Kader mahkumu

Macit Uluçamlıbel

Üniversiteye hazırlanıyorsun, akşama kadar dershane derslere girmişsin belki etüde kalmışsın hava kararmış binmişsin tranvaya evine yakın durakta inmişsin. Aklında önce karnını doyurmak var. Kim bilir belki ev ahalisi de seni bekliyor sofraya oturmak için… Yemekten sonra yine sorulara gömüleceksin. Çünkü kolay değil tıp kazanmak. Çalışmalısın, çalışmalısın. Bu düşüncelerle evine doğru ilerliyorsun o geçerken hep tedirgin olduğun ıssız parkta.

Ve bir feryat… Bir kadın sesi… Belli şiddet görüyor… Ne yaparsın?

Adımlarını hızlandırıp o sesten uzaklaşır mısın?

Kadir uzaklaşmadı…

Uyardı… Şiddet uygulayamazsın dedi…

Ve kendisi de şiddete maruz kaldı…

Çıkan arbede de şiddet zanlısını yaraladı. Katil oldu… Bir kadını şiddetten kurtarmak isterken, bir kadın daha katledilmesin diye, güçsüz birisi kendinden güçlü birisi tarafından ezilmesin diye kazara katil oldu.

Kadir Şeker o gün o parkta adımlarını hızlandırsaydı, duyduğu seslere kulaklarını tıkasaydı, evine gidip yemeğini yeseydi, kazanmak istediği üniversite için derslerine çalışsaydı belki bugün şiddet gören kadının ölümü üzerine haberler okuyor olacaktık.

Ama biz kadının sürekli ifade değiştirmesiyle ilgili haberleri okuyoruz maalesef.

Kadir Şeker Konya Baro Başkanı Avukat Mustafa Aladağ’ın da söylediği gibi ‘kader mahkumu’ deyişinin vücut bulmuş halidir. 

Adalet sistemimizi anlamaya çalışmak emin olun çok güç. Onlarca suçtan sabıkası olan insanların hayatlarına hiçbir şey yokmuş gibi devam ediyor olmamaları gerekir. Cezaevleri çıkıldıktan sonra kendini rütbeli olarak gören suç makineleri tahliye ediyor. Islah olması gereken suçlular çektikleri cezayı bir nişane olarak kullanıyorlar. Ceza sistemimiz gözden geçirilmeli. Onlarca suçtan sabıkası olan insan elini kolunu sallayarak nasıl gezebilir? Cezasını çekti çıktı diyenler olacaktır. Evet işte o cezayı nasıl çekiyorlar ki yeni suçlar işlemeye korkmuyorlar?  (kader mahkumlarını ve yaptıklarından pişman olan cezasını çektikten sonra tertemiz hayatlar yaşayanları her satırımdan tenzih ederim)

…..

Sosyal medyaya düşen birkaç görüntü var birisi jandarma tarafından durdurulan bir erkek sürücü diğeri iste yolun ortasına aracını parkeden bir kadın sürücü ikisinin de ortak noktası gayet laubali davranışlarla görevli memurları tehdit etmeleri. Bu konuda iç işleri bakanımız sayın Süleyman Soylu’nun bir hamlesini bekliyorum. Bu tarz insanlara gereken yapılsın ki herkes haddini bilsin.

Amerika’da polise böyle davransalar ne olur? Aynısı gelmeli başlarına.

Devleti temsil eden görevlilere nasıl davranmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım.