim bizleri Kadere rıza gösteren kullarından eylesin...Amin