İyi niyetli adımlarla 2023’ü kaybedeceğiz

Ömer Kocabaş

Başlıkta bir yanlışlık, mantık hatası yok. Hükümetin son iki üç-yılda ekonomiye can vermeye yönelik her iyi niyetli adımı art niyetli ahlâksızlar tarafından suiistimal edildi, fiyatların düşmesi gerekirken daha da arttı. Hükümet ise nedense bu durumu görmezden gelip aynı yanlışta ısrar ediyor. Serbest piyasa masallarının devre dışı kaldığı bir dönemdeyiz. Bu zamanda piyasaya gösterilecek her iyi niyet vatandaşın aleyhine dönüyor. Kadim devlet aklının devreye girmesi gerekli. Yoksa göz göre 2023 seçimlerinde sıkıntı yaşayıp, birtakım çapsızlara meydanı bırakmış olacağız(!)

Salgının ilk döneminde inşaat ve otomotiv sektörü sıkıntıya girince hükümet iyi niyetle düşük faizli konut ve araç kredisi vermişti. Maksat piyasada hareketlilik artsın, vatandaş hayalindeki ev ve araca daha makul fiyatlarla ulaşsın. Fakat istenilen gibi olmadı. Ev ve araç fiyatları kısa sürede arttı. O günden beri de bir daha sağlıklı bir seviyeye gelmedi. Hâlâ da artmaya devam ediyor… Ev fiyatları doğrudan kiraya da yansıyor. Alt gelir grubunu, asgari ücretle çalışanı falan geçtim bugün ortalama memur için bile ev alabilmek artık bir hayal. İşin içine bir de harama yani krediye bulaşmadan helalinden bir ev sahibi olma düşüncesi giriyorsa hayal, Kaf dağının da ardına gidiyor. Yine de umutsuzluk bize yakışmaz, Allah yardımcımız olsun…

Hükümetin konut alacaklar için verdiği yeni müjde daha hayata geçmeden ev fiyatları uçtu. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yaparken en hafif tabiriyle ahlâksızlar fiyatlar artırmakla meşguldü. Maliye Bakanı açıklama yapılmadan önce fiyatların not edildiğini, gerekenin yapılacağını falan söylüyor ama bir şeyin olacağı yok. KDV indirimlerinde de aynı şeyler söylenmişti fakat maalesef ülkemizde birçok şeyde yapanın yaptığı yanına kâr kalıyor. Şimdi diyeceksiniz ki hükümet iyi niyetli adımlar atıyor, bu ahlâksızlarla mücadele etmek için illâ mallarına, mülklerine el mi koysun, yasalar çerçevesinde bir mücadele ediliyor. Elbette öyle bir şey doğru değil, hükümetten tek istediğimiz oyunu kuralına göre oynaması. Bu ahlâksızlarla serbest piyasanın koşullarında ama devletin hep 18 yaş çevikliğinde olduğunu hatırlatarak mücadele etmesidir.

Bu mücadele ise şöyle olacak; İnşaat sektörü, içindeki bir elin parmağını geçmez iyi niyetlileri bir kenara bırakırsak hükümeti hep arkadan vurdu, vatandaşın gözünde hükümeti zor durumda bıraktı. Öncelikle yabancıya konut satışı tamamen yasaklanacak. İnşaatçılar özellikle İstanbul’da ortalama vatandaşın ihtiyaçlarına göre konut üretmiyor. Vatandaşların o konutları bırakın satın almayı, kiralamayı, aylık aidatlarını bile ödemeye güçleri yetmez. İstanbul’da yaşanılan konut satış ve kiralarındaki fiyat artışı kelebek etkisiyle bütün yurda yayılıyor. Ardından inşaat malzemelerinde ihracat yasaklanacak ya da firmalara ürettiklerinin en fazla yüzde 20 gibi bir oranını ihraç etmelerine izin verilecek.

Konya belediyelerinin kooperatif hamlelerinin tüm Türkiye’ye örnek olarak sunulması lazım. Hemşerimiz Bakan Murat Kurum konuya vakıf, istenirse çok kısa sürede Türkiye’de bir konut hamlesi başlatılabilir. Tabi ki kooperatiflere üye kabulünde TOKİ standartları olmalı. Belediyelerimiz iyi niyetli hareket ediyor ama ahlâksızlar bitmiyor. Biz yazınca kızıyorlar ama 60-70 bin lira ödenerek hak sahibi olunan boş hisseler emlak sitelerinde 200-250 bin liraya satılıyor. Belediyelerimiz yeni kooperatif hamlelerinde mutlaka kriterleri gözden geçirmeli. Konya’dan örnek vermek gerekirse merkez üç ilçe belediyemiz ve büyükşehir belediyesi biner konut yapsa, Akşehir, Ilgın gibi ilçe belediyeleri nüfuslarına göre 100 ile 500 arası konut yapsalar bu iş tamam. Tüm Türkiye’de sadece AK Partili belediyeler bile nüfuslarına göre kooperatif yapsalar emin olun sadece birkaç yılda ülke genelinde birkaç yüz bin konut yapılmış olur. Böyle bir projenin duyurulması, temelinin atılmasıyla bile konut fiyatlarında önemli bir düşüş sağlanır.

Üretim bu şekilde rahatlıkla artırılırken, faiz kullanmak istemeyen vatandaşlar için alternatifler üretilebilir. Sadece şu bilmem ne evimlerin bire bir aynısının kamu bankaları üzerinden yürütülmesi bile nefes aldırır. Konut üretiminin artırılması ve insanların daha kolay konut sahibi olması üzerine aklımızda daha farklı formüller de var ama yerimiz dar. Merak eden, çözüme talip olan sorarsa dilimiz döndüğünce anlatırız.

Hükümet, iyi niyeti bir kenara bırakarak piyasadaki oyun kuruculara hak ettikleri gibi muamele etmeli. Bir değil, iki değil, bu kaçıncı ahlâksızlık. Niyetimiz üzüm yemek, 20 yıllık kazanımları göz göre göre kaybetmemek. Vatandaşın nefes alabilmesi için bir an önce kararlı adımlar atılmalı, artık bir yerden başlanmalı…