Normalleşme adımları kapsamında Pazartesi günü birçok yer açıldı. Lokantalar, Restoranlar, Kafeler, Kreşler, Spor Solanları uzun bir aranın ardından derin nefes aldılar. Peki, hastanelerde de normalleşme süreci başladı mı? Vaka sayılarında azalma meydana gelse de sağlık çalışanlarının çalışma saatlerinde de bir azalma meydana geldi mi?
Pazartesi günü yasakların ortadan kalkmasıyla birlikte vatandaşlar kendilerini parklara, bahçelere, çarşıya, pazara attılar. Yani onlar da yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Ben insanların bu süreci nasıl geçirdiklerini öğrenmek ve onların düşüncelerini almak için Kültürpark’a gittim. Tahmin ettiğimden daha fazla kalabalıktı. Röportaj yapmak için yanına gittiğim kişi sağlık çalışanı çıktı. Ben de hemen bir sağlık çalışanı olarak yaşadıkları sıkıntıları, bu süreci nasıl geçirdiklerini, normalleşme sürecinde nasıl yer aldıklarını öğrenmek için sorular sordum. Röportaj bittikten sonra biraz daha ilerledim ve iki arkadaşın fotoğraf çekildiğini gördüm. Yanlarına gittiğimde onların da sağlık çalışanı olduğunu öğrendim. Daha sonra bunun bir tesadüf olmadığını anladım. Hastanelerde olmak, kapalı alanda yoğun mesai harcamak onların bunalmasına neden oldu ve arkadaşlarıyla birlikte açık havada vakit geçirmek istediler.
Birkaç sağlık çalışanından görüş aldım. Yaşadıkları sıkıntıları ve bu süreci birebir onların ağzından aktarmak istedim.
Üniversite Hastanesinde bir hemşire, birebir ilgilendiği bir hastanın testinin pozitif çıkmasının ardından yaşadığı ruh halini şöyle anlattı: “Ben hastamın korona pozitif çıktığını nöbetten çıktıktan sonra ailemin yanındayken öğrendim. Bu benim için çok ağır bir durum oldu. Kendimi evde, odamda karantinaya aldım. Her şeyimi ayırdım gerekli tedbirlerimi kendim aldım. Çatalımı, kaşığımı, kendi eşyalarımı ayırdım. Aileme yaklaşmamaya çalıştım. Bu süreci atlattıktan sonra rahat bir nefes almak için dışarıya çıktım”
Kendi çalıştığı hastanede pozitifli hasta sayının azaldığının bilgisini veren hemşire, normalleşme sürecinde sağlık çalışanlarının eski mesai sistemlerine döndüklerini, koronavirüs sürecinde 2 ay boyunca 24 saat nöbet tuttuklarını ama şimdi 8-4 mesai saatlerinde devam ettiklerini aktardı.
Özel Hastanede çalışan diğer hemşire ise şunları söyledi: “Psikolojik açıdan bizi çok etkiledi. O süreçte ailemle birlikte zorluklar çektim. Artık çok daralmıştık. Mesleğimi çok seviyorum ama maddi anlamda daha fazlasını hak ettiğimizi düşünüyorum.”
Her hastaya pozitif gibi yaklaşıyorlar!
Devlet hastanesinde çalışan başka bir sağlık çalışanı da şunları aktardı: “Biz sürekli stres altındayız işimiz çok stresli ve riskli. Herkes içeriye kapanırken biz insanlarla temas halindeydik. Sürekli maskeyle dolaşıyorsunuz. Artık hayatınızın bir parçası haline geliyor. Biz acil müdahale ekibiyiz ve sürekli kıyafetleri giyip çıkarmak da çok zor. Açık alanlarda kendimize zaman ayırıyoruz. Riskli alanlarda bir şey yapamıyoruz. Hastanelerde refakatçiler kısıtlandı. Bebekler daha küçük olduğu için onlara da bulaştırma riski vardı ve bu bize kendimizi kötü hissettiriyordu. Diğer hastaların iyiliği için her hastaya pozitifli gibi yaklaşıyoruz. Zamanımızın yüzde 50’sinden fazlası hastanede geçiyor. O yüzden rahat nefes almak için dışarıya çıkıyoruz. Eskiden 24 saat nöbetlerimiz oluyordu. Normalleşme sürecinde esnek mesai kavramı ortaya çıktı. Bu da çok sık hastaneye gitmemize neden oluyor.”
Vatandaşlarda hala bir bilinç olmadığını söyleyen sağlık çalışanı, maskeleri çenelerine ya da sadece ağızlarına taktıklarını ve bu durumun da risk yaratmaya devam ettiğini belirtti.
Benim de gözlemlediğim kadarıyla maske takmak zorunlu olduğu için her an biri bir şey diyecek korkusuyla yalandan takıyorlar. Yani aslında maske takmalarının bir anlamı kalmıyor!
Sağlık çalışanlarının yaşadıkları zorlukları hep birlikte okuduk. Canlarını ortaya koyarak bu mücadelede yerlerini aldılar. Yeri geldi ailelerinden yeri geldi kendilerinden feragat ettiler. Onların hakkı ödenmez ama yine de onlara iyileştirici şartların sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Bence iyileşme sırası onlarda!